2 Eki 2010
İşte geldi!
Adını her gördüğümde, bana Life is life şarkısını söyleten Life, son zamanlarda çok sık rastladığım ve "amanın, bana da gelecek, hissediyorum" dediğim mimi göndermiş. Sevgili Life, küfür etmedim, etsem itiraf ederdim, tam yeriydi valla.
Benden beş itiraf bekleniyor, amanın pek heyecanlandım!
Aklıma gelen bir tanecik itiraf var, diğerlerini de yazarken bulurum diye, her zamanki yazma mantığımla yola çıkıyorum.
Önce aklımdakiyle başlıyorum: 8-9 sene önce her gün itiraf.com'a girer, itirafları okur ve bugün ben de yaratıcı bir şey bulacağım itiraf etmek için der, asla da bulamazdım. Kıskançlık ve hayal kırıklığı içinde sayfayı kapatır, ertesi sabah yine aynı kafayla, açardım.
Bugünlerde herkese ve her şeye kıl olasım var. En çok kullandığım kelime "nefret ediyorum". Aksi Şirin'in figüranı gibiyim. Asıl itiraf ise; bu sadece bugünlerde değil, her ay bir kaç kez tekrarlayan, genel bir durum.
Tek başıma yolda yürürken, birisi bana biraz fazla baktığında, elim ayağım dolaşıyor, adımlarım karışıyor, salaklaşıyorum. Utanıyorum ve hatta kızarıyorum.
Alışveriş Merkezlerinde, bir dükkandan çıktığımda asla gitmem gereken tarafa dönemiyor, mutlaka geldiğim tarafa doğru yürüyüp, geri dönmek zorunda kalıyorum. İstisnam yok!
Yürüyen merdivenlere inerken ve binerken kalp atışlarım hızlanıyor ve kenara tutunmadan asla adımımı atamıyorum. Bu bir kaç senedir var, koşu bandında tutunmadan yürüyememe sendromumla paralel başladı.
Aslında bir itiraf daha geldi aklıma ama söylemeyeceğim, haha!
Nooldu öğrendiniz de bunları?
Dipcik not: Life, itiraf ediyorum bu son soru, sanaydı :)
Görsel: Ahmet Coka
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
23 yorum:
itiraf.com günleri :D ey gidi...
bana gelen ilk mimi takip ettiğim kişilere yolladım sadece :) ama çoğu memnun olmadı :(( "ama ne yalan söyliyim mimleri okumak eğlenceli oluyo :)"
telekinesis, valla ey gidi :)
life, itiraf ediyorum, eğlendim ben de yazarken :)) çaktırma :)
Şİmdi bizim evdeki psikiyatrist ile oturuyoruz, yazdıklarını ona okudum ve muhtemelen kaygı bozukluğun olduğunu söyledi Aslıcım... Bu da benim itirafım olsun, tam olarak şöyle dedi:"Söylediklerine bakılırsa net olmasa da kaygı bozukluğu gibi görünüyor, sana tanıdık gelmedi mi zaten?" Ve yan yan baktı:)) Benim kaygı bozukluğum evlendiğimizden beri daha sakin bir durumda ama ben de üst geçitten geçemiyorum, merdivenleri çıkarken beklemediğim bir anda başım dönüyor v.b...
ben de itiraf ediyorum.. itiraf.com t-shirt'üm vardı benim.. yoksa sweatshirt müydü???
Aslı, biliyorum :)) İlaçsız ve seanssız kendi kendine telkinle yapılacak bir tedavi varsa; söyleyiversin ona zahmet :))
Sade, benim o bile yoktu be :)) Yoksa onu itirafı beğenilenlere veriliyordu da bana hava mı atıyorsun? :)
kaygı bozukluğu olan kişi daha kötü bir şey olmadan 'ya olursa..' diye endişelenir. 'ya asansör bozulursa' diye asansöre binememek, 'ya yürüyen merdivenden düşersem' diye adımını atamamak, 'ya doktor bende kötü bir hastalık bulursa' deyip doktora gidememek gibi.
