11 Kas 2010

Sevgili Sabah...

Bu sabah ve akşam yürüyüşlerimi daha çok dinleyeceksiniz, üzgünüm.
Çook eskilerde, hiç sevmezdim arabaya, otobüse binmeyi. Mesafe ne kadar uzak olursa olsun, deli danalar gibi yürürdüm. Ankara'yı bilenler için; mesela ODTÜ'den, Aşağı Ayrancı'ya yürümek, benim için normal bir mesafe sayılırdı.
O zamanlar yürümeye ayıracak vaktim mi boldu, öğrenciliğin hafifliği miydi, bilmiyorum ama İstanbul'a geldikten sonra, birden ayaklarıma kara sular inmiş gibi, her mesafede bir araç ihtiyacı hisseder oldum.
On beş senedir böyle gidiyor. Bu arada gördüm ki; yürümek ile zaman bolluğunun alakası yok, mesele yürümek isteyip, istememekmiş.

Neyse bu sabah yine yürüdüm, işe gelirken. Kıyamadım güzelim sabah havasını içime çekmeden, plazanın içine girmeye. Sabahı da bir başka güzel oluyorumuş, yolların. Daha sakin...
Akşam alacasında, evine ulaşmaya çalışan insanların telaşesinden uzak. Uykulu gözlerle, aptal aptal etrafa bakınan insanlar, sokakta kedileri, köpekleri besleyen orta yaşı geçmiş ablalar, ağabeyler.

Daracık kaldırımda, bir adamın verdiği sabah kahvaltısını beklerken; çılgınca kuyruk sallayan iki köpeğin yanından geçmeye çalıştım. Kuyruklarıyla bacağımı gıdıkladılar.
Tam onlara gülümserken, az ötede kıskanç kıskanç onları seyreden tombul kedinin, duvarın üzerinde tünemiş haline de gülümseyivermişim.

Sabah güzel...

Görsel: Ahmet Coka
Yürüyüş Müziği: Soha- Mil pasos

18 yorum:

StummScream dedi ki...

Yürümek güzel insan daha çok mutsuz olduğunda yürümek istiyor özellikle, en azından ben böyle yapıyorum diyebilirim.

Fakat o eve dönerken yürüyüp pestil gibi olmak bazen hiç çekilmiyor.

Adsız dedi ki...

Plaza dediğine göre sen genel müdürlükte çalışıyor olmalısın. Sabah yürüyüşleri benim için servise yetişme parkurunda slalom olduğundan sabahlar uzak, bu servis tuzak bana şarkısı eşliğinde engelli koşu rekoru bana aittir.:))
Güzel bir sabaha uyanmana sevindim..

Dallama Blogger dedi ki...

hatun, sezen cumhur önal beyler
şu betimlemeleri gördükçe tek kanal devrine gidiyorum.
baba sen naaabıyon yau

Azze dedi ki...

Şansımıza, bu günlerde havalar da güzel gidiyor Aslı.

Ben de Heidi gibi sekerek yürüyorum ofise, ay burda bi kediş varmış, amanın bu köpüş de uyuyakalmış, ay ay kumrucuklara bak :)

Hepsi lodosun yüzünden bak, valla :)

Keşke, aynalı camların arkasına yüksek katlara tıkılmak zorunda kalmasak da dolmabahçede güneşle sevişsek...

Aslısın dedi ki...

Stumm scream, evet akşam dönüşte eğer kendimi özellikle yavaşlatamadıysam, bir bitkinlik oluyor, ne yalan söyleyeyim:)

syrakusa, dedektif gibin adamsın vesselam :) Ben slalomu bir dönem yapmıştım amanın uzak olsun:)

telekinesis, bak kafamı bozma, adile teyzen olurum haa :))

azze'm, şans hem ne şans, bayılıyorum yahu. O dediğini de yapsam zaten cennete falan gittim sanırdım şu anda:)

Dışavurum dedi ki...

Sabah spor yapmışsam, hayata daha bir anlamlı bakıyorum. İşe giderken etrafımdaki varlıklara dikkat ediyorum ve böyle senin son paragrafındaki gibi mutlu ve pozitif oluyorum.
Spor yapılamasa bile, yürümek güzeldir.

