13 Eki 2010
Nereme bakıyorsun bakiim?
Karşılaştığınızda, sizi baştan aşağı süzen tipler vardır ya, işte onları hiç sevmem.
Beni gördüğünde, gözlerimin içine bakanı, yüzümün ifadesinden; ne halde olduğumu anlayanları severim. Diğerleri benden çok, üzerimdekilerle ya da kolumla, bacağımla ilgileniyor gibi gelir. Hemen üzerimdeki kıyafete iltifat edeceğine, yorgun görünüyorsun ya da yüzün sapsarı demesini bile tercih ederim.
Dikkatsiz denecek kadar alakasızım bu üst baş mevzularıyla, belki de tüm yazdıklarım savunma mekanizmam. Konuştuğum insanın üzerinde çok dikkat çekici bir şey yoksa; ne giydiği ile ilgilenmem. İndiğim arabanın rengini, markasını bilmem. Zaten arabaları da sevmem, ehliyetim bile yok, olsun da istemedim hiç. Neyse bu konumuzla alakasız, ne tuhaf biriyim, anlayın diye yazdım.
İnsanların ruh hallerinin yüzlerine nasıl yansıdığını görmeyi, eteklerini görmeye tercih ederim.
Bu sözlerle, dikkatsizliğime bahane buluyor değilim. Çünkü, insanlara karşı dikkatsiz değilim. Herkesin ruh durumunu anlamaya, ortamda konuşulmayan gerginlikleri fark etmeye önem veririm. Bu konuda da bir hayli iyiyimdir. Bütün dikkatimi oraya verince de kılık kıyafet, girdiğim yerdeki vazo aklımda yer edemiyor. Kapasitemi arttırıp, onları da fark etsem; olur mu? Olur da bana ne faydası olur, konusunda kendimi ikna etmeden kapasite ayarlarıma müdahale etmek istemiyorum.
Herkesin, birbirini giydiği kıyafet, yemek yediği yer, bindiği araba, oturduğu yer ile değerlendirmesine inat, biraz da bilerek benimsedim bu duruşu. Ben de güzel kıyafetler giymeyi severim ama beni sevecek insanların bunlarla değil, benimle ilgilenmesini isterim.
Zaten pek de beceremem bu kıyafet işlerini, sürekli birileri akıl verir, daha farklı, albenili giyinmem, makyaj yapmam gerektiği hakkında. Buna da hiç bozulmam, dedim ya; önceliğim değil.
Benim için önemli olan ne kadar gerçek olduğun. Etrafa sahte ışıklar yayan birisinin, çakma çantası ile alamadığına sahipmiş gibi davranan bir insandan farkı yok, gözümde. Her ikisi de yalan, dolan işte!
Görsel: Ahmet Coka
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
16 yorum:
Bir zamanlar sokaklarda bazı deli ve sapık amcalar vardı, sinsice yaklaşır pardösüsünün önünü açarak içindekini gösterirdi. Yaklaştığı kişiyeyse korkuyla kafayı çevirmek ve biran evvel koşarak uzaklaşmak düşerdi.
Birileri üstüme başıma baktığında işte o amcalar gibi yapmak, bakanı korkutup kaçırmak istiyorum bazen.
bütün bunlar mesleğin yüzünden :) inan bana yalnız değilsin..
Bu konuda yazsam yazdığına çok benzer bir yazı yazardım, ama benim ki imla hatalı olurdu kesin, bu kadar beni anlatan bir yazı,eline sağlık harikasın Aslı
İst
hep aynı terane.
- biraz makyaj yap aslı, saçını değiştir aslı, kıl tüy aslı...
iyi de neden? neden makyaj yapmak zorundayız? sırf 'kadınlar bakımlı olmalı' diretmesine inat bakımsızım abicim.
hem şu da var. makyajın bir yeri olmalı. evden makyajsız çıkmayan kadınlar vardır. maske gibi onla gezerler her daim. iyidir hoştur ama bir terslik olur da bir gün makyajlarını yapamazlarsa gördüğünüzde mevlanızı şaşırırsınız. oysa doğal gezen insan öyle mi? kırk yılda bir makyaj yaptığında kendince top model gibi olur, sevinir :)
Kunegond, çok hoşuma gitti bu fikir, aniden poponu dön ve eteğini kaldır mesela :))
syrakusa, hadi ya, ne meslekmiş be, anlat anlat bitmedi :))
istanbul, imla hatası düzeltilir, kafaların içi temiz olduktan sonra hiiç dert değil.
aslı hayvanı, bilmem herkesin herkesi kendisi gibi yapmaya çalışmasından belki de. Belki de tamamen iyi niyetle beni daha güzel görmek istemelerinden. Ancak, o makyajsız gezmeyip sonra bir gün makyajsız karşımıza çıkıp, "kötü bir şaka" yapan herkese kaldırıyorum kadehimi :)
Çok güzel yazmışsın canım arkadaşım!
