Rüzgarı, soğuğu, sabah karanlığa uyanmayı, işe gelene kadar sucuk gibi olmayı, iş çıkışı trafikte takılmayı seven kış sevicilerini şu anda evire çevire dövmek istiyorum.
Aman kış gelsin, ay hava soğusun, aman da ne tatlı, sıcacık evinde oturursun, mıç mıç yazıyorlar, okuyorum. Nereye oturuyoruz ha? Sabah alacakaranlık kuşağında uyanıp, sürünerek buraya geldim, kulaklarım hala ısınmadı. Sinir içindeyim. Bu soğuk hava sevicilerini, toplayıp sokağa atacaksın sabahın köründe. Öle gebere gitsinler işe, gün içinde de dört-beş kez sokağa iş için göndereceksin. Zıbarasıclar uyy soğuk hava, kış aman da pek tatlı diyor mu bak?
Vallahi şu anda karşıma çıksa böyle bir tanesi, ağzını burnunu kırabilirim. Mis gibi yürüyordum sabahları işe, havayı içime çeke çeke geliyordum. Kış da var kabul de fırtına olmadan yağsa yağmur, hava soğuk olsa.
Olma mı?
İlla kaos hali, şemsiyen kafana geçer, rüzgar tükürür gibi yağmuru üzerine püskürtür!
Şu anda arkamdaki camlar tepeme yıkılacak diye korkuyorum.
Kendimi daha iyi ifade edebilmek adına, sözlerimi şöyle noktalamak istiyorum:
Soğuk hava sevicileri,
Bu fırtına size girsin!!!
Görsel: Ahmet Coka
26 yorum:
al benden de o kadar ya bende anlamıyorum anlamakta güçlük çekiyorum sıcacık evinde oturup camdan kar izlemek çok zevkli geliyor onlara iyi de dışarıda olan garibanlar napsın, ölsünlermi soğuktan, yazık değil mi? kendileri dışarda olsalar gene sevceklermi bende merak ediyorum :S
Cecilia, popolarını donana kadar dururlarsa sevmezler. Ancak evde mıçmıç, kedi yavrusu modunda sevilir o iş.
hahahaha al bendende o kadar, nesi sevilir su soguk havanin anlamam ki :)
yok hic gelemem soguk havaya ben yaz insaniyim, oh misler gibi efil efil hayat.
hobara höbere yaşasın sevinç çığlık....) ne güzel kışı fırtınayı sevmeyen biri daha varmış burda:))bence de girsin:)
eheheheh, adaşım sen çalışan bir sefilsin diye biz ev insanı, soğuk hava sevicilerini neden kıskanıyorsun ki? bu sabah 7:30'da tüm zavallı iş insanlarıyla beraber sokağa çıktım. yollar normalden bile boştu, şahaneydi.
hadi kır ağzımı burnumu :D
Sevgili evde polar battaniyelerinin altında az kanyaklı kahveleriyle dvd keyfi yapan soğuk hava sevicileri:
Bu benim kucağımdaki 1.5 ltlik sıcak su dolu şişe de sizin soğuk hava sevginize girsin.
Oh be.
Öperim Aslı ;)
sokağa atmak yerine onları atkı-bere-eldiven kombinasyonuyla sıcaklığın 40-50 dereceyi bulduğu yerlere göndermek daha iyidir bence :)hatta yanlarına "su birikintisinden geçip yaya ıslatmayı marifet sanan sürücü"leri de katsak ohhh ohhh..soğuğa inat içimin buzları eridi :D
A-H, senin sıcakta olduğunu bilsem de en azından fikren yanımızda olma nedeniyle sana küfür etmiyorum :))
bad-ı saba, ne sandın, en büyük düşmanıyım be!
adaş, o yazdığın her bir kelime var yaaa.... sen anladın bence:))) pis!
Azze, ben de öperim, önce o keyif yapans ensin sandım eğer sensen sana da kelimeleri gönderiyorum adaşa yaptığım gibi ama yok benden yanaysan ben de seni öperim.
Bu arada gittikçe çirkinleşiyorum ahahaa:))
lunaria, ah ben onu nasıl unuttum, en kötü ceza o şerefsiz şoförler, onlarla çevrilsin dört bir yanları inşallahhh:))
:)))
aynı fikirde olduğumu daha önceki yazılarda paylaşmıştık zaten :)
Dun aksam evden ciktigimda mis gibi bi hava vardi, hirkami gecirdim ustume ciktim ise gittim, gece vardiyasina. Sabah ciktigimda hem islandim hem dondum. Onca yolu titreyerek geldim, onca yol dedigim de ikitelliden kadikoye.. O yagmurda ve sogukta kapiyi acmayip bizi disarda bekleten servis soforune kafam girsin.. Ciksin girsin ciksin girsin ciksin girsin.......
