2 Haz 2011

Ufacık tefecik içi dolu turşucukken


Her yeni olayda, bütün antenler açık vaziyette hep yeni bir şeyler öğrendiğimiz zamandır, çocukluk. Durmaksızın sorular sorduğumuz, zamanla kaybettiğimiz merakı hep koruduğumuz, saf zamanlar.

Çocukluktan en çok aklımda kalan, herkese ve her şeye acıyan halim sanırım. Diğer çocukların yüklendiği ezik çocuğa, annesini kaybettiğini duyduğumda günlerce ağladığım Güzin'e, öğretmenin dövdüğü çocuklara, durmadan miyavlayan yavru kediye, hep acırdım. Üzülürdüm.

Neşeli bir çocuk değildim sanırım, daha çok hüzün ve endişe hakimdi duygularıma ya da ben anı olarak onları tutmuşum aklımda.

Salaklıklarım da vardı elbet, her çocukta olması gereken, kibar haliyle saflık diyebiliriz.  Mesela gökyüzünde ince bir iz bırakan uçak çeşidinin sadece hava durumunu ölçen özel bir alet olduğunu sanırdım. Bunu bana biri böyle öğretmişti ve sonra gerçeği öğrendiğimde, onu saygıyla andım tahmin edersiniz ki.

Felaket takıntılıydım, her sabah aynı şeyleri tekrarlardım, sırf o gün güzel geçsin diye. Eşyaların yerini oynatırsa birisi, eski haline döndürene kadar kafayı yerdim.

Neşeli olmamama rağmen sokakta bütün kızların arkadaş olmak istedikleri şanslıydım. Hayatımın ilk ve son liderlik özelliklerini sanırım sokakta gösterdim ve bitti.

İlkokul öğretmenimden nefret ederdim ve her gün okula gitmemek için hasta taklidi yapardım, bazen gerçekten hasta olduğumda benden mutlusu olmazdı ama dönüp dolaşıp gittiğim yer, yine okul olurdu. Bu kısımda dejavu yaşıyorum diyebiliriz, okul ve iş benzerliğinden. Tek fark, artık ne hasta taklidi yapıyorum ne de hasta olunca seviniyorum, büyümek böyle bir şey olsa gerek.

Çok zayıftım ve yemek seçerdim. Günlerce bir şey yemesem de sevmediğim bir şeyi yiyeceğime aç kalırım daha iyi, derdim. Zavallı annem ne çekti benden, yazık.

Herkesin prenses diye sevdiği kibar, zarif bir şeydim. Annem hala nasıl bu hale geldiğime inanamıyor, aman iyi ki gelmişim, çok sıkıcıydım.

En sevdiğim yiyecek taze soğan ve peynirli maydanozlu sandviçti. Sadece bunlarla beslenebilirdim, evet.

Azıcık kısa boylu bir yetişkine denk gelsem; hemen yanına yanaşır, sinsice boyumu kıyaslardım onunla, kelle satan cüce adamcağız benden az çekmedi.

Arka bahçede birileri halı yıkarken yardım ediyoruz diye bütün gün üzerinde tepiştiğimiz halılardan huzurunuzda özür dilerim ama çok zevkliydi be.

Yokluk zamanında, bir tanıdığa ısmarladığımız ve asla gelmeyen İspanyol barbie bebek travmamı sanırım hala atlatamadım, acı bir hayal kırıklığıydı.

Arka bahçede, toprağa patates gömüp, pişirdiğimizde, yediğim en güzel şey herhalde bu, diye düşünürdüm.

Benden on yıl sonra doğan kardeşimi kıskanmadığımı iddia etsem de maymun taklidi yapıp, anne ne çirkin şey doğurmuşsun, buna benziyor, hiç bana benzemiyor diyen hain de benim, ne var?

Ben küçükken diye başlayan bu cümleler daha uzaar gider, 1iyok mu sordu, ben anlattım.

Görsel: vladstudio.com

25 yorum:

didem dedi ki...

Herseye acirdim demissin ya. Aynen ben de oyleymisim. Ona buna fakirlere evsizlere herkese acir uzulurmusum. Hatta bir keresinde bir rest.a gitmisiz orada bir adamcagiz raki ile sadece maydanoz yiyormus, keyfinde yani ona o ac kaldi diye avaz avaz aglamisim!!!

Aslısın dedi ki...

didem, buna çok güldüm. çocukluk gerçekten tuhaf, bu arada maydanozla rakı içmeye bayılırım:)

Ebru dedi ki...

Bazıları gülümsetti:)
Bazıları çok benzer ve hatta hala çok benzer olması endişe verdi bana:( (ee yaş 36)

Amaltheian dedi ki...

Ben o kadar hatirlamiyorum! Yaslandim mi yoksa? Ya da silik miydim neydim ki ben!

Aslısın dedi ki...

nehir, amaan hepimiz biriz işte:))
amaltheian, deli kız, kendini hatırlamayıp da "yoksa silik miydim, ben" diyen bir arkadaşım var, gerisi yalan bence:))

Amaltheian dedi ki...

Belki de cocuklugumu simdi yasiyorumdur? Ama az once hatirladim, Onur diye bi cocuk vardi, cok asiktim ben ona, sonra hep Onur'lar oldu, tepelerine esek dusesiceler!

Aslısın dedi ki...

bak hafıza geri gelmeye başladı:) evet belki de çocukluğunu şimdi yaşıyorsun ama bu ömrünü uzatıp alemde benden uzun Aslı olarak kalmak için bahaneyse, yemem, dökerim tuz ruhunu:)

Amaltheian dedi ki...

