6 Oca 2011

Noktaları "Bir"leştir

Birisi aşkla sarsılıyor, aynı anda bir başkası kendini değersiz hissediyor. Bir başkası tutunacak bir şey arıyor, bir ışık, aralık bir kapı. Bu arada, genelde neşeli ve umutlu olan bir başkası, kendini en derin kederlerin içinde bulmuş, ne yapacağını bilmez halde etrafa ve kendisine bakıyor.

Hayat, paralel anlarda benzer ve zıt, yakın ve uzak bir sürü meselenin ola geldiği, insanların "kendi hayatım" diye tanımladıkları ama başkalarıyla paylaştıkları, kabul etmeseler de; kendilerinin olmayan ve hiç olamayacak bir gidiş. Evet, hayat bir gidiş. Saniyeler ilerledikçe, dakikalar ve onları takip eden saatler arkasından geldikçe, elimizden, nefesimizden giden bir şey hayat. Gitme hali.
Elimizden kayıyor hayat, dibine kadar da yaşasak, yaşadığımız an son buluyor ve gidiyor işte. Ben de gidiyorum şu anda, yazdığım her kelime benden ve kalan zamanımdan gidiyor. Siz bu kelimleri okurken; aynı şey size de olacak, inanın bana.

Şu anda dinlediğim şarkıda, adam uzaktaki sevgilisine "uçaklar ve trenler olmasa bile sana gelmek için yürürüm. Bunu duyan arkadaşlarım bana gülerler ama onlar hiç böyle hissetmedi ki" diyor. Ne zaman birisini ayıplasam, dalga geçsem, aynı duruma düşmekle cezalandırılırım. Ya da belki ödüllendirilirim, demeliyim. Her şeyin insana dair olduğunu, bellki de yadırganacak hiçbir şey olmadığını fark etmem bir ödül değil midir?
Dedim ya, her olayın sadece benim başıma geldiğini düşünmem, kimsenin "böyle" hissetmeyeceğine inanmam, kendimi biricik kılmak isteğinden olsa gerek. Oysa biricik olduğumu değil de "bir" olduğumuzu kabullensem; vazgeçsem, bana özel tanımlamalardan, sıfatlardan, sahip olduklarımdan...

O zaman mutluluklar da dertler de acılar da daha normal gelir. Mutlulukları sonsuza kadar sahiplenmek gibi bir ütopyaya bel bağlamaz, acılar ve dertleri daha hafif yaşamaz mı insan? Bence yaşar. Madem hayat bir gidiş, o an sahip olduğumu düşündüğüm mutluluk, acı veya keder de benden gidecek. Ayrıca sadece bende değil bu duygulanmalar, aynı anda ve farklı zamanlarda bunu paylaştığım milyarlarca insan var. Küçücük bir noktayım ama olduğum sürece tamamlıyorum bu noktalardan bir şekil oluşturmuş bulmacayı. Lazımım ama ben ve benim gibi vakti dolanlar olmadığında; farklı bir şekille yine devam edecek o bulmaca.
Elinde sepetle koşan tavşancık olmayacak da kavanozla bal yiyen bir ayıcık olacak o zaman.

Neden bana bu kadar zor geliyor "bir" olduğumuzu kabul etmek?

Görsel: Ahmet Coka

41 yorum:

éLLa Çiça dedi ki...

Aslicim hastasiyim yazilarinin..

kara kitap dedi ki...

"bir" olmak zor geliyor.çünkü sizin de dediğiniz gibi insan varlığının önemli olduğunu hissetmek istiyor.yaşadığını anlamak istiyor.bazen bir şey okursunuz ve o an a yazı sizin için yazılmış gibi hissedersiniz.bana bugün böyle oldu.

Onur Diribaş dedi ki...

Aslısın, Gurusun... :)

Nursel Dokuzlar dedi ki...

ah Aslı ah.. Yine mi harika!

Adsız dedi ki...

Bir yazıyor, canım çıkıyor okurken. Bu ne anlatımdır..Bir anlatıyor, bloğumu kapatasım geliyor. Zulmetme bana Aslı!

Aslısın dedi ki...

Ella, nasıl teşekkür edebilirim ki bu söze?

kara kitap, ah işte bazen oluyor ama bazen tam da o "benlik" kavgasından nasıl da uzak oluyorum her şeyden. teşekkür ederim.

Onur :))) ya fenasın:)

Nursel, çok sevindim böyle söylemene.

Aslısın dedi ki...

Syrakusa, blog kapatmakmış, git bir yazılarını yeniden oku bence. Duymayayım bir daha. Seviyoruz birbirimizin yazdıklarını diyerek, noktalayalım mı cümlelerimizi?
:)

Sibelbek dedi ki...

ben de kabul edemiyorum bir türlü... ama bir türlü içinde olduğum kaostan da çıkamıyorum biliyorum ki aslında kabul etmekten geçiyor tüm çıkışlarım........................

