Sabah erken kalkıyor, akşamdan suyunu hazırladığı çaydanlığı ocağa koyup, kaynamaya bırakıyor. Pencereleri açıp evi havalandırıyor ve bir yandan yatakları topluyor. Güzel bir başlangıç için müzik lazım değil mi? Radyoyu açıyor ve günün nasıl geçeceğini belirleyen ilk şarkıyı dinlemeye başlıyor ve o günün hissini tespit ediyor. Kaynayan suyla çayı demliyor ve kahvaltısını hazırlamaya başlıyor.
Peynirsiz ve domatessiz bir kahvaltıyı geçiştirme olarak gördüğü için tabağa ilk onları koyuyor. Yumurtanın haşlanmasını bekliyor ve haşlanmış yumurtayı zeytinyağı, pul biber ve kekikle süslüyor. Kahvaltı tepsisine çay fincanını da koyup artık açlıktan gözü dönmüş bir şekilde masaya oturup her lokmanın tadını çıkarıyor.
Kahvaltısı bittiğinde, öğrencilerin ve işe gidenlerin koşuşturmasını izliyor camdan. Mis kokulu çayın ve güzel müziğin etkisiyle sokaktaki herkes sanki dans eder gibi geliyor. O da ayağıyla tempo tutarak onlara eşlik ediyor.
Sokak boşalıp sakinlediğinde, çayını tazeliyor ve kitabını alıp koltuğa oturuyor. Bir iki saat sonra bir film seçiyor ve kitaptaki kahramana veda edip filmdeki esas kadınla selamlaşarak, içeri giriyor.
Film bittiğinde, saat artık öğlene yaklaşmış. Eşofmanlarını giyiyor ve yine müzik eşliğinde kendisini sokağa atıyor. Parkta yürürken, kuşların cıvıltılarına kıyamıyor ve müziği kapatıp, doğanın müziğini dinlemeye başlıyor.
Bir saatin sonunda yorgun ama mutlu bir şekilde eve dönüyor. Duştan sonra çay ve kitapla günün belki de en güzel saatlerinin tadını çıkarıyor. Öğle yemeği, akşam üzeri koşuşturması ve havanın kararmasıyla ev halkının dönüşü, akşam yemeği derken koskoca bir günü daha bitirmiş oluyor.
Bir sonraki gün için plan yapmaya fırsat bulamadan sızıp kalıyor. Zaten yaptığı planlar da hep bu döngüyü devam ettirmek üzerine oluyor.
Çünkü istediği bu.
19 yorum:
Hah, yaşasın özgür günler :)
hem de nasıl leylak dalımm:)
fantezinin en güzeli! iyisin mi sen!
beni anlatmış gibisiniz:)
Özgürcüüm vallahi iyiyim:)
4 o zaman ne mutlu bize, değil mi:)
İşte görmek istediğimiz Aslı bu! :) Ne mutlu sana ey kadın...
Öykü bir yana ben yazım dilinizi, tarzınızı çok beğendim, tebrikler:)
bir emeklilik hali sezdim ben bu hikayede :)
Ahhh haa yine bana haber vermemek bak hafiye gibiyim takipteyim şekerciğim.Ev de olmanın dayanılmaz güzelliğini ev de olanlar ev müebbetindeki bizler çok iyi biliriz canımmm.En güzelini yapmış müziği kapatmakla doğanın envai çeşit seslerini dinlemek en güzeli öpüyor krakerin kocaman sarılıyorum dur sen yavaş sarıl ben bir krakerim kırma beni sonra yersin bye bye:))
Onur:))
Asya cok tesekkur ederim:)
A-H emekliligin dibi hem de:)
Krakerim ya gelsene sen buraya birr:)
Offf Aslii nasil gzel bir gun oyle .. Nasil bunlari yasayasım var. Zevkini de cikar cikara yasiyorsun .. Gibta ettim hayran kaldim özendm kiskandim :)
o zaman darısı başına, keyifle, en uygun haliyle ama:)
emeklilikte olacak şeyler mi bu yoksa tatilde mi.bizim hayat, o sokakta müzik eşliğinde koşuşturanlar gibi..
Bahar dallarim benimki de oyleydi ama erkence bir emeklilik hali su an durum:)
Beş sonrasını da yazsana karakterin.. kulağında sürekli sesler duyan, evdeki çiçeklerle konuşan, fotoğraflarla kavga eden biri olup çıkacak gibi duruyor. Türkişi seri katil.:P
harika. daha güzel bir hayat düşünemiyorum kendim için. ben de istiyorum. neyse şu kızcağızım biraz daha büyüsün olacak, hissediyorum :)
Avram kotusun oglum:)
Yasemin, yuzdun yuzdun kuyruguna geldin, bir tane daha dogurmaya kalkmadigin surece sorun yok:) patience patience:)
ahahahaha doğru ya, öyle bir riskim var benim ama akıllandım galiba. biraz rahata kavuşunca niyeti bozmazsam yakında gündüzlerin tadını çıkarmaya başlayacağım inşallah :)
Yasemin yani bilemedim ben:) niyeti bozarsan da vardir bir bildigin sonucta:)
Yorum Gönder