17 Tem 2011

Yaşamaya

Bir duygu seline kapılırsın aniden. Yıkar seni; serinliğiyle, sıcaklığıyla, ılıklığıyla. Bunların hepsini aynı anda yapabilmesidir zaten onu farklı kılan.

Hıçkıra hıçkıra ağlarken, aniden kahkahalara boğan duygu sömürüsünde usta film sahneleri gibi. Ama onun kadar basit ve planlanmış değildir.
Ne dekor vardır ne kostümler ne de mizansen. O kadar sahicidir ki içinde kaybolmaktan öteye gidemezsin ve kendini isteyerek, bilerek bırakırsın o sele. Çeksin seni, alsın, istediği yere götürsün diye suya dalıverirsin ve gülümsersin.

Bazen bir müzik, bazen çok heyecanlı bir iş, bazen de bir insan yaşatır sana bunu. O anda bunun da önemi yoktur, olduğu gibi gelen ve o hissi getirendir esas olan. 

Peki hep o halde kalamamalar, aniden silkelenip, nereye gidiyorum ben, çok uzaklaştım kıyıdan, ayaklarım yerde değil, diye yeniden başladığın yere dönmeler nereden gelir?

Hayat böyledir değil mi? Bir güler bir ağlar sonra yeniden gülersin. Aslında günlerin kaderiyle aynıdır kaderimiz. Bir şekilde güneş batar ama sonra yeniden doğar. Ya da mevsim etkisiyle giyinip soyunan ağaçlar ve doğadır hayat.

Bize düşen, yaşandığı anda, o selin tadına varmayı bilmektir. Bittiğinde ise; biteni kutsamaktan ve kapılacağın bir başka seli beklemekten öte yapılacaklar, nafiledir. 

O zaman, hadi "yaşamaya"

9 yorum:

Onur Diribaş dedi ki...

You know the day destroys the night
Night divides the day

didem dedi ki...

Halbuki boylesi ayaklarimiz yerden kesilmisken bir daha yere basmasak, en azindan yere basmak icin acele etmesek ne guzel olucak degil mi

Femme Fatale dedi ki...

there is no happiness, there is only moments of happiness. enjoy it.

Unknown dedi ki...

bazen ne yaparsan yap o sele kapılmaktan öte bir şey gelmeyecek olması insanın ellerini kenetliyor olsa da kapıldığın selin yönünü yine kendi ellerinle belirlediğini unutmamak da gerekiyor..umutla umutsuzluk arasındaki ince çizgi...

Adsız dedi ki...

Değişken bir yaşamın meyveleriyiz biz. Sanırım bundan bizde ki değişken haller.

Onur Diribaş dedi ki...

Ve aslında evrenin mutlak deviniminin insan ruhundaki tezahürüdür bu gidip gelmeler, anbean değişen arzular. Evrenin sonsuzluğu kadar derindir ruhun da sonsuzluğu. Evrenin izdüşümünü yaşıyoruz her birimiz kendi içimizde.

Sokak Kedisi dedi ki...

Aslım, kontrolü her koşulda elimizde tutucaz diye yırtınmaktayız ancak nafile. Hayat bir an sadece...

Adsız dedi ki...

Bence de; yaşadığın her neyse dibine kadar yaşamalı insan. Ağlayacaksak hıçkıra hıçkıra, güleceksek kahkahalarla, özleyeceksek gözyaşlarıyla...Taaa ki acıyacak, kanayacak yerlerimiz kalmayana dek...Sevgiler...

Aslısın dedi ki...

Onur, yazdıklarımın İngilizcesi bir bakıma:)

didem, ah evet be.

femme fatale, hayata dair ipucu budur.

sakazen, ince çizgiler, farklı yollar, bazen kapılıp gidiyoruz işte.

bikomoko, bunu yaşarken becersem adam olurum.

özgürtamsen, sanırım ben böyle yaşıyorum ama doğrusu mu acep?


K.C.S, doğru söze ne denir?

sokağımın kedisi, bir an ve o anı yaşamak bize düşen de.