Aslısın dedi ki...

Tibet'in annesi, çıkış yeri belli de gidebilene işte.

Sade dedi ki...

Ne kadar guzel anlatmissin, agzina klavyene saglik.. "bir" olmanin degerini ogrenebilirsek dunyada baris hukum surecek.. Ancak malesef hayatimizda bir "digeri" oldugunda ve kendimizi "biricik" hissettigimizde anlam kazaniyor hayatimiz, biz oyle oldugunu zannediyoruz dogrusu.. Aynen oyle evet, sadece "digeri" bize bir deger hissi katiyor, "digeri" oldukca da asla "bir" olamiycaz......

HerbiRenk dedi ki...

küçükken hayatı tiyatro zannediyordum, sanki herkes benim için yaşıyormuş gibi geliyordu. Büyüdükçe bu olgu tabi ki kendini değiştirdi. yazını okuyunca küçüklüğüme gittim bir an:) Bir olma eve keşke bir olsak hepimiz insan olsak:)

Eliza Doolittle dedi ki...

Her zamanki üslubunla bal damlamış biçeminden, ama bir kadar biricik'e de ihtiyaç var be Aslı, getirdikleri ve götürdükleriyle? Hı?

ry dedi ki...

aslısın yazı çok güzel olmuş, yazılanları çok iyi anladım ama kusura bakma o duyguyu hissedemiyorum. yine de yazı çok güzel. kompozisyonlardandan 80 - 90 alan biri olarak benden çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim.

Bilge dedi ki...

Beşer ferdiyetinin zirvesinde kendini tanrı kabul etmiş bir varlık. Bu kabullenişteki kusuru gördükçe insan olmakta. Tüm kusurlarını görebilen, kabullenebilen ve gerekli düzeltmeleri yapana da olgun insan (insan-ı kâmil) demişler.

Aslısın dedi ki...

Sadei şu zannettiğimizin farkına vardığım halde yapamamak ise sinir ediyor, sağol güzel sözlerin için.

Herbirenk, ve bir olunca insan olabildiğimizi de anlasak...

Eliza'm, sağol canım arkadaşım. Biriciğiz ama onun içinde de "bir" var değil mi? Var işte var:)

bilge, insan-ı kamil olabilmek dileğiyle...

ry, teşekkür ederim, beğenmene sevindim. ben neden kusura bakayım, rica ederim:)

Euphoric dedi ki...

şişko, yağlı, kıllı ve iğrenç egosuyla "bir" olan ve gereksiz yere zehir edenlerle... nereye kadar...

AAAZZZZZZZLLLLiiiiiii dedi ki...

Ne guzel soylemissin hayat aslinda hep gidiyor olma hali.
O yuzden belki de sadece nereye gittigi onemli olmayan yollarda kendimizi ancak hayata ayak uydurabilmis ve huzurlu hissediyoruz. Duruyor olmak kulli huzursuzluk

Unknown dedi ki...

nasıl da doğru demişsin, "hayat bir gidiş aslında bir gitme hali" diye.
çok doğru... hani hep herkes diyo ya ellerimin arasından kum taneleri gibi gitti vs. gerçekten sırf bunu düşünerek bile BİR olduğumuzu kabul etsek...
Süper bi yazıydı, bu yazı aslında hayatın aslı ;)
sevgilerr..

Kaan dedi ki...

Kendini aynılaştırma istemi varken yazılan ve bunu savunurken bile aslında ayrı olduğunu haykıran bir anlatı...
Aynaya baktığımızda, o simli camı kaplayan bir tek görüntümüz vardır, ikinci gelen görüntü gene o simli cama yansısa da yanıbaşımızda dursa da hep başkasına aittir oysa. Bir olmak bence sadece bir kişiyle olabilir; yanıbaşındayken aynada tek görüntünün kalabileceği...
Yazarken ve daha yayımlamamışken tüm harfleri senindir ya yazdıklarının, o zaman bir'sindir. Sonrasında ona değen gözler, bu gözlerin algıladıkları ve bunu sana aktarmaları, senin onların gördüklerine bakıp gene onlara aktardıkların artık bu bir'likten çıkmana vesile oluyor.
Ve içindeki vatanına dönüp tekrar biriktirmeye başlıyorsun kendini, bir pencerenden bir sonraki kafa uzatışın ve seslenişin için diğerlerine.
Sen, herkesin okurken kendinden birşeyler bulduğu, kendisinin seslendiremediği, belki de seslendirmeyi hiç akıl edemediği yağmurlar yağdırıyorsun, şemsiyesi açık olanlara. Onlar yağmurunla ıslanıyorlar belki, ama bulut olmak çok başka....

misssfit dedi ki...

okumayı bu yüzden çok seviyorum galiba :) biricik olmadığımızı öğrettiği için.