raporlu deliyim ben. ilacını da kullandım. ilacı içtiğin müddetçe iyisin de, bırakınca aynısın.
adaş, ben de raporsuz deliyim. Ancak aslı ismiyle kaygı bozukluğu arasındaki bağlantı bu üç yorumda bana araştırma yapma isteği verdi. Bu arada bu bozukluğumuz da benzemese içim yanardı :)
Benim kaygılar genelde düşmek üzerine, doktora gitmekten de nefret ederim ama daha ziyade üşendiğimden :)
Daha saymadığım farklı kaygılarım da var elbet, önemli olaylar öncesi aşırı heyecanlanma vs.vs.
Tam dediğin gibi olay olmadan ölüp diriliyorum ben :)
Sehirici otobuslerinden inerken dusmekten odum kopuyo benim, bi de telefonumu ya da anahtarimi denize dusurmekten olesiye korkuyom.. Zombi fobim oldugunu soylemis miydim? Dustayken tek gozum acik kapiya bakar benim, zombi falan firlarsa goreyim diye.. Ehe!!
Aslılar, hakikaten 3'te 3 üz:)) Terapi mutlaka ve ilaç gerekirse olmalıymış. Eh, ben de eşimle 4 yıldır sürekli terapi halinde sayılırım :)) Benim sorunum aşırı koruyucu-kollayıcı bir anne babam olmasıydı, üniversiteye başlamamla yavaş yavaş rahatladım ama bazı şeyler kaldı böyle tabii... O üst geçitlerde kalbim gümbürderken bir gün duruverecek zaten!!
Sade, adın da Aslı bence senin :)) Hayat zor be :)
Aslıcım, ne sıkıcı, çocuk tertemiz sayfa doğuyor ve sonra saçma sapan şeylerle doluyor o sayfalar...
Off içim sıkıldı be! :)
Allah ebeveynlerin hatalarını inatla düzeltiyor ama galiba: motorsiklet kullanan, dağlardan inmeyen (şubatta Tanzanya'ya gidecek!), tatilde karşı adaya yüzen, 3 yıldız dalgıç,evde köpek besleyen ve kist yapacağına asla inanmayan bir eşim var:)) Tam komediyiz:))
Sizin evin tadı bir başkadır kanımca :))
Kopma noktalarımız dışında komedi filmi gibiyiz:)
sade, anahtar ve telefon olayı aynı. hatta şuna çanta diyelim kabaca. vapurların yandaki dış kısmında oturmak kabustur benim için. devamlı çantamı, elimdeki bir şeyleri ve en önemlisi de ayakkabımı denize düşürmekten acayip derecede korkuyor ve tedirgin oluyorum :) bu, kendimi bildim bileli böyle. lisedeydim ve bu kaygıyı yaşardım, hatırlıyorum. bence sade de bizden yani kısacası :)
benim en maestro kaygım 6 yaşındayken yaşadığım ve sanırım ki aylarca süren 'ya hamile kalırsam' kaygısıdır. annemin ağzından sadece kızların hamile kalabileceği verisi çıkmış ve olay benim neznimde bitmiştir :D hüngür hüngür ağlardım hamile kalırsam diye.
Yoo yo panik atak bence :D
adaşlar, durumu anladım ben, çıkıyorum size iyi günnerrr :)
balık, sen de oradan araya girip hastalık adı sayma len, bugüne bugün deliyiz, kork bizden :))
İleride bir çocuğum olursa, isminin "Aslı" olması konusunda kaygılar oluşturdu bu yazı bende nedense:p Tamam kötü bir şakaydı!!
Hayat belki bazen, sen bittin kızıım :)
Kızım derken?:)
Hahahaaa :))) Konuyla ilgili yazıyım dedim ama son yorumdan sonra ben gene koptum :)))
hayat, oolum yazıp silmiştim, senin erkek olduğunu bildiğimden, tam tersini söylüyorum, deliyim ya anla :))
sokak kediciği, hankı yorum :)
Yorum Gönder