21 Kas 2009

Yaşarken Sevilmek



Bizler, insanlarla yaşadığımız sürece onların sözleri, davranış şekilleri, mimikleri, bakışları gibi çeşidi bol mesajdan bir anlam çıkarırız. Bu anlam; benden hiç hoşlanmıyor, beni seviyor, bana kızgın, bu davranışım onu mutlu etti, beni bir kaşık suda boğar gibi binlerce alternatiften oluşan bir sonuçlar bütünüdür.

Son yıllarda, bir insan hakkında ne düşünüyorsam onu açıkça dile getirme yoluna baş koydum. Davranışlarından çıkardığım anlamı açıkça söylüyorum ve bana ne hissetirdiğini de.

Aynı şekilde onların da bana açık olmasını istiyorum."Sen özel bir insansın" denmesi artık bana yetmiyor.
"Ne yaptım da bunu hissettin, neyim özel" gibi detayları almak istiyorum. Bir insan her haliyle harika ve özel olamaz, onu özel yapan şeyi bilmesi de güzeldir.

Genelde, sevdiklerimizin bizde hissettirdiği o sıcak duyguyu, onları sevme nedenimizi pek fazla söylemeyiz. Geneli bıraktım, sevdiğimizi bile söylemek zor gelir.
Ne kötü!

Oysa ilişkileri o kadar pekiştiren, sıcaklığı daha da arttıran bir tetikleyicidir ki bu detaylar.
Bir yapsak, ah yapsak...

Bir insanı kaybettikten sonra onu neden o kadar çok sevdiğimizi, onunla yaşadığımız özel bir anda yaptığı ve bizde yıllarca iz bırakan bir hareketini gidip, yakınlarımıza anlatır, üzülürüz.
Hiç aklımıza gelmez, bunları ona söylemeyi atladığımız. O zaten biliyor benim onu ne çok sevdiğimi var sayımımın arkasına saklanırız.


Bu yazıyı geçtiğimiz hafta doğum gününü kutladığım Aynacı'ya ithaf ediyorum...
O beni anladı...

Bir göz atın - Bir Damla Su
Foto: images.com
Müzik:Candan Erçetin - Annem

22 yorum:

lezzettabağı dedi ki...

Gerçekten de sevgisini göstermek ve dile getirmek anlamında çok vasatız biz toplum olarak.Ben çok karşı çıkıyorum buna!Söyle kardeşim söyle,ne var bunda!Ondan sonra o insan göçüp gittikten sonra bu dünyadan,dövünüp duruyorsun ah vah diye,sevdiğimi gösteremedim diye.

Unknown dedi ki...

bu kadar güzel ifade edilemez bir konu...sevgi sevmek tutku dostluk hüzün kesinlikle dostlarla yasanmalı..gecmıs olsun dıleklern için de cok tskler....

Aslısın dedi ki...

Anne ve Kızları: İnan sadece bizim toplumumuz değil bence insan doğası böyle.

Özge Sipahioğlu: Çok teşekkür ederim, umarım daha iyisindir.

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

Sevmek için her zaman özel/elle tutulur/somut bir neden gerekmez ama..

Hiç konuşmasan, göz göze gelmesen dahi, için ısınıverir ... yakın hissedersin kendini.

Hadi gel de açıkla şimdi bu durumu? kimya mı dersin? ten uyumu mu(yuh!:P)? bilemem ben....

Sevgi, yapmacık/yalan kalıplara sığmayan birşeydir.. x sebepten ötürü göz körse, göremez, orası ayrı.. ama samimi/içten/dürüst sevginin gayet de kolay ayırdedilebilen bir şey olduğuna inanıyorum şahsen..

Gayet kolay ayırdedilebilen ve "neden" diye sorgulanmaması gereken birşey.. nedeni yok çünkü.. (o "neden"'in peşinde koşarken mevcudu b.k eden nice ilişkiye tanık oldum)

Aslısın dedi ki...

Öküz: ben de yazarken bu neden kısmı için "nedensiz de sevilir, bazen küçük bir an için ömür bile verilir"
şarkısını düşünüp, hak vermiştim.
Bazen evet nedensiz de sevilir ya da nedeni arayıp, işi b.k etmemek için neden aranmaz.
Ama en azından sevdiğini belli edebilirsin, nedeni bulamasan da sevdiğini söyleyebilirsin, değil mi?
Özel bir durumda birisi sevdiğin bir şey yaptığında ona bunu söylemek ise her zaman mümkün ve yapılmalı diyorum aslında.

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

Muhakkak....

Gerçi "seni seviyorum" lafına pek uyuz olan bir adamım; orası ayrı.(çok sık ve yerli yersiz söylendiği için yapmacık, anlamsız, elif şafak özentisi bir şey gibi geliyor kulağıma)

Ama... sevginin(ve hatta teşekkürün) bir şekilde gösterilmesi gerektiği şüphesiz....

Bu çok özel bir sevgi sözcüğü olur(yeri gelir, "öküzüm benim!, suculu yumurtam!" dahi bir sevgi sözcüğü olabilir:P), aşk yahut şükran dolu bir bakış olur, sıkı bir sarılış olur, anlık bir derin nefes/koklama olur ... vss
ben bilmem, seç beğen alın istediğinizi...

