1 Eyl 2010

Geri Sarsak?


Bugün, değişen mevsim ve yağan yağmurla ilgili herkes farklı bir ruh haline girmiş.
Kimileri, "işte sonbahar, işte yağmur" diyerek, Eylül'e methiyeler düzerken; kimisi "ulan hani küresel ısınıyorduk; mevsimler karışmıştı, iki yıldır hiç şaşmadan sonbahara yağmurla başlıyoruz" diye isyan etmiş. Bir arkadaşım, çok daha romantik ve sonbaharı bana bile güzel gösterecek şeyler de yazmış ama cık, olmadı işte olmadı!
Her gerçekleşen olay gibi, yeni mevsim de insanlarda farklı duygular uyandırmış. Yazma sebebim de; uyandığım andan itibaren üzerime çeken hüzün.


Bu sene sıcaklar ve nem yağmuru sevdirdi, en sevmeyenimize bile. Ancak ben de bir yandan hava serinledi diye mutlu olurken; diğer yandan sonbahar hüznüne kaptırdım kendimi.

Doğduğum ay nedeniyle güz çocuğu olmama rağmen, yılın bu zamanlarını hiç sevmiyorum.
Hüzün, güneşli günlere veda, "boş bir yüzme havuzu, sonbaharda" hissi dolduruyor içimi.

Tatilin (okuldan kalma üç ay tatil hissi hala içimde belli ki), yaz güneşinin, denizin, bronz tenin, şıpıdak terliklerin, çorapsız giyilen eteklerin, elbiselerin, açık havada akşam yemeklerinin, geceyi ertesi gün tatilmişçesine uzatmaların, kısacası; eğlenceyi ve hafifliği temsil eden yazın sonu.
Bu sonun neresi güzel?

Bu sonun getirdiği sevimsiz duygular, kendimle çelişmeme neden oluyor. Her türlü doğa olayını heyecanla ve ilk defa görüyor gibi karşılamak üzere yaz başında kendime verdiğim ve şu anda tutmaktan çok uzak olduğum sözümü hatırlatıyor. Aslı yine aynısın, havadan sudan bekle mutluluğu, hafifliği diye kendimi kırbaçlamama sebep oluyor.

İnsanın içine hüzün çöküyorsa; nasıl yönetir bunu, ben vallahi bilmiyorum.
Bilen varsa öğretsin, kırk yıl kölesi olayım.

Hüzünlü hallerle mutlu olan insanlardan değilim. Bana yardımcı olacak ve kölesi olacağım kişiye bunu da ayrıca dip not olarak iletmiş olayım.
Bana başka bir reçete lazım.

Görsel: Ahmet Coka- Last Day

18 yorum:

aslı hayvanı dedi ki...

ben de güz çocuğuyum. hatta hala çocuğum. hediye alın bana, doomgünüm eylül ayında :P

Aslısın dedi ki...

İçimdeki çocuk hediye istiyor diyorsun yani adaş :) Ne istiyorsun söyle, alalım para toplayıp, bari sen mutlu ol :)

dunyada bir balık dedi ki...

Aslı'cım,
ne demiş şair eylül aşk hüzün ayı kasım yine aylardan kasım sanki sende kaldı bir yarım kesss :))

A-H dedi ki...

oldum olasi sevmem sonbahari kisi, hep yaz insani olmusumdur ben.
ve ilk defa sonbahar gelmedigi icin mutluyum :)

Sibel dedi ki...

bence de hep ilkbahar ve yaz olsun, güneşin ışıkları üstümüze doğsun!
ama ne demiş ünlü şair (!!) havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun! hahahhaaa..

Unknown dedi ki...

Aslı'cım ben yaz çocuğuyum ama sonbahar sonbahar diye dolanırım etrafta!Haklısın o güzel yaz geceleri bitiyor ama sonbaharın hüznünün de ayrı bir güzelliği yok mudur?Çisildeyerek yağan yağmuru sıcacık bir fincan çay eşliğinde seyretmek,mis gibi toprak kokusunu içine çekmek,çok sevdiğin ve belki de defalarca okuduğun bir kitabın sayfalarına tekrar gömülmek...
Olsun olsun,sonbaharın hüznüne çare arama,onu da içinden geldiği gibi yaşa bence!

