28 Kas 2010

Gün içinde değişen ruh halleri


Sevdiğimi düşündüğüm birisinden soğumam, o kadar alışıldık ki...

Dengesiz ruhum, inişlerle çıkışlarla bir sever, bir soğur, bazen de kayıtsız kalır.
Üzülüyorum buna. Kendimle gurur duyduğum için yazmıyorum, dert yanıyorum, aslında.

İnsanların farklı yönleri var ve bir yönüyle sevdiğim birisinin, değişik yönlerini tanıyınca, birden ondan uzaklaşmak istiyorum. Ayıp oluyor, o kabulenmek istemiyor. Karşılıklı bir hayal kırıklığı bulutu sarıp sarmalıyor bizi. O beni suçluyor, ne garip bir insan olduğumu düşünüyor. Ben biraz onu, biraz da kendimi suçluyorum.

Bu işlerin bir formülü yok, öğrendim artık. Geçen pazar, yine buna benzer bir şeyler yazmıştım.
Hafta sonlarında, vakit bolluğundan insanlara sinir olma kontenjanım mı artıyor, nedir?
Boş kalmak yaramıyor herhalde. Gerçi hafta içi, iş yoğunluğu sırasında da işten birilerine gıcık olma limitlerimi zorladığım oluyor. İş ortamında daha çok malzeme var aslında ama ben nedense hafta sonlarını yeğliyorum.
Genellemelerin arkasına saklanmak istemiyorum ama herkes biraz böyledir gibime de geliyor.

Yukarıdaki satırlar sabah, evden çıkmadan yazıldı. Öylece taslaklarda bırakıp gittim.
Aradan geçen sekiz saatte, yazdıklarımı devam ettirme isteğim tamamen kaybolmuş. Devam ederim diye oturdum yazının başına ama bu konudan devam edesim yok. Acaba sinirlenince içinden ona kadar say sonra konuş denmesinin sebebi de bir süre sonra gıcık olduğun ya da öfkelendiğin şeyin etkisinin azalıp, anlamsızlaşması mı?

Madem durum böyle; sinirlenmenin, sevinmenin, coşmanın, heyecanlanmanın ne anlamı var?
Nasılsa o his geçiyor, duygular normale dönüyor. Sen istesen de istemesen de, bu oluyor işte.
Aşkın başlarda yaşattığı o deli heyecan gibi, tüm yakan, aniden yükselen duygular sönüyor, zamanla.

Bak işte dengesizim ben diyorum ya, haklıyım. Şimdi böyle yazınca, içime sinmiyor heyecanlanmadan, coşmadan yaşamak. Sanki beynimin ön lobunu aldırmış gibi nasıl yaşarım ben, diyorum.
Parlayan, sönen, coşan, tükenen, nefret eden, aşık olan, öfkelenen, çok seven hallerimle seviyorum kendimi.

Ben buyum işte, normalize olmaya çalışmak niye?

Görsel: Ahmet Coka

11 yorum:

idikodes dedi ki...

değişken halleri kendime çok yakın buldum,hisler tutkular yaşamak için olmazsa olmazlarımız

menekşe hüznü dedi ki...

merhabalar...
bence dert yanmayın.sizde böylesiniz demekki..( gerçi kendimde sanırım dengesiz olduğum için öyle diyorum ama :))
bir insanın farklı bir hareketini görünce ona olan saygım bitiyor.sizde ikizler burcumusunuz yoksa?
bu yüzden ki kahkahayla gülerken birden somurtma taklidini çok iyi yapıyorum :)))
selamlar...

Aslısın dedi ki...

idikodes, sen de bendensin, onun için körlerle sağırlar birbirini ağırlamasın.

menekşe hüznü, hoşgeldin aramıza, üç hava burcu insan ancak burada bu yazı altında birleşir. Ben teraziyim, ikizler-terazi-kova, ortak bir hayli noktamız var:))

Bir de benim yükselen burcum balık ki; ben durmadan değişmeyeyim de kim değişsin:)

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

Belki de "içsel sorgu" zamazingosunun b.kunu çıkartıyor(sundur/uzdur)..

Belki de, hayatı daha az sorgulayarak yaşamak, daha az didiklemek lazımdır... "Belki" diyorum hani.. Bilemedim bak..

Aslısın dedi ki...

Öküzüm, evet haklısın bu kesin.
Ama valla kafa alışmış böyle çalışıyor, sonra hemen yazmaya zorluyor.
Format falan atmak lazım, ben format atmayı bilmiyorum:)

menekşe hüznü dedi ki...

hoşbulduk :))
yazıyı okuyunca ortak nokta olduğu kesin zaten :)) burçlar konusuna gelince pek bilgim yok da işte ikizler hep böyle halk arasında 'çift karakterlidir' derler yaa oradan tahminim :)

ilnevyA dedi ki...

İş ortamında iş nedeniyle sinir olman insanlara normali. Haftasonundaki ise daha normal olanı bence. Şöyle bakınca, gözlemleyince çevreyi, sinir olmak için o kadar çok neden ve insan var ki.

Adsız dedi ki...

Bir gün o kadar çok normale döneceksinki , yaşadığın en büyük anormallik bu olacak :)

Dengesiz ya da deli ne olursan ol seni ve bloğunu seviyoruz.

Adsız dedi ki...

Mim'in var meslektaşım :)

Aslısın dedi ki...

menekşe, o çift karakter hem terazi hem de balıkta da mevcut:) neyse napalım, biz böyleyiz işte:)

ilnevya, evet de bunlara kalp yormak yazık geliyor işte, takma kafana prensibini bir benimsesem, ah olsa.

syrakusa, sağol meslektaş be, deliyim falan ama napalım işte:)
mim deme banaaaa :)) bakacağım tamam, canıma okudunuz ulen:)

Adsız dedi ki...

ben bu dengesiz ruh hallerimden çok muzdaribim aslında.sevdiğim insana verdigim tepkilerin onun hataları mı yoksa benim saati saatini tutmayan ruh Halim mı olduğunu düşünmek yıpratıyor beni bı an en ufak bı hissimin olmadıgını düşündüğüm nişanlıma iki saat sonra nasıl deli gibi asık oldugumu söylüyorum bu durumlardan kurtulmak istiyorum :(