Kim o gözlerindeki yabancıııı?
Sabahın köründe insan yataktan bu şarkıyla kalkıyorsa dengesizdir, rahatsızdır, delirmiş bile olabilir!
İçimden, bağıra çağıra bu şarkının devamını bilmediğim sözlerini söylemeye çalışırken uyandım. Sevdiğinin gözlerine bir yabancının gölgesinin düşmesi nasıl acıtır kalbi. En yakınken en uzak olur insan, yanında dursa bile. Sözler soğuklaşır, kelimeler iğne etkisi yapar. Kimse bırakıp, gidemez, kalakalır öylece. Biri cesaret edip defol git! ya da ben gidiyorum! diyene kadar.
Ayrılık ne zor! Kabullenmesi, alışması, yalnızlığına katlanması. Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur derler ya, bu laf bana ölümü hatırlatır. Eğer öldüyse sevdiğin, dağlar da insanlar da kavuşamaz, o zaman. Dünyada ölümden başkası yalan şarkısı birden anlam kazanır, bunu düşündüğümde. Her şeyin bir çaresi var. Ölüme ise; alışmaktan başka çare yok.
Saçmalardan seçmeler konulu yazı yarışmasına katılacağım, evet. Birincilikte gözüm var ama jürinin insafına bırakıldım. Aklıma üşüşenlerin hızına erişsem daha da çok saçmalama şansım olacak ama parmaklarımın kapasitesi bu kadar. Hem aşağıda dün yazarken beliren uyarı belirdi, sanırım bu yazı da güme gidecek. Acaba bu sefer neresinden kesilecek?
Aslında normal ve yasaksız zamanlarda da yazıyı öylece bırakıversem bir yerinde, isteyen istediği gibi doldursa. Sonu belli olmayan filmleri ve romanları severim. Yazar, senarist, sonunu istediğim gibi getirmem için bana kibarlık etmiş, kapıdan geçerken "lütfen buyrun" demiş gibi hissettirir. Madem kurgu benim, kahramanlar benim, hepsi benim, sonunu da istediğim gibi getiririm! demiyor da; bu bizim ortak romanımız, filmimiz, buraya kadar izleyerek, okuyarak sen de emek harcadın, sonu da sen belirle, diye nezaket gösteriyor. İşte o nezaketi gösterebilen kişi kahramandır benim gözümde. Benim kitabımın, romanımın, filmimin kahramanı.
Kibar, centilmen, anlayışlı, yakışıklı bir de!
Not: "çare" yazdığım yerde kesilmiş bu sefer de. Ama artık yedeklediğim için şimdi mail yöntemiyle gönderiyorum bu yazıyı. Bakalım becerebilecek miyim?
11 yorum:
içimi sıktın akşam akşam ayrılık falan diye ya :) neyse niye kesiliyo senin yazılar yau?
:)) Aslında sabahın sekizinde yazılmıştı yazı, geçti ayrılık halleri:) Ofiste blogger açılıyor bir an tam yazarken yarısında gidiyor iki gündür, sonra da bir daha ulaşılamıyori ondan hep yarım hep yarım:) Bak burada da ayrılık çıktı:)
hahaha olmasın ayrılıklar, üzmeyelim birbirimizi akşam akşam :)
Aslı ben sabah okuma fırsatı bulmuştum yazını hatta benim de dilime dolandı sayende şarkı :)
sonra yorum yapamadan ulaşılmaz oldu..
ki hala mırıldanıyorum..
bu arada kahramanını çok beğendim, ama sıfatlar daha çoğaltılabilir gibi :)
Aydedeye havlayan, tamam o zaman sabahlar olmasın:)
Emine, görselsiz ve eksikti, hatalar vardı, düzeltemeyince sildim telefondan, onu yakalamışsın sen:) Kahramanımı seviyorum:)
sabah yazının baş tarafını okuyabildim:) kim bu gözlerindeki yabancı kısmını:) sonra benimde dilime dolandı gitti ama ben şarkının gerisini de hatırlıyordum:D
Saçmalardan seçmeler konulu yazı yarışmasına katılacaksan bence sonuncu olursun:) zira gayet güzel konulara değiniyorsun;)
Herbirenk, ben de hala devamı olmadan söylüyorum, sadece başını. Güzel iltifatına da çok teşekkür ederim:)
Kızımın bir arkadaşının annesi ve babası ayrılmış, çocuk çok etkilenmiş bu durumdan..Bende dedimki “Arkadaşına söyle, ayrı olabilirler ama ona karşı sevgileri hiç bitmez.Allah korusun annesi babası ölen insanlar var kızım!!” dedim..O dediki:
Ölümle , ayrılık arasında ne fark var ki anne !!??
Ben şaşkın..
Ahh ayrılık, yaman ayrılııkk..
İyi Akşamlar ..
aslı,
sen taksit taksit yaz...
ben de 3. gelişimde okuyabildim...
ilk 2 de kapı duvardı:(
iltifat değil ki:)
hayatın süs payı, çocuklar çok değişik, insanı afallatıyorlar işte.
cep aynası, valla o hale geldim, sağol anlayışın için
herbirenk, mutlu ettin.
Yorum Gönder