Ay yok Aslıcım,
Sabah ofise gelirken bir kulağım donup düştü o yüzden tam anlamıyla dengeli yazamıyorum.
Şu an az ötemden geçen rüzgarı da efendim evdeki battaniye altı sefacılarına gönderiyorum. hoppaaa
fery, bizdensin tamam :)
sade, fantazini bütün kalbimle yaşadım, paylaştım, falan filan:)
Azze, haa bir an deidm ki ne oluyor ama neyse şu anda aramızda sadece adaşım olan hain var, onu da alt ederiz el birliğiyle:)
Ben her halükarda sokaklarda sürtmeyi seven kadın bile nefret ettim. Hem havadan hem sevgili havanın getirisi olan trafikten.
15 dakikalık yere 1 saatte gidince (gezme gibi bir hedefim varken) doğruca evime döndüm:(
Aslıcığım, öğlen yemeğine çıktım, sokaktaki köpekler sırılsıklam olmuşlar, ne yapacaklarını bilmez öyle bir bakış vardı ki gözlerinde. Kediler hem ufak hem cin olduklarından birer delik bulmuşlar amma köpecikler kalakalmışlar ortada. nefret ediyorum kıştan soğuktan yağmurdan, her mahalleye bir hayvan barınağı yapmayan belediyelerden:(((
ben yaz severim alınmadım hiç ve öldüm gülmekten:)))
İlahi Aslııı:)
Ben vallahi de billahi de soğuk havaları sevmem:)))
Takip etmediğim için hala var mı bilmiyorum da bir zamanlar Leman Dergisinde Erkut Abi vardı. Seni ona benzettim, yazını okuyunca. :)
-Erkut Abi, Soğuk Seviciler...
-Alın bu Soğuk Sevicileri, karda kıyamette sabahın köründe evlerinden çıkartın, bütün gün o devlet dairesi senin bu kamu binası benim dolaştırın, öğlen tatilinde kapının önünde bekletin. Daha sonra 15 yıl boyunca Güney Kutbundaki bilimsel çalışmalarda bulunsunlar. 15. yılın ardından NASA programına katılsınlar ve Güneş Sisteminin Güneşten en uzak ve soğuk gezegeni Pluton'a gönderilsinler. Hadi bakim...
Şuşu, tamam o zaman sana ceza yok, yola devam edebilirsin :)))
Onur, evet evet hatırladım onu ben. Süper adamdı rahmetli :)) Hah işte tam onun kafasındaydım sabah, hala öyleyim işte.
Seni hiç bu kadar sinirli görmemiştim :)
aha haa..daha güzel anlatılamazdı. sakin ol Aslı'cım.ne kaldı şurda yaza:)
Kaan hala usuyorum ve sinirliyim;)
Aysegul, hak veriyorsun bana, tama sen de bizdensin;)
yazıyı okuduktan sonra "keşke kar yağsa" dileklerimden tiksindim resmen. Sadece kar görüntüsünü seviyor olmamı kınamayın a dostlar. ha birde atkı bere kombinasyonunu seviyorum ne yapayım :))
deli fadik, adın da pek tatlı, hadi onun hatırına bir şey demeyeceğim sana bu seferlik ama:)
Asli valla kufretmeyesin diye burada havanin ne kadar sicak ve gunluk guneslik oldugunu ozellikle yazmamistim :)))
ama sanirim o kufru coktan yedim bile hahahaha
Egenin minik kasabalarından birinde ortaokul ve liseyi okudum. Kış olunca oralar bol bol yağışlı olur. Bir haftadan uzun süren kesintisiz yağmurları olurdu. Hiç sevmem yağmuru.
Yazları, sabah kalktığımda yüzümü yıkamaz doğrudan soğuk su (soğuktan kasıt ısıtılmamış, çeşme suyu) ile duş alırdım. Kahvaltı faslından sonra evden çıktığımda sıcak öyle bir çarpardı ki, sanki duştayım gibi ter boşanırdı. Böyle bir havada yaşayıp sıcağa alışan ben, soğuğu da sevmem.
Bilge, ne güzel anlatmışsın sabah sefanı. O çeşme suyunun altında olsam, oradan da kahvaltıya ama hava sıcak, her daim.
Yorum Gönder