25 May 2010

Teşekkür Ederim


Hayat insana ne oyunlar oynuyor, durup dururken aniden ışıklar saçıyor. Bazen bakamıyorum, gözlerim kamaşıyor.

Son zamanlarda yazılarımda verip veriştirdiğim insan bana iyi ki "ben sana aynayım" dedi ve lafından geri dönmedi. Uzun süre "nasıl bir aynasın? Olmaz olsun senin gibi ayna" diyerek, red ettim içime bakmayı.

Ona kendimi anlatma çabasına girdim, sevgililer gibi bir ayrıldım, bir barıştım. Arkadaşlıklarımda yaşamadığım enteresan durumlara soktum kendimi. Ne göstermeye çalışıyorsa bana; göremedim bir türlü, gerçekten görmeye de çalıştım ama uğraştım bulamadım.

Derkeen buldum ya buldum!
İki sene önce yazdığım şu yazıda; aslında çocuk olma hakkı elinden alınan çocuklardan bahsederken, kendimden bahsediyordum.
Yani çocukluğumda olamadığım küçük kız çocuğu, zamanında yapamadığı hırçınlığı, çocukluğu başkasında görünce "sen ne hakla böyle davranabilirsin, ben çocukken bile böyle davranamadım!" diye saldırıya geçiyor. Yani yaşamadığım çocukluğumun acısını çıkarıyor.

İnsan geçmişten ne yükler taşıyor, üzerinde. Bahaneler arkasına saklanmak kolay geliyor.
Genelde kendimi deşerim, uğraşırım ama bu nasıl derinde bir yaraysa deşmeye çalıştığım halde kaynağa ulaşamamıştım. Hep dışarıda aramıştım sebebi, suçlayacak insan aramıştım. Bulmuştum da!

Bugün katıldığım bir grup çalışmasında, bir kaç kişi bana bu konuda destek oldu. Bulduğum ama görmezden geldiğim sorunu nasıl çözeceğime dair önerilerde bulundular. Önerileri hemen uygulamaya geçiyorum.

Bana ayna olmaktan vazgeçmeyen, bunu söylemekten bıkmayan arkadaşıma da çok teşekkür ederim. Eziyet gibi geldiyse de aslında bu da bir öğrenmeymiş. Sadece bende bu etkiyi yaratması "ondan" değil "bendenmiş".

Düşünmek, kafa yormak ne güzel. Çok acıyorum bunları düşünmeyen, savunma mekanizmalarının arkasına saklanan insanlara. Benim savunma mekanizmam son aylarda bana paravan olurken ne kadar mutsuzdum, eksiktim.

Ufkum açıldı, görüş mesafem uzadı.

Görsel

9 yorum:

Unknown dedi ki...

Bak aslında kötü düşündüğün şeyin de sana bir faydası olmuş canım!Ama olsun,o kişi yine de kötülüğüyle kalsın:)

Aslısın dedi ki...

O kötü değil, benim katlanamadığım şeyi gösterdi bana. Kaçtım kaçtım, buldum sonunda. Aslında her şey benimle ilgili. Ben onunla olmamayı tercih ederim ama en azından sadece onu suçlama modundan çıktım, kendimde bir şey keşfettim.

Adsız dedi ki...

o hırçın kız artık sadece özgür ve cesur kıza dönüşecek sanırım,isteklerini net belirten, olmak istediği yerde olup, olmak istediği insanlarla olan...Hayat keşfettikçe sadeleşen,sadeleştikçe güzelleşen bir hale geliyor...ne güzel...
İstanbul.

NiLaY dedi ki...

sonucun güzel olması, birşey öğretmesi güzel..

Sibel dedi ki...

Benim de var öyle bir arkadaşım. Gözüme soka soka gösteriyor beni bana.. Ben de inkar ediyorum, oradaki ben değilim sensin diyorum ama sonunda görüyorum aslında yansıyanın çok derinlerde kalmış bir siluete ait olduğunu.
Bu konu hoşuma gitti... Ben de yazacağım birşeyler ;)

Stil Direktoru dedi ki...

İşte bak en azından sen kendini geliştirip suçlamaktan vazgeçtin ki güzel olan da bu canım

Aslısın dedi ki...

İstanbul: Hadi bakalım, sen diyorsan öyledir :))
Nilay: Evet, öğreneceğim şeyi buldum, geriye öğrenmek kaldı.
Sibel: Yazmışsın, gördüm :)
Stil direktörü: Aynen öyle edacığım, gözümün perdesi kalktı.

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

ne mutlu sana ki, içsel sorgulama ve eleştiriyi *samimiyetle yapabiliyorsun..

ne mutlu sana ki, bu süreçte sana yardımcı olacak insanlar var çevrende..

çözüm yoluna, "daha iyiye", sorunların özüne samimiyetle kafa yormadan; iyice sirkelemeden bünyeyi nasıl adam olacak insan?

Aslısın dedi ki...

öküzüm, olmak mümkün değil. Kendine bakmadığın sürece yapacak bir şey yok gerçekten bünyeyi adam etmek adına.