4 Haz 2011

Yaz hikayeleri

Sivrisinek ısırması sonrası kaşınmayı özledim.

Bütün gün güneşle haşır neşir olup yanmış vücudunda, akşam rakı balık keyfi yaparken; bacaklarının, kollarının kaşınması, usul usul kaşımak sonra dozaj arttıkça, kendini kanatacak hale gelmek ve soğuk suyun altına sokup, kaşınan yerlerin ferahlamasını hissetmek. Ay ne güzel his be. 

Sadece ayak bileğimdeki ısırıkları sevmem, kemiğim acır kaşırken, oradan ısırılınca yukarıda yazdıklarımın hepsi yalana ve küfüre döner.

Bir de akşam üzeri denizden eve erken dönüp kocaman sulu bir şeftaliyi mideye indirmek, t-shirt'ünde, yıkansa da geçmeyen kalıcı şeftali suyu lekeleri bırakmak. 

Yazın aşık olmak, en deli yaşlarda, güneşin tavan yaptırdığı hormonların etkisiyle kışın mutlaka ayrılacağın bir genci beğenmek, flört etmek, gizli gizli buluşmak. Akşam çıkarken sadece onun için süslenmek.
Gizli saklı öpüşmek, el ele tutuşmak, kaçamak bakışlar atmak.

Sonra oranın tek diskosu olan saçma yerde, ilerleyen saatlerde yavaş bir şeyler çalsın da şu oğlanla azıcık dans edip, yaklaşalım diye Dj'e yalvaran gözlerle bakmak.

Sabah, mis gibi demlenmiş çay kokusuyla güzel bir kahvaltıya uyanmak. Evi otel gibi kullanıyorsun diye söylenen anneni duymazdan gelip, pul biberli naneli çökelek peynirini, dolmalık biberin içinde doldurup, tabağa yumulmak.

Komşu teyzelerin sabah kahvesine gelmesiyle birlikte koşarak evden kaçmak.

Erken geldim, kimse yoktur şimdi diye hayıflanırken tam plajın girişinde, yıllar geçse de; kaldığın yerden devam ettiğin, en sevdiğin arkadaşına rastlamak. Bisikletlere atlayıp, karşılıklı duran ağaç dallarının daracık yolun üzerini kapattığı, tek bir arabanın bile geçmediği rüya yolda bisiklete binmek, bir gece öncenin kritiğini yapmak.

Akşam üzeri sırf en sevdiğin börekleri, kısırı yapıyor diye komşu teyzenin gününe gitmek, tıkınıp tıkınıp en sevimli kız halinle teyzeleri öpmek ve akşam üzeri bisiklet sefasına katılmak üzere evden yine koşar adım uzaklaşmak.

Eylül geldiğinde, herkes birer birer giderken ve senin de gidişin yaklaşmışken; her gidene bir şeyler yazmak, komik resimler çizip, eline sevgi dolu notlar tutuşturmak.

Ve o yaz dinlediğin şarkıları, yeniden duyduğunda yaşın 38 de olsa; aynı duyguları hissetmek, içinden gülümsemek. 


Aynı gün doğduğumuz arkadaşıma...
Müzik- O zamanlardan

24 yorum:

büyük iskender dedi ki...

Güneş yağı kullanmadan güneşlenmek ve akabinde oluşan güneş yanıklarının acısıyla iki gün koltuğa yaslanamamak. Yoğurt sür geçer muhabbetini her kezden duymak... sora akıllanıp güneş kremi almak en faktörlüsünden... Çok içmek neticesinde oluşan sivilcelerle yüzünümde oluşan yeni nesil sivilceler falan filan... yazın gelmesi güzel bişey...

Aslısın dedi ki...

büyük iskender, benim zamanımda güneş yağı sürmediğin halde bir şey olmazdı:)) yaz kalsın hep, nolur.

amenna dedi ki...

Yazın güneşten esmerleşip aynalara daha bi güzel gülümsemek, kaygısız zamanları biriktirmek, heryerinden kum temizlemek :) Çok güzel yazıydı....

Adsız dedi ki...