Aslısın dedi ki...

balık: harbiden kesss:) kasım da ayrı bir depresiftir iyi oldu hatırlattığın :))

A-H: Ben de aynen senin gibiyim, nispet yapma döverim :)

Sibel: Koptum ya, ünlü şairmişşş :)))

Kitap kurduyum: Bak aslında gerçekten ben sonbaharın o hüznünü kabullenmek istemiyorum, o zaman da hüzün müzün acı veriyor diyorum. Oysa dediğin gibi güz ve hüzünü kabullenmem, mevsimlerle kavgaya girmemem gerekiyor. Kendisiyle kavga edenleri yazarken iyi, kendimle ve mevsimlerle kavga ettiğimi fark ettim, salak ben :)

Adsız dedi ki...

size sonbaharı sevdirecek kişiye ne kadar köle olursunuz bilmiyorum ama;bunun mutlaka sonbaharda zuhur edecek bir aşktan başkası olamıyacağını söyleyebilirim.zamanları mekanları değerli kılan şey zamanları ve mekanları şereflendiren insanlardır.sonbaharda gelen,sonbaharla gelen bir aşk..

dunyada bir balık dedi ki...

:)))

Aslısın dedi ki...

nesimi: İnsanlardır evet insana her mekanı, mevsimi, hayatı sevdiren veya nefret ettiren ya da o insanlarla iken hissedilenler.

A-H dedi ki...

daha dur Asli yilbasinda efil efil elbiselerle resim cekip koymayi planliyorum bloguma :))
tamam biliyorum igrencim, dayak yiyecegim bu gidisle :)

bilinçaltı dedi ki...

ben sonbaharı hüzünlü olarak nitelendirmekten yana değilim. tamam, yapraklar ağaçları terk eder, hava-deniz grileşir, yüzme havuzları tenhalaşır..
sonbahar bence her şeyin, herkesin sakinleştiği dönem. belki sıcakla beraber kanı kaynayan insanların sonbaharla beraber durgunlaşması hüzne sürüklüyordur. ama eylülle beraber iş-güç için yollara dökülenler, yağmurun cam arkasındaki görüntüsü, şemsiyede çıkardığı pıtırtı, hafif bi üşümenin ardından giyilen sıcacık hırka.. insan istedimi her şeyde mutluluğu bulabilir. bence sonbaharı hüzünlü olarak nitelendirmek çekici geliyor çoğu kez(:

Fery... dedi ki...

Eyvaahhh, kış depresyonu günlerimiz mi yaklaştı? iyiydi böyle tam da anlattığın gibi etekler elbiseler uzun yaz geceleri :(

Aslısın dedi ki...

A-H: Şans zorlamaca derler buna, bitiveririm yanında, ne olduğunu şaşırırsın :)

bilinçaltı: çekici değil ama kaçış olabilir belki, içe dolan sıkıntıyı sonbahara yükleme kaçışı.

Ferry: Sen daha fark etmediysen aynen devam şekerim okuma burayı bir süre sakın :)))

Syhn dedi ki...

sonbahar harikadır ya..
boş yüzme havuzlarıda keza :):)

yağmur yağınca içim içime sığmaz benim :
hele bu yaz iyice nefret ettiğim için sıcakalrdan hala şort t-shirt dolanıyorum soğuk içime işlesin diye:))

Aslısın dedi ki...

Syhn: Seninle zaten konuşacak fazla bir şeyimiz yok bence :))

bad-ı saba dedi ki...

"Puslu soğuk hava dökülen yapraklar
en sevdiğim mevsimdi sarı sonbahar
artık değil"
diyor candan ablamız bile.
ah ne çok severim ben de bu şarkının bu satırlarını.tekrar hem aşık olasım hem hüzünlenesim gelir.
hüzünden kurtulmak mı? yanlış adresim ben aslı:)) bu sefer değil...
bu sefer yardımcı olamayacağım:)

Aslısın dedi ki...

Bu konuda senden yardım istediysem ne olayım bad-ı saba, yaklaşmam bile sana be :))