Oldum olası kitaplarıma gözüm gibi bakarım. Sayfaları kıvırmam, üzerlerine yazı yazmam.
Kitap ayraçları da ayrı bir tutkudur benim için. Ama oldu ya o anda ayracım yoksa yanımda peçete veya bir kağıt parçası ne bulursam; onu ayraç yerine koyarım.
Kitap sayfalarını hoyratça çeviren insanlar beni rahatsız eder. Onlara kitaplarımı vermek istemem. Hele kitap alıp, geri getirmeyenler en sevmediklerim listesinde ilk 3'e girerler.
Son zamanlarda bir şey fark ettim: Kitap okurken üzerine notlar alıyorum, bazı sayfaları kıvırmak suretiyle işaretliyor, kısacası eskiden asla yapmayacağım şeyleri yapıyorum.
Üstelik bunu yapmaktan da büyük zevk alıyorum. Hatta işaretli yerler bana "yaşanmışlık" duygusu veriyor.
Tertemiz, dokunulmamış gibi duran kitaplarımla, sanki bir şey yaşamamışız gibi geliyor.
Şimdi bakınca; hızlıca tüketmişim onları. Aklımda kalan bir şeye dönüp bakmaya kalksam; nereden bulacağım?
Kitaplarla olan ilişkimin şekilci bir yanı varmış. Şekilcilik sevdiğim bir şey değil.
Nasıl davranışlarım söz konusu olduğunda içimden nasıl geliyorsa, olduğum gibi davranmayı seviyorsam; artık kitaplarıma da öyle davranıyorum.
Aramızda şekilsel itinaya yer yok!
Foto: gaykedi.blogspot.com
19 yorum:
Umarım beni yanlış anlamazsınız. Acaba o okuduğunuz kitaplarda "bir şey" ayrı yazılmıyor mu? Lütfen dikkat edelim...
Hayır asla anlamam ve bu hatayı hep yapıyorum. Hemen düzeltiyorum. teşekkürler uyarı için.
Anlayışınız için ben teşekkür ederim...
Aslıcığım edindiğin yeni alışkanlıklarını ben hep oldum olası yaptım, kitap içinde, sayfa kenarına not iliştirmeler, çicek böcek çizimleri, sayfaların kenarları katlı olarak işaretli, cümlelerin altı çizili vs..
benim de Türkçem geriledi, yani Türkçem bozulmadı ama ifadelerimi kaybettim, o yüzden blogumda uzun cümleler kuramıyorum, bunu da burda ilk defa açıklıyorum :)) sekiz aydır USA'dayım ve ingilizcem süper olmalı diye çırpınırken, Türkçe'ye az zaman ayırır olmuştum ve bunu tamir etmek için eşim bana okulun kütüphanesinden Türkçe kitap bulup getirdi :)) okuyorum şuan büyük zevkle!
belki ilerde uzun cümleler kurabilirim blogumda :))
:) Ferah'cığım,
Uzun cümle derken çizimlerini koymayı unutma da :)) Ben çizemiyorum ya :)
:) yakında koyarım çizimlerimi, biriktikçe ekliyorum ;)
Aslı bi an dedim benim gibilerden nefret ediyor sanırm :) Sonra okudukça seninde evrim geçirdiğini gördüm :) Bu iyiye işaret, "şekilcilk" in her türüne karşı olan bi insan olarak; kitap arasına not almayı bunun bi varsayımı olarak görüyorum.. Çok kitap okudum ve okuduğumu anlamam için, kırıştığını hatta eskidiğini, sayfalarda izlerimi bırakarak anlarım. Ammaann toprağa mı götürcz :) :D
Gerçekten de toprağa götürmeyeceğiz ya :))
Birbirimize benziyoruz bu konuda. Ben de kitapları kıvaran ve onlara kötü bakan insanları sevmem ve kitaplarımı vermek istemem. Bir çizik dahi gelsin istemem kitaplarıma. Biri kitabımı elime alınca nasıl çevirir sayfalarını diye dikkatle incelerim. :) Ben de son zamanlarda bazı kitapların kendimce önemi olan yerlerini kalem ile işaretlemeye başladım, ama küçük bir yıldız koyarak. Yine de kıvırmam sayfalarını. İşte buna dayanamam. :) Sevgiler...
Ben okuduğum kitaplara işaret koymakla kalmam, bazen o anda dinlediğim şarkının sözlerini, izlediğin filmin repliklerini de not düşerim, bu yüzden de başkasının kitabını okumak istemem istediğim gibi hakimiyet kuramıyacağım için. Bu yüzden de benden notlar olan bir kitabı ise öyle herkesle paylaşamam.
NesTal aynı kafadaymışız ve hemen hemen aynı değişikliği yaşıyoruz sanırım. Bir de gidip de gelmeyen kitaplara üzülmemeyi başarırsam :)
Malumatfarus, ben başkasının not aldığı kitapları okumayı severim, merak ederim; o ne düşünmüş diye. Not aldığımı vermek yeni birşey olacak benim için.
malumafatrus arkadas olduğumuzdan mı nedir bilmem ben de okuduğum kitapların altını çizip yanına notlar almakla kalmayıp okurken dinlediğim şarkı beni etkilemiş kitaba sinmişse şarkının sözlerini o sayfaya kazırım :)) ama Aslı senin önceki zamanlarda gösterdiğin özeni hayatımda sadece üniversiteye hazırlanırken elimin altındaki test kitaplarına gösterdim onlarla bir yaşanmışlığım olmasını istemedim belki de dönemsellerdi geldiler ve gittiler olsun istedim heralde :) o zaman post it lerim vardı çözümleri onlara yazar checkleri ya da x ları post it lere atardım :))
Ferry, ben de sadece ders ve test kitaplarıma bol bol yazar, çizerdim. Hatta geçen gün elime geçti, biraz göz attım; nasıl hoşuma gitti: Radyoda o sırada çalan sevdiğim şarkının sözleri mi dersin, sevgiliye şifreli mesajlar mı dersin :))
aslı; farklı dönemlerde farklı şeylerden hoşlanıyorum ancak her durumda kitaplarımın geri gelmemesini sevmemeye devam ediyorum. (bozuk bir türkçe mi oldu bilemedim :))
Kitapkurdu, bozuk olmamış bence, pek anlamlı olmuş.
Hani gün gelir, "dünya malıdır, ne önemi vardır?" moduna girer, aşarım belki diye :))
bende senin gibi kitapları çok severim.kitap okuyanlarada çok saygı duyarım.kitap konusunda bencil değilimdir ama her hafta düzenli kitap almama rağmen evde hiç kitap göremeyince artık bu işe bir dur demenin vakti geldiğini anladım.keşke insanlar aldıkları kitapları geri verselerde benimde kocaman bir küyüphanem olsa...
Aslicim, kitaplari okurken altini cizmeyi de gectim, o an o cumlenin bana yasattigi duyguyu bile kucuk simgelerle resimleyen, bazen notlar alan bir okurum ben! Nasil ki an'lari fotograflarla animsiyor, ve yillar sonra bir resme bakinca en cok o gun ne yiyip ne ictigimizi degil de, oyle kocaman gulerken ne kadar keyifli oldugumuzu hatirlariz, kitaplar da oyle! Yasanmisligin buyuk izleri...
Tuğba:Yazık yahu :(
Eliza:Çok haklısın, yaşanmışlık, tadını çıkarmak da bu işte.
Yorum Gönder