3 Eki 2010
Boşver!
İki gündür, cebren ve hile ile karanlık geçmişime girme çabalarından ötürü çok sevgili arkadaşlarıma selam ediyorum. Dün raporlu deli ilan edildikten sonra bugün de ağzınızı doldura doldura "ıyy rezil, pis, iğrenç kadın" demeniz için Onur, en utandığım anı anlatmamı buyurmuş.
İşte bu nedenle, kısa zamanda yakamdan düşmenizi umut ederek, son rezilliğimle karşınızdayım!
Bir kaç sene önce, çalıştığım birim uzun süre müdürsüz kalmıştı ve biz de toplantı odası yokluğunda, müdür odasını kullanmaya epey alışmıştık. Her zaman uzak durmaya çalıştığımız odayı birden benimsemiş, özel telefon görüşmeleri olsun, dedikodu için olsun, içeri dala çıka; yol geçen hanına çevirmiştik. Sonunda odanın yeni sahibi işe başlayınca, bizim saltanatımız da sona ermişti. Bilinç seviyesinde geçerli olan bu durumun, henüz bilinçaltım tarafından benimsenmediğini ise; rezil bir deneyim ile gördüm, öğrendim.
Olay günü, bir toplantı öncesi; odanın hemen yanındaki toplantı odasına geri geri girerek, toplantıya katılacak arkadaşlarıma tuhaf hareketler yapıyordum. Yaptığım hareketler bütününü tarif etmem çok kolay değil. Gözünüzün önüne, omuzları yukarıda, boynu içeride, belini bükmüş, elleri nah işareti değil ama onun gibi bir şey yapan, ağzının şekli; boynu ve omuzlarıyla ahenk içinde garip bir biçime bürünmüş bir kadın getirin. İşte o benim! Bu vaziyette, kolumun boş kalan kısmıyla da defterimi tutuyorum.
Birden sağ tarafta bir hareket hissettim ve o tarafa döndüm. Patron, arkası bana dönük oturan bir adayla iş görüşmesi yaparken, adama çaktırmamak için ellerini gerinir gibi havaya kaldırmış, kaşlarıyla ve hatta onlarla aynı seviyeye çıkmış gözleriyle, bana "HAYIR HAYIR!" diyor. Gözleri yerinden uğramak ne demekmiş, o an anladım. Hem patronun gözlerinde hem de benim onunkiyle karşılaşan, gözlerimde.
Odadan nasıl çıktığımı hatırlamıyorum, arkadaşlarımın hepsi yerlerine oturup, masaya gömülmüşler. Civarda, bu olaya tanık olan herkes, iş ortamında kendileri rol almadan başkasının yaşadığı rezilliğe tanık olmanın mutluluğu içinde. Ben mal gibi yerime döndüm ve olayı görmeyen kübik arkadaşıma "sıçtım ben, rezil oldum, Allah kahretsin" demekten, olayı anlatamadım bile.
Olayın etkisi azalana kadar bir kaç gün, patronla denk gelmemek için tuvalete ve su almaya gitmedim. Sadece güvenli zamanlarda ayağa kalktım. Arkadaşlarım da sağolsunlar, tuvalet olmasa da su ihtiyacımı karşıladılar.
İşte böyle, benim gibi sık sık normal davranış kalıplarından uzak davrananlar için sıradan ama bir o kadar da rezil bir durumdu.
Patronun olay sonrası tepkisini merak eden olduysa; eskiden birlikte çalışmıştık ve beni tanıyordu. Bu nedenle olay sıcakken hiçbir şey söylemedi.
Bir iki ay sonra; konuyu açtığımda da " ben öyle şeylere takmam Aslı, beni tanırsın" dedi.
Alt yazısı: "Ben seni tanıyorum, elinden ancak bu kadarı geliyor, boşver Aslı!" idi.
Canım benim!
Görsel: Ahmet Coka - Clean!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
12 yorum:
Ahahaha :) Senin o halini görmeyi çok isterdim. Etiketine de ayrı bir güldüm Aslıcım. :)
Süper:)Yok anlatımın, yoksa içine düşmüş olduğun duruma gülmüş değilim:p
Eh asli yaaaa :)
Onur, gösteririm bir gün :)) etikette samimiyim, valla fena yaparım :)
hayat belki bazen, hıhı yedim ben de, gül ya gül, bu duruma gülünür ancak. Acı olan tarafı; ne ilk ne de son benim gibi birisi için.
Sade, eh napiyim yaaa :)
Koptummm :)))
Sokağım kedisi, kop kop kop! :)
yanaklarından ateş topları akmıştır kesin :)))
azze, ne güzel bir tanımlama, görüntü de aynen öyleydi ve bir süre geçmedi, kalıcı ateş topları :)
şemsiye fotosunun yanında bunun da canlandırılmış bir fotosunu istiyoruz :)))
alemsin :)))
syrakusa, bu sözü veremiyorum zira o hale girmek için gerçekten "hissetmem" lazım :)
:))
Anlayışlı/hoşgörülü patron candır(can olmalıdır!)..
evet öküzüm, herkes öyle olsun bence de, yoksa benim gibiler n'apar bu kurumsal hayatta :) ekmek parası işte :)
Yorum Gönder