29 Eyl 2011

Benden adam olmasın!

Yapılmazlar yapılmak, tabular yıkılmak, yasaklar delinmek içindir. Kuzu gibi yaşamamız gerekseydi; kuzu olurduk, insan değil.

Budur, bundan böyle mottom. Bugüne kadar hiç mi yasak delmedim? Deldim elbette ama sınırlarımın katılığını fark ettikçe ezip büzesim geliyor kendimi. Zaten köşelerin içinde insan ezilip, kıvrılıyor. Kıvrılmak istemiyorum, dağılmak istiyorum öylece, sıvı gibi, akışkan olmak istiyorum.

Bana bir haller oldu, kabul. Sevdim her halimi; e- halimi de -de halimi de yalın halimi de. Aslında -e'lere, -i'lere gide gele yalın hale geleceğim. Ölürken mi ölmeden önce mi göreceğiz. Bu, bana ve kendimi tutup tutmama bağlı.

Kendimi çok tutuyorum be! Bazen bir vesileyle kameraya falan aldığında birileri; kendimi sonradan izlediğimde görüyorum bunu. Vücudumun duruşundan bile belli oluyor kendini bir kollama halinin egemenliği.
Bir akşam, eve yürürken 10-12 yaşlarında, dans kursundan çıktığı saçlarının topuzu, ayakkabıları ve kıyafetinden aşikar bir kız çocuğunun, aniden yolun ortasına atlayıp, harika bir dönüşle kendisini almaya gelen arabanın önüne uzanması hala aklımda. O zaman düşünmüştüm, asla çocukken bile bu kadar rahat hareket etmedim, böyle fütursuz olmadım, diye. İçim ezilmişti. 

O kadar güzel bir sahneydi ki; sanki çok iyi bir yönetmenin en severek çektiği sahnesiydi ve ben gerçek hayatta bunu izleme şansına erişmiş birisiydim. Gözlerimden ve aklımdan çıkmasın diye sarıp sarıp baştan oynatıyorum o sahneyi.

Neyse işte, tutulmuş ay gibi bir yanın kararırsa; ışığın hiç yansımaz ki etrafa? Oysa dolunayda, gece ayın ışığıyla her yer nasıl pırıldar, denizin üzerindeki ışık oyunları insanı büyüler, yeryüzündeki her nesne başka görünür göze.

Kurt kadın olacağıma; dolunay olurum, içim ışıldar. 
Sessiz ve mağrur dururum, varsın kurtlar bana ulusun.

Şarkı dinleyin- Ete Kurttekin -  Benden adam olmaz

17 yorum:

Kızılsakal dedi ki...

"ASLISIN" okumayı özlemişim.

Onur Diribaş dedi ki...

Müdür Yardımcısı: Bu arada son bir soru, Billy dans ederken neler hissediyorsun?

Billy Elliot: Bilemiyorum. Sadece iyi hissediyorum işte. Başlangıç zor oluyor. Bir kere başlayınca, sanki her şeyi unutuyorum. Bu sanki bir tür yok oluş. Bir tür kayboluş. Sanki içimdeki her şey değişiyor. İçimde bir ateş varmış gibi. Sanki dans ederken bir kuş gibi uçtuğumu hissediyorum. Elektrik gibi. Evet tıpkı elektrik gibi.

mehbup dedi ki...

Bayıldım yazına :) Şarkıyı ayrıca seviyorum.

Adsız dedi ki...

Cok sekersın Aslııı

Adsız dedi ki...

Yürü bee kim tutar??? O kendini kollama, tutma hallerinin sonunda insanda oluşan herşeye karşı kayıtsız olma halini yaşamaktansa yürüyüp gitmek lazım.Sevgiyle...

ramazaneki dedi ki...

Kurtlar sana ulumasın dileklerimle Aslı:)

Adsız dedi ki...

eksiklerini biliyorsun buna ragmen dolduramiyorsun,e yasda geciyor,ne olacak peki...sen hep icinde o uhdelerle kendini daima bir otokontrolle tutup disarida futursuzca yasayanlara imrenerek bakip sacindaki aklara bir yenisinimi ekleyeceksin...bence evet cok istemene ragmen degismedin,degisemiyeceksin de...bol sans

Sokak Kedisi dedi ki...

Budur... Ulusunlar dursunlar Dolunay'cım :)

kara kitap dedi ki...

bunları yazınca oluyor mu be aslı.ben de ne çok isterdim fütursuz, kontrolsüz olmayı.içimden geçtiği gibi davranmayı.saçıma tavşanlı tokalar,kulağıma kirazlı küpeler takmak istiyorum.bankada takabilir miyim? :))

Emine dedi ki...

ayın her hali özel ve güzel Aslı lütfen bunu gözardı etme..
yazı yine muhteşem..

Avram dedi ki...

Çizgi dışı- sıra dışı derler.. Oysa değil. Çizgi ve sıralar, aslında sıradanlığın kalıpların toplu halde, tek sıra omuz-kol açıklığında yürüyenlerin benden öte-bizden gayrı diyebilmenin tanımıdır. Hangimiz ya da kimler normal, nedir normal? sorularına insanların kendi kendilerini sakinleştirme ve onaylama biçimleridir.
O yüzden, bu kalıp ve tanımlamaları reddettiğim gün, bir dakika! dediğim gün çemberdışı dedim. Ne sıra-ne çizgi. Gönyeyi elimize alıp, şöyle omuz açıklığında etrafımıza çizdiğimiz çember. Çemberin herhangi bir yerindeki çiziği ayağının ucu ile bozuverdin mi.. Hadi hoşgeldin sefa getirdin.:))
Not: Kötü film ama tek hah işte bu! dediğim sahnesiydi, o vodkaları kütt kütt çakarken, işaret parmağı ile ile göğsünü göstermesi Cem Yılmaz'ın..

Cemre dedi ki...

yazına bayıldım yok yok hatta taptım!!
en acı olanı eski bir arkadaşla görüşmemizde bana "eskiden cıvıl cıvıl yerinde duramaz deli-doluydun, durulmuş gördüm seni!"
hayat diyosun ama yalan! bu hayatı sen seçtin salak diyorum kendime..
herşey bizim elimizde bırak dolunayda mehtaba karşı keyif yapalım :)

Aslısın dedi ki...

patrick:)) tatlısın.

Onur, en sevdiğim filmlerden.

mehbup, ben de ben dee:)

adsız 1, sen de şekersindir herhalde:)

ramazan, kısmet artık:)

adsız, moralimi bozma rica ederim, hem sen beni tanıyor musun, tanır gibi konuşmuşsun:)) bu kadar umutsuz olmayayım yaa.

sokağımın kedisiii, evettt

kara kitap, yazmakla olsaydı ben olmuştum kesin:) yok bankaya öyle gitmekle olmaz ama bildiğim, bankayı bırakmak mesela olabilir:))

Emine'm ayın her hali güzel elbette ama ben dolunay olsamm:) sağol canım.

avram, ne güzel demişsin yine.

cemre, canım canım o deli dolu hala orada, gitmedi ki bir yere, inan bana işin benden daha kolay

Meral Erdoğan dedi ki...

<3

Aslısın dedi ki...

meral canımmm:)

didem dedi ki...

Sen demek sikiyorsun frenliyorsun kendini. Ben de bazi zaman kendimi kasarken buluyorum. Mizac biraz da...Naapsan degismiyor.

Aslısın dedi ki...

didem, sık sık yapıyorum bunu. Değişiyorum biraz ama mizaç konusunda çok haklısın.