Sabaha karşı, yatağında sıçrayarak uyandı. Rüyasında ne gördüğünü, onu böyle korkutanın ne olduğunu anımsamıyordu.
Tek bildiği, kalbinin yerinden çıkacak gibi atmaya devam ettiğiydi. Küçükken, böyle gecelerde, yorganın altında iyice büzüşürdü çünkü dışarıda kalan elini, ayağını, görünmeyen birilerinin tutup, koparacağına inanırdı.
Artık çocuk olmadığı için yorganı üzerinden attı ve ayağa kalktı. Sabahlığını üzerine geçirip, salona doğru yürürken, o kadar da büyümediğini düşündü; her an evin ıssızlığında, karşısına birisi çıkacakmış gibi tedirgin olmuştu. Gün ağarmak üzereydi, camdan baktı, sokakta kimsecikler yoktu. Mutfağa gitti, çaydanlığa su koydu, ocağı yaktı. Salona dönüp, sehpanın üzerinde dün gece bıraktığı kitabını aldı ve okumaya başladı. Kitap, kendisinden kaçmaya çalıştıkça tanıştığı insanlarda, birlikte olduğu kadınlarda, hep kendisini gören, bir adamın hikayesini anlatıyordu. Bir kaçış öyküsüydü, bitmek bilmeyen, hep başa dönen bir kaçış.
O, içine yönelmeye çalışırken, bu kitabı seçip, okuyor olması da adamın tanıştığı, beraber olduğu insanlarda; durmadan kaçmaya çalıştığı kendisini bulması gibiydi. Kitabı bitirdi, adam oyunu kaybediyordu sonunda. Kendinden kaçış, sonunda başarı imkanı olmayan bir mücadeleden ibaretti.
Çayın suyu hadi kaynadım, gel artık diye çağırıyordu içeriden. Mutfağa gitti, çayı demledi ve salona döndüğünde; okumak için dün alıp rafa koyduğu üç kitaptan, ortada duranı seçti. En sevdiği yazarın kitabıydı; okumadığı ve bugüne kadar aramasına rağmen bulamadığı tek kitabıydı. Kitabı, ilk kez gittiği, ara sokaklardan birindeki o kitapçıda gördüğünde, sevinçten çığlık atmamak için kendisini zor tutmuştu.
Kitabını alıp, koltuğa gömüldü. On beşinci sayfaya geçtiğinde, kitabın içinden bir parça kağıt düştü yere. Eğildi, kağıdı aldı ve üzerine baktı. İşte sonunda olmuştu!
Hala rüyada olduğundan emin, gözlerini kapattı ve hep hayalini kurduğu şeyin rüyasını görmeye devam etti.
Görsel: Ahmet Coka
16 yorum:
Severek okuduğum bir öykü, teşekkürler.
sabah sabah iyi geldi ama nasıl da meraklandım bir bilsen. devamı olacak mı yazarın notunun?
alizafersapçı, teşekkür ederim, çok sevindim beğenmenize.
syrakusa, meslektaşım, çok sevindim iyi gelmesine. Kafamda bir şey olmadan, şimdi yazdım. Devamını okuyanların hayal gücüne bırakmıştım ama aklıma iyi bir şey gelirse, devamını getirir, sana da haber ederim :)
Sana iyi mesailer, ben izinliyim de üzerine afiyet :)
Çok hoş bir yazı. şaşırtıcı bir son olmuş, İnception gibi:)) çok beğendim..
İnsan bi haber verir izin alacam diye bak kıskandım şimdi :))))
iyi dinlenceler iyi hafta sonları :)
sanat notları, beğenmene sevindim, inception :)
syrakusa, bir dahaki sefere önceden vereceğim, söz. çok teşekkür ederim, seninde günün hemen geçsin su gibi.
bir cirpida okudum ama gerisi nerede?? bekliyor olacagim devamini merakla :)
Çok güzel olmuş devamını bekliyorum merakla.
ist
kesinlikle gerisi gelmeli...
çok güzeldi:)
A-H, İstanbul, ama gerisi yoktu normalde yahu :)
Cep aynası, beğenmene sevindim, gerisini düşüneceğim yoğun istek üzerine :)
ben de istiyorum Aslı devamını:)) uzun zamandır senle hasbihal etmemiştik. iyi oldu.pek takip edemedim daha doğrusu etmedim kimseyi bir takım problemler filan:(
neyse döndüm burdayım:)
bad-ı saba, özledim seni, hoşgeldin. Problemler umarım kısa sürede yoluna girer.
ben de özlemişim:)sanırım onlar bu aralıka kadar filan devam edecekler. yani problemler üniversitenin bitmemesi ve buna bağlı olarak peder bey:)bitsin artık şu okul!!!:))
o zaman şimdiden, ocak 2011 itibariyle bitecek olan okulunu ve mutlu babanı düşünelim ki; öyle olsun.
bazı yazılar vardır o kadar nettir ki kısa film tadında okurken izlersin kareleri bir bir,,,okurken izledim karakterini, sevdim,,,özlemişim;)
b.n.n, çok teşekkür ederim, gerçekten.
Yorum Gönder