Yok yahu. Bu kadar hastalikla 3 yil daha yasarim yasamam. O yuzden tum simariklik haklarimi simdi kullaniyorum :P O nedenle simdi beni oyuncakciya filan goturmeniz gerekiyor, onu bunu gosterip azicik aglicam.

hatice dedi ki...

bende fazla hatırlamıyorum.hiç unutamadığım,evimiz tepeydi mahellenin çocukları hep orda oynardı,ama biz 3 kız kardeş kendi tepemize çıkardık yani hep evin içinde oynardık,çünkü annemiz çalışıyordu.hiç unutamadığım, evin enküçükleri bendim ve ilk naylon bebek bana alınmıştı ve diğer ablalarımın gözü hep o bebekteydi.ve ben çok vicdanlı olduğum için birkaçgün hiç oynamamıştım.

Aslısın dedi ki...

hatice, sen de içli köfteymişsin yahu. nasıl bir ruh hali değil mi? bir de çocuklar acımasızdır derler.

1i Yok mu dedi ki...

Cevabın için teşekkür ederim. Uçak olayına çok güldüm. :)
Tahmin ettiğimden daha farklı bir çocukluğun varmış. Gerçi şimdi soracaksın ama çocukluğumu tahmin edebilecek ne kadar tanışıkllığımız oldu diye.. Ama sen de haklısın işte.. :)

Aslısın dedi ki...

ama durrrr, böyle kaçamazsın, nasıl bir çocukluk hayal etmiştin bana? eğer onu daha çok seversem, onu alıcam, daha iyi gelir bana, lütfeen:)

1i Yok mu dedi ki...

Beni en çok etkileyen özelliğin yazının en başında aslında.. Çocukken sokaktaki kedilere acıyan veya çeevresindekilere göre ezik kalan çocuklar için bu derece kaygılanıp ağlayan duygusal bir çocuk olduğunu tahmin etmemiştim. "Nerden böyle bir çıkarım yaptın?" diye de sorma lütfen..? :D

Aslısın dedi ki...

yok sormaaam:)

sağol açıkladığın için. aslında burada yazdığımdan daha beterdi her şey ama küçük emrahlık yapmayayım diye yazıyı buna çevirdim. onun için senin aklındakileri çalıp, saklamak istedim ya:))

1i Yok mu dedi ki...

Sanırım benden de bir malzeme bulamadın.. :D

Neyse artık başka yorumlardan çıkarırsın belki kendine birşeyler.. :)

Judy Abbott dedi ki...

bu kadar mı güzel hatırlanır?
ben de birşey hatırladım, ben küçükken de pisboğazdım,ama zannederdim ki, büyüyüp 30 yaşına filan gelince insanın canı abur cubur çekmez, artık şeker çikolata işte pislik şeyler yemek istemez sanırdım. Ne bileyim, büyüyünce nasılsa canım istemeyecek, yemeyeceğim diye saldırırdım abur cuburlara. Pöööf öyle değilmiş meğersem.

Aslısın dedi ki...

pööf ki ne pööf, hatta büyüdükçe daha da mı çok çekiyor onları insanın canı?:)

Aslısın dedi ki...

1i yok mu, senden malzeme buldum aslında, hayal kuracağım malzemesi:)

Emine dedi ki...

çocukluğun, şimdiki halin, yazıların..baya bir evrim geçirmişsin arkadaşım bence çok şekersin :) hıhlar, saygıyla anmalar, anlamlı ciddi cümleler, şamata..
renklerine yetişemiyorumm arkadaşım :)

Aslısın dedi ki...

Emine, işte bu kadarım, valla bak:)

Geçmiş Zaman Koleksiyonu dedi ki...

''İlkokul öğretmenimden nefret ederdim..'' Hımm, belki de bu sebeple sevgini arkadaşlarına yöneltmişsin. Kibar ve zarif olmana (olduğunu söylemene; bir şey ima etmiyorum) pek sevindim, ben de kibarım, valla bak, ama küçükken arkadaşlarıma, o kadar da merhametli olmazdım ve seninkinin aksi ben ilkokul 'örtmenlerimi' hayli severdim. Onlar da bana bayılırdı tabii. ilkokuldayken bahusus, okulu çok severdim bu sebeple. Her şey bi yana, çocukluğunu hayırla yad edenleri, bunu dile getirenleri severim. Ancak, bir şey sormak istiyorum; çocukluğunu böyle güzel güzel anlatanlarda, kanaatimce, çocukluğuyla ilgili sakladıkları bir şeyler (kötü, üzücü ve bazen de travmatik) vardır. Bir tür savunma mekanizması işletilir, o hatıraları unutmak için. Sende de var mı böyle bir şeyler? Merak ettim. Merakımı giderirsen sevinirim. Hamiş: Yazında, üzücü sayılabilecek şeylerden de bahsetmişsin, keza 'salaklıklar'ından da, bunun farkındayım ama sonuçta onları da tatlı hatıra olarak sunmuşsun. Ben kötü hatıralar, üzüntüler, kahırları istiyorum. Tabii vardı iseler. :)

Dallama Blogger dedi ki...

sabah sabah çok iyi geldi hocam

Aslısın dedi ki...

geçmiş zaman koleksiyoncusu, vardı ve o salaklıklar aslında onların sonucu, hala devam edenleri var. Bir gün travmatik bir şey anlatırım eğer o gücü kendimde bulursam. ama sonra sana özel anlatırım bu kadar merak ettiysen, sadece bu kadar kişiye, tanıdıklar da var, açılmak cesaret istiyor.

telekinesis, eyvallah hocamm:)

vişnap dedi ki...

Canım ya kimbilir daha ne anılar vardır bir gün umarım onları da keyifle okuruz. emeğine sağlık aslımsın.

Aslısın dedi ki...

vişnap, canımsın.