12 Ağu 2014

Değişelim mi Tonton?


Çöp torbası gibiyiz, doğduğumuz andan ölene kadar yaşadığımız her şeyi bilinçli veya bilinçsiz bu torbada biriktiriyoruz. Adına tecrübe diyoruz, kimi zaman işe yarayan, kimi zaman da gerçekten çöp olan muhteviyata.

Geçmişi düşünmek, kendi kendine analizler yapıp sonuca varmak filan zevkli de; sonuçta bu analizlerden yola çıkıp daha iyiye doğru bir değişiklik yapamıyorsak, hepsi yine çöp olarak kalıyor omuzumuzdaki torbada. Yani benim kalıyor, sizi bilmem.

Gerçekten değieceksek; bu analiz kısmında sonsuza kadar vakit geçirmemek gerekiyor. Çok çabuk sinirleniyorum çünkü küçükken çok baskı altında kaldım, şimdi tahammülsüzüm. Oldu canım, n'apıcaz? Bu açıklamayı geçiş kartı gibi kullanıp önümüze gelenin canına mı okuyacağız? Tabii bu da bir seçim ama gerçekten değişmekten bahsediyorsak; bir kere öfkelendiğimizde gösterdiğimiz davranışları tekrarlamayarak, başlayacağız işe. Kendini durdurmak mı dersiniz, kontrol etmek mi, ben bilmem.

Tek bildiğim, kasırganın gelişini hissettiğim anda durmak ve otomatik pilottan çıkıp başka türlü davranmak. Bu nefes almak olabilir, delirticinin yanından o an için uzaklaşmak olabilir. Delirtici çünkü ben deliriyorum. Yani ben delirdiysem; buna sebep olana da rahatça delirtici diyebilirim, değil mi?

Konu derin ama uzatacak gücüm yok. Zaten kendime yazdım bunu. Bir kaç vakada denedim ve oldu. 
Size söyleyebileceğim; fazla derinlerde boğulmayın ve bir şey değiştirmek istiyorsanız; adım atın. Her zamankinden farklı bir adım.

Sağlıcakla kalın.