Dallama Blogger dedi ki...

anam ben iyice yaşladım sen yanımda çıtır kalırsın :D
bak yine güldürdün :D verdim şukunu

Sibel dedi ki...

aynısı bende de oldu. yürüyüş mesafesindeki yerlere de taksi ile gitmeyi alışkanlık haline getirdim sonra da "vay bu taksiciler neden kısa mesafede suratlarını ekşitiyorlar" diye onlara kızmaya başladım.
benim rekorum ancak sıhhiyeden aşağı ayrancı'dır. ODTÜ'den yürümek kasar biraz!

Judy Abbott dedi ki...

şimdi çabucak öğlen yemeğimi yeyip kendimi Kurtuluş caddesine atacağım, yürürken de karşılaştığım kedilerin komik pozlarını yakalamaya çalışacağım:)

Sade dedi ki...

uuhhhh canımı çektirdin beaaa.. hazır ev kadını modundayken bir sabah kıçımı kaldırayım da yüriiimm.. yanıma da kedi maması aliim belki şu tombul kediyle karşılaşırım..

Muzeyyen dedi ki...

Bu hafta sonu bir odtü-aşağı ayrancı parkuru ayarlıyım bari senin yerine :)

Aslısın dedi ki...

dışavurum, spor yapabildiğim ama istikrarla gün, seni anacağım sevgiyle. Şimdilik sadece yürümek, aheste aheste...

Telekinesis, o kadar güzelim ki çok çirkin kaldın yanımda misali :)) Aman, yanlış anlama; sana çirkin demedim, şaka, teoman'ın şarkısından.

Sibel, alışınca oluyor, dene bir gün yolun düşerse :)

Judy, süper süper, merakla bekliyorum kedicikleri.

Sade, hadi kalk kalk, tombul, zayıf hepsi olur.

Müzeyyen, ayarla be hadi, beni an özellikle askeriyenin önünden geçerken şşt diye laf atan askerleri duyduğunda :))

Ruby Edwards dedi ki...

Yürüyüş terapi ama sabah erken olunca daha da güzel.. Gerçi başıboş köpek terörü var şu ara hem Ankara'da hem İzmir'de... Şu köpeksavarlardan almayı düşünüyorum, hani yüksek frekanslı sesler çıkarıp köpekleri kaçırıyor... Fobik olunca insan! : )
Bu arada ODTÜ-Aşağı Ayrancı mı?! AŞTİ-ODTÜ arasını yürüdüm diye yüklenenlere karşı iyi bir argüman olacak iyi oldu bunu öğrendiğim : )

Kaan dedi ki...

Yürümekten ziyade yürürken çevreyi görebilmek aslında adım atmak bence, gerçek yürüyüşler bu olsa gerek, senin gibi :)
Yağmurda yürümek ise yürüyüşlerin en ıslak ve en yalnız boyutu; etrafta tüm canlılar damlalardan kaçarken sadece yağmur ve kendinle kalabilmek ve düşünceleri ıslatmak usulca... Zaten bildiğimiz, belki de her gün yapageldiğimiz devinimleri senden dinlemek, senin baktığını görebilmek, seninle yürümek gibi :)

Dallama Blogger dedi ki...

Bende alınacak tip varmı yau ? yardır aslı yardır :D

Aslısın dedi ki...

Ruby, evet evet kullan beni bence :) hoşgeldin safalar getirdin. Anneme yazdığım yorumu sabahın köründe okudum ve çok duygulandım. Şimdi çok şükür işler yolunda, sen hep olumlu düşüncelerini göndermeye devam et, olur mu?

Kaan, teşekkür ederim, yürüyelim arkadaşlar modundayım zaten :)

telekinesis, yok be kıyamam o kadar da.

Syhn dedi ki...

ben de yürümeyi çok severim ama yalnız yürümeyi sevmem :/
birde hiç rahat ayakkabım yok benim :)

Aslısın dedi ki...

syhn, istediğin ayakkabı olsun, alırız be, nedir ki, yanına da bir arkadaş aldık mı, tamamdır:)