Yeter ki dibinde boncuk var gibi tutmayın içinizde... paylaşın...

Aslısın dedi ki...

o son cümle ne tatlı olmuş :)
bu arada can'a (oğlum) geçen gün seni çok sevdiğimi nereden anlıyorsun diye sordum.
cevap: beni börtü böcek, kocakafa, küçük hüsamettin gibi isimlerle çağırdığın zamanlardan, dedi.
Anlaşılmak güzel şey :)

Eliza Doolittle dedi ki...

Ahah Kucuk Husamettini yerim yerim! Okuz ve sana sevgi ifadesi konusunda katiliyorum Aslicim, hatta tamamen gonulden kopup gelen coskulu uydurmasyon sevgi sozcuklerini bazen kliselerden cok daha da fazla seviyorum..Kucuk domates, kuzubeyi, hayatimin kuzusuu gibi anlik sallamalarim mevcut:)

Eliza Doolittle dedi ki...

Ahah Kucuk Husamettini yerim yerim! Okuz ve sana sevgi ifadesi konusunda katiliyorum Aslicim, hatta tamamen gonulden kopup gelen coskulu uydurmasyon sevgi sozcuklerini bazen kliselerden cok daha da fazla seviyorum..Kucuk domates, kuzubeyi, hayatimin kuzusuu gibi anlik sallamalarim mevcut:)

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

kuzubey ne yahu:) ? eşine kuzubeyi, küçük domates falan demiyorsun umarım:)

bir kız arkadaşım da bana "kuzu" derdi.. sevmezdim ortalık yerde söylemesini:P

Aslısın dedi ki...

Eliza kuzubeyi gerçekten beni öldürdü :)) Hiç duymamıştım :)

malumafatrus dedi ki...

bırakın sevmeyi, ben bazen insanları nedensiz ve sebepsiz olarak sevmiyorum bile. Ben de kesinlikle o uydurmasyon kelimelerin kişiye özel ve derin manalar taşıdığı hissiyatındayım ve magazin röportajlarında birbirinize nasıl hitap edersiniz mealindeki soruları da esefle kınıyorum.

Eliza Doolittle dedi ki...

Canim evin icinde mucu mucu yumusma esnasi soylenen var, etrafta insan varken soylenen var...sosyal ortamda gayet "sevgilim" "H".cim" ve turevleri dahilindeyiz tabii!
Kucuk domates de kuzubeyi de uydurma, kocama da, kardesime de, kime sefkat yaparsam :) Ohhooo, daha neler var anneye Minuse filan..

Aslısın dedi ki...

malumatfarus: nedensiz sevmek de bana alt yazıları okuyup, kişi hakkında bir yargıya varmaktan kaynaklanıyor gibi geliyor. Ne zaman bu alt yazılara güvenmeyip, önyargılı olmayayım desem başıma iş açıldı. Nedensiz sevmemelere de güvenmek gerek, pay bırakarak.

Adsız dedi ki...

Anladım ben seni anladım..

öküze katılıyorum, seni seviyorum, bir tanem vs.. laflarını kullanmam, zırt pırt kullanan da yapmacık gelir. yerine sucuklu yumurtadır, menemendir, kuzu kavurmadır cümlelerini de kullanmam. bu benim eksikliğim midir, kimine göre evet, bana göre değil..ama bunu duymak isteyen, bununla beslenen insanlar da var. ve seni seviyorum demeyen/diyemeyen ama karşı tarafı beslemek için kendini zorlayıp seni seviyorum diyebilen ya da deme çabasına girip ağzının içinde bu kelimeleri geveleyen kişi onu gerçekten seviyordur.
çünkü onun için kendini değiştirmeyi göze almıştır..
bana gelince söz verdim yapacağım, ama çok zor bir şey bu, ilişkimizin kalıbında bu yok, dışarıdan çok basit gelebilir ama ben nasıl kıracağım bilmiyorum..

Kalıplaşmış Aynacı

Not: her yazında adımı kullanarak blog okutmana bir şey demiyorum :=)

Aslısın dedi ki...

Aynacı, söz verdin, sen yaparsın.
Ya sanki Paris Hilton ya havaya bak, çok güldüm gerçekten de sürekli seni kullanarak, okutuyorum blogu :))
İlham meleeemm, ahanda bu da benim sevgi cümlem :)

Stil Direktoru dedi ki...

Sevmeyi bilen bir toplum olsak dünya düzelir zaten de nerde be canım

Adsız dedi ki...

işlem tamam..
H1N1 sağolsun :)

Çaktırmayan Aynacı

Aslısın dedi ki...

işlem tamam ise aynacı, ben de tamamım ama müsaadenle sana cuma günü detay sormakzorundayım :)

Adsız dedi ki...

hayır yaa.. zaten yeterince zor bir konuydu..daha fazlası yorar beni.
cuma günü hasta bile olabilirim

zora gelince kaçan Aynacı

mehbup dedi ki...

O benim. Ne zaman verdin sen blogumu. hatırlamıyorum. nasıl gururlandım biliyor musun,senin tarafından görmek. teşekkürler öpüyorum.

Aslısın dedi ki...

O kadar net hatirliyorum ki senin blogunu yazdigim ani. Canimsin.