Çelişkideyim.
"Anne" olamayan anneler hakkında mı yazsam, hani şu çocuklarının hayatını zehir eden, sadece adları anne olan, yoksa birden aklıma paraşütle iniveren akşam üzeri güneş batışına yakın zamanlar hakkında mı?
Herkes annesine sevgi ve minnet dolu yazılar yazarken, anneme haksızlık etmek istemiyorum. O gerçek annelerden, adı sadece anne olanlardan değil. Ben şanslıyım ama bu demek değil ki; her anne iyidir. Nadir de olsa okuduğum, dinlediğim çocukluk anılarında ve hatta büyümüş çocukların anılarında rastladığım anneler hakkında da bir şeyler yazılmalı bugün.
Durumun, psikolojin ne olursa olsun, eğer bir çocuk getiriyorsan hayata, ona annelik yapmakla yükümlüsün. Her anne gibi pasta, börek, çörek yapmaktan bahsetmiyorum.
Saçını örerken sevgiyle başını okşamaktan, dokunduğunda kalbindeki bütün sevgiyi ona hissettirmekten, ihtiyacı olan sevgiyi ve güvende olma hissini vermekten.
Kocanla zorla evlenmiş olsan da onu sevmesen de o çocuğa ihtiyacı olanı vermek görevin. Hatta belki de hayattaki tek görevin. Kendisi mutsuz olan bir insan etrafını nasıl mutlu etsin, sorusu bile konu çocuk olunca geçerliliğini yitiriyor. Çok mutsuz bile olsan, sana kara gözleriyle aç aç bakan o miniği doyurmak zorundasın, sadece karnını değil, hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı duygularını da.
Herkesin sevgi dolu yazıları bunu hak eden annelere giderken bu yazı da çakma annelere gitsin.
Bir kaç saat önce terliksiz yürümeyi imkansız kılan sıcağın ılındığı, kuma basılabilen anlardan. Şemsiyeyi kapatıp, güneşin tadının çıkarıldığı, elinde en sevdiğin kitap ya da dergiyle ve mutlaka sessizlikle nirvanaya ulaşılan dakikalardan.
Denizle buluşmalarımda müziği sevmiyorum. Çok özel bir sevgiliyle geçirilen kısıtlı ama çok kıymetli anlarda olduğu gibi sadece o ve ben olayım istiyorum. Notalar, kıyıya vuran küçük dalgaların şıpırtısı ve hafif rüzgarın sesini versin.
Güneş yavaş yavaş dağların arkasına doğru çekilsin, diğer taraftan, gece nöbeti devralacak ayın silueti belirsin. Akşam ne yapılacağı, ne yenileceği bile planlanmadan öylece durulsun.
Sahi en son ne zaman öylece "durdunuz"?
19 yorum:
Aslıcım bu nasıl güzel bir görsel..ve dediğin durma anı, müthiş bir keyif.. bayağı da oldu durmayalı dalgaların sessiz çırpınışlarıyla, ayaklar suda güneşin batış yolculuğunu izlemeyeli..
özlemişimm...
Emine, anneler günü kutlu olsun gerçek anne arkadaşım. Evet, duralım artık öylece.
teşekkür ederim Aslıcım..
senin de anneler günün kutlu olsun arkadaşım gerçek, güzel, yazar, bankacı anne :)
tatlısın:)
bin kere yüz bin kere like :) söz konusu çocuk olduğunda su tersine de akar zaman da durur; dilerim herkes bu fikre erişir bir gün. Anneler günün kutlu olsun Aslıcığım :)
Fery, teşekkür ederim, bin kere:)
çok samimi bir yazı. bir garip oldum.
Musa teşekkür ederim, garip olma, iyi ol.
çakma anne:))bu kime gelsin:))öptüm yüreğini çok güzel bir yazıydı eline sağlık ve de bana yaptığın yorum içime işledi.
Sitare, ben de cok etkilendim okuduklarimdan. Kocaman ama kalbi de kocaman kadinlara...
Çok doğru söylüyorsun canım.Annelik zor ve herkesin yapamadığı bir şey.
Anneler günün kutlu olsun tatlım:)
Senin de canım. Hem de iki kere:)
Anneler gunun kutlu olsun Aslicim ;)
bu arada son paragrafa ve soruya verilebilecek cok cesitli cevaplarim var da sen beni artik aforoz edeceksin diye susuyorum :P
Anne müsveddelerini günü kutlu olmasın.
Güzel bi yazıydı eline sağlık. Anladım ben anlayacağımı =)
syrakusa, olmasın.
hayat erkeği, teşekkür ederim
son yıllar yaşanan dehşetlerde gerçekten anneliğin çakmalığınıda görür olduk..ben hep bu yüzden annem gibi gerçek anne olmak istiyorum, bu ulvi makamın hakkını verebilen herkes anne olsun..günün kutlu olsun..
Meyra sagol. Dilerim istedigin gibi bir anne olursun
A-H, teşekkür ederim ama küfür etmek istemem sus:))
Yorum Gönder