Kış ve sonbahar en iyisi...Sonbahar gelse de serinlesek biraz :)
Gri,melankoli,can sıkıntıları vs vs.

Aslısın dedi ki...

amenna, teşekkür ederim, ah o kumları temizlemeyi nasıl unutmuşum, rüzgarlı günlerde saçımın dibinden bile çıkardı:)

Aslısın dedi ki...

gök-türk, döverim:) bana gri deme:)

Unknown dedi ki...

ah yaz...hoşgeldin..
ne tatlı tatlı geldi değil mi aslı?mutlulukla geldi..

Judy Abbott dedi ki...

nolur yaz giitmesin artık, biraz uzun kalsın. bu sene çok özledik, çok bekledik. parlak mavi gökyüzü asılı dursun tepemizde biraz, beyaz pofidik bulutlar bile olmasın.

Aslısın dedi ki...

öz'üm, evet evet hoş gelsin, güzel gelsin.

judy, evet bulutlar bile kaçsın güneşten, kış uzun sürdü, yaz da uzun sürsünn

Emine dedi ki...

uzun mu sürsün?hayırrrrrrrr hemen bitsin lütfen yağmurlar yağsın, hava kararsın, günler kısa olsun, üşüyelim hatta battaniye modu da fena olmaz hani!...
:P

Aslısın dedi ki...

Bak Emine, seni çok seviyorum ama her an çirkinleşebilirim, ulen daha battaniyeyi yeni attık yaaaa:))

Emine dedi ki...

arkadaşım ben de seni seviyorum ama bu kadar da damarıma basılmaz ki :))şimdi yalandan evet Aslı evet nolur yaz gelsin dersem yapay olurdu :))
kızma ama ben kar yağsın istiyorum..

Aslısın dedi ki...

o zamaannn, daha uzun bir süre kar yağmayacağına göre sana cevap vermiyorum bile ahahahah:))

Emine dedi ki...

kar bana gelmezse ben kara giderim arkadaşım napalım :))
yazının konseptini mahvettim üzgünüm :()

bahar dalı dedi ki...

Çok güzel yazı olmuş:) Bana da, yaz tatillerimi bozkır Ankara'da geçirirken yazlığı olanlara ne kadar imrendiğimi hatırlattı:)

Aslısın dedi ki...

bahar dalı, hay allah, geri gel oradan:)

Aslısın dedi ki...

yaa Emine, şu yazıda kara sövdürdün ya bana:)))

didem dedi ki...

Sirin sirin gidip kisirlari borekleri yemene cok guldum. O sivrisinek kasintisini gayet iyi bilirim hatir hatir:) Sabaha kadar kasin dur.
Komsu teyzelerin gelisi ile kacmana ne demeli. Gormuyorlar mi kacarken. Ya blogunu okuyorlarsa? Bittin sen bittin.
Imza: Senin komsu teyze

1i Yok mu dedi ki...

Yazlık mekanlarda birçok insanın başına gelebilecek mükemmel şeyler. Tespitlerin ve tanımlamaların harika. Herkesin o günleri hatırlatacak bir playlisti vardır elbette..

Aslısın dedi ki...

didem, tabii görüyorlar kaçışı hepsini yine şirin şirin öpüp kaçıyorum. yok okumazlar hiç korkutamazsın beni, hepsi 80'lerinde şimdi, okusalar da hatırlamazlar ahaha:)) ben bile 40 yaşındayım be düşün artık:)

Aslısın dedi ki...

1i yok mu, teşekkür ederim, evet herkeste ne anılar vardır, sende de var bence, yazsanaa:)
arsız blogger aslı:)

1i Yok mu dedi ki...

Evlilik arifesinde tehlikeli işler yaptırmayın bana.. :))

Aslısın dedi ki...

ya bak, dervişin fikri neyze zikri o olurmuş:)) komşu teyze, arkadaş, kısır diyoruz ama haklısın ya aşk hikayesiz yaz hikayesi mi olurmuş:)))

Unknown dedi ki...

ayyyyyyyyyyyyy...... hadi çok güzel bi yaz olsun :)))