Must. dedi ki...

Belki de o kadar "bir" değilizdir. Kanıt olarak öne süremem ama etrafımıza ördüğümüz duvarlar habire yükseliyor.

CEPAYNASI dedi ki...

keyifle okudum yine:)
şiir gibi yazıyorsun...
bu arada mutlu yıllar...

Aslısın dedi ki...

AAAZZZLLİİ, Adaş asıl sen ne güzel söylemişsin.

Pınar, teşekkür ederim, hayatın aslı, astarı bu değil mi:)

Kaan, aynada gördüğümüz biricik akis de aslında bütün "bir"in parçası. Evet ayrıyım diye haykırıyor ama birleşmek istiyor yazan kişi burada:) Yağmur, bulut metaforuna söyleyecek kelime bulamadım, durakaldım.

missfit, okumak, izlemek, konuşmak...

eshquia, ben de onu diyorum, isyan ediyorum kendi kendime.

cep aynası, sana da mutlu yıllar, çok teşekkür ederim, utandırıyorsun beni:)

A-H dedi ki...

Aslicim erdinmi sonunda :) yada ne ictin sen o ictiginden bende istiyorum, ya da en iyisi sen o ictiginden once meclice bir kasa gonder :) sonra tek tek dagitmaya baslayalim ;)

Aslısın dedi ki...

A-H, Ya çok hınzırsın:)) yok yahu neredeee? Keşke olsa öyle bir şey, ben kiim ermek kiim. Ama bu kafa iyi, evet. İçtiklerimse; türk kahvesi, kötü ofis makinesi kahvesi, çay falan. Gel buraya belki makinedeki kahveye bugün bir şey karışmıştır. Bu sabah herkese kahveler benden o halde:))

3yedi75 dedi ki...

"bir" olduğunu kabul etmek zor gelmiyor insana, "bir" olmak zor geliyor.

Aslısın dedi ki...

3yedi75, bana kabul etmek zor geliyor, edersem olmak nasıl geliyor bakarım:)

ry dedi ki...

bir olmak fikrini neon genesis evangelion' dan esinlenmiş olabilir misin?

Aslısın dedi ki...

ry, neden bahsettiğini anlamayınca, google'dan baktım :) merak ettim, izleyeceğim onu. Ben bir olmak konusunda,tasavvuftan etkilendim, okuduklarımdan, konuştuğum, dinlediğim insanlardan bir de.

Euphoric dedi ki...

japon mangaları ya da mevlana..
demekki hepsi bir..
herşey aynı kapıya çıkıyor =)

Aslısın dedi ki...

Euphoric, bu bile "bir"lik diyorsun, doğru:)

Onur Diribaş dedi ki...

E ben boşuna başta "Aslısın, Gurusun" demesim. :) Ve bu son gelen yorumlar doğrultusunda Pentagram'dan "Bir" adlı şarkıyı bu yazıya eklemek doğru olacaktır diye düşünüyorum... :)

Aslısın dedi ki...

Onur, reca ederim, haşa hatta. Ben de dinliyorum şu anda sen eklemişsin gibi jinglist'ten, malum fizy kapalı:)

OYA dedi ki...

okurken çok keyif aldım....

Aslısın dedi ki...

Oya, teşekkür ederim, hoşgeldin.

ABSOLUT - eklektik dedi ki...

gelmez ayın son carsambasında egolarımızı yenınce bır olucaz ınsallah:=) o zamana kadar hepimize bonodan gelsın 'one'':=))

Aslısın dedi ki...

absolut, işte buna gülünür :)) doğru söze de ne denir:) bono'dan da gelsin gerçekten, bari o gelsin

Onur dedi ki...

'Birlikte olmak' kelimesinin anlamsızlaşmasındandır bu durum. Birlikte olmak 'bir' olmaktır. Karşındakini ayrıca saymaktan kaynaklanmaktadır bu alışamama hali. Kelimelerinize sağlık...

ayşegül dedi ki...

Sanal da olsa,sayfamda naçizane hediyenizi kabul buyrunuz efenim :) sevgilerimle..

Syhn dedi ki...

ömrümüzden akıp giden zaman..
eleştirilen şeylerin başımıza gelmesi. oysa ki hep iyiniyetli oluşumuz..
hayat cidden..

Aslısın dedi ki...

Ayşegül, çok naziksin, çok teşekkür ederim:)
Syhn, hayat cidden şekil yapıyor:))