Hayal kurmaktan korkmak diye bir şey var. Kiminle konuşsam, hayatından memnun değil, istemediği yerde, istemediği insanlarla olduğunu söylüyor. Kurtulma hayalleri kuruyor ama sadece kuruyor. Genel, detaya inmeden kurulan hayaller bunlar. Biraz detaylandırsana dediğim anda gözler doluyor, uzaklara bakılıyor ve bahaneler, mazeretler sahneye çağrılıyor.
Başladığın işi bitirmen, söylediğin sözün arkasında durman, yaptığın şeyi hatasız tamamlaman gerekir. Böyle derler hep bize. Bilmezler ki bunlar bizim elimizi ayağımızı bağlar, adım atmadan önce engel olarak önümüzde belirir ve en sonunda adım atmamaya karar verdirtir. Hata yapılır, bazı işler yarım bırakılır, söylenen bir söz sonradan değiştirilebilir. Tükürdüğünü yalamak değil, karar değiştirmektir bu. Aşağılanacak, hor görülecek bir durum yoktur, ortada.
Özgürleşmek için kalıplardan, dayatmalardan ve önyargılardan sıyrılabilmek, kendi kendine düşünebilmek gerekir. Düşünüp taşınıp mazeretlerinin, kendine koyduğun engellerin farkına varıp, annenin söyledikleriyle hemfikir olduğuna karar verebilirsin. Senin tercihindir, yeter ki üzerinde kafa yormuş, düşünmüş ol. Aldığın gibi saklama hayatının sonuna kadar.
Başkasının kötü deneyimleri, ürkeklikleri, senin korkuların haline gelmesin. Nasihatler değerlidir, yaşanmışlıklar, başkasının da olsa hikayedir, dinlemekte fayda vardır ama kullanmadan önce ambalajı açıp, dokunmalı, elinde evirip çevirmelidir insan. Yoksa, naylonundan çıkarılmadan salonda duran koltuk takımı misali emanet gibi yaşarsın hayatını. Yazık değil mi?
Azıcık cesaret lazım hayal kurmak için. Sonra istersen tamamen değiştir. Sözleşme yapmıyorsun ya. İstediğin gibi şekillendirir, yazar, siler, bozar, yeniden kurarsın. Tadını aldıkça hele de bazı bazı gelişmeleri fark ettikçe işte o zaman güvenle hayal kurmayı öğrenir, hayatını mızırdanmalar içinde geçirmezsin. Kurban olmak kolay. Asıl mevzu, ipleri eline alıp, nereye gideceğine karar vermekte. Her kolaya kaçışta, neler uçup gidiyor elimizden acaba?
Ben sürüklenmek değil, yürümek istiyorum. Sakin adımlarla, etraftaki kokuları, renkleri fark edip sesleri duyarak ve tadını çıkararak.
Canım Deniz'in yazdığı şu yazıyı okuyun ve hayal kurmanın masal değil, tamamen gerçeklikle ilgili olduğunu görün.
Umutla dolun ve öyle kalın.
11 yorum:
hayal kurudkça özgürüm ben.elimde tam anlamıyla bana ait bir tek o var.düşünsene ne bedenin ne düşüncelerin aslında sana ait değil.ama hayaller ve bir de yapabildiğin hayata geçirebildiklerin varsa nasıl tadından yenmez olur kimbilir hayat?!
Julius Caesar: Korkaklar ölmeden önce pek çok defa ölürler. Cesurlar ise sadece bir defa...
Babam: Hayallerine, düşlerine prangalar vurma. Onları özgür bırak.
Ben: Özgürlük, hayal etmekle başlar. Hayal edebildiğin kadar özgürsündür.
Hayalperest çok bu ülkede ama hayallerini gerçekleştiren çok az.En kolay rol maduru oynamak hiç bir şey yapmadan. Kimse kendisi için bir şey yapmazken sihirli bir elin her şeyi değiştireceğini sanıyor. Bende istiyorum öyle sihirli bir el ama hiç gelmedi bu güne kadar. Hayal kursam gelir mi?
sitare bence fazlasıyla haklısın:)
onur, hepinizle hemfikirim:)
asya, sihirli elin aklında, kalbinde olduğunu bildiğin an evet gelir elbette:) hiçbir şey yapmazken el beklemek, sonsuza kadar sadece beklemekle sonuçlanabilir gibi geldi:)
cok sevdim, fazlasiyla katiliyorum
Özellikle bugünlerde hayal kurmazsam öleceğim! :(
Hayallerim vardı benimde bir zamanlar tazecik gonca güller kadar renkli saf temiz.Onları iki yüzlü insanlar kopardılar attılar cortlara.Şimdi hayallerimde hayal oldu hayatın acı gerçekleri karşısında Aslısınım.Güzel yazın güzel paylaşımın için çok teşekkürler canım ..
hayaller mi? hepsi ceplerimde :) sevgilerimle..
Aslıcım yüreğine sağlık