Dışına ne büründüğün değil, içinin ne kadar güzel olduğu önemli ve sen de bunlardan birisin. Ne güzel!!
mecbur kalmadıkça topuklu ayakkabı giymeyen ve kırk yılda bir makyaj yapan biri olarak her sabah işe fönlü saçlar topuklu ayakkabı ile makyaj yaparak gelen kadınları ben hep takdir ettim, bravo ben 2 dk daha fazla uyumak elimden geleni yaparken onlar fön çektirmeye makyaj yapmaya hiç üşenmiyorlar, bence bu tebrik edilesi bir şey ya. Ama karıştırılmasın karşımdakinin kendisinden çok üst başı ile ilgilenmek değil bahsettiğim :)
"Karşılaştığınızda, sizi baştan aşağı süzen tipler vardır ya, işte onları hiç sevmem."
Bak buna ben de sinir olurum bir de eve misafirliğe gelen bazı tipler de vardır ki sürekli ev pis mi temiz mi onu inceler bunlara da gıcık olurum bi daha görüşmem :D
sibel, hepimiz güzeliz işte :)
fery, haşa ben bakımlı kadınlara bir şey demiyorum, ancak saygı duyarım onlara, öyle olamadığım için. onları da beni de sadece dışarıdan bakan ve süzen insanlara lafım. İnsandan çok kılıfa değer verenlere yani.
balık, evet doğru bak, evde de olur o. dudak büzüp, kontrol ederler sinsi sinsi etrafı :)
Kimseye gözümü dikip bakamam ben. O yüzden de üstündeki başındakiyle, yani kısaca fiziksel duruşuyla ilgili hiç bir ayrıntıyı farketmem.
Bozulanlar olur, "Nasıl farketmezsin!" diye azarlarlar beni hatta. Ama insanların içine bakmayı ben de daha samimi buluyorum ve tek tercihim bu olunca ne kaşı ne gözü umrumda olmuyor.
Hepsi bu.
sokağımın kedisi, hah işte bunu diyorum. hepsi bu olsun bence de, fazlasına gerek yok.
Birebir ilişkilerinizde olduğu kadar, blog dünyasında da bu bahsettiğiniz kişilerle karşılaştığınızı düşünüyorum. Yanılıyor muyum? Ama en çok da bu kadar aldırmanıza şaşırdım. Benim gibi yapın siz de. Boşverin gitsin.:)
Adsız, bazen boşveriyorum bazen de deli oluyorum, ne yalan söyleyeyim. Belki bir gün tamamen boşvermeyi öğrenirim.
Aslicimmm ben senin neyi kastettigi anladim tabii anlamasina ve baktigin acidan cok da haklisin ama bu kilik kiyafet meselesi de aslinda karsindakini analiz emend buyuk ipuclari verir... Hani kisinin yuzunden icinden gecenler okunur ya iste uzerindekilerin de genel olarak nasildir cok bellidir aslinda...
Ben de profesyonel defermasyon var, ben 200 mt oteden gorurum kimono ne giydigini, nasil giyindigini..
Yabana atma soyledigimi; uzerlerimize gecirdigimiz kumas parcalari karakterlerimizi de
Bakimli bakimsiz konusu hic girmiyorum bile :)
opuyorummm seni kocaman..
Giyimi de bir duruş haklısın ama beni anladığını ve neden bahsettiğimi bildiğini biliyorum :)
:)) Ben seni tam olarak anladim da sen yukarida yazdigimi nasil anladin onu anlayamadim:))) Ucaga binmeden iki dakika once alelacele yazmistim, Ipad in azizligine gelmisim....neyse biz anlastik yaa gerisi bos!
Buarada tam bu yazinin uzerine pazar aksami Milano- Istanbul son sefer cuk oturdu, keske seni tanisaydim da yanimda olsaydin bak Ben sana ne analizler yapar nasil guldururdum!
Siddetle tavsiye etmiyorum o ucagi,modern gorunenlerin medeniyetsizligi acayip sinir bozucu...
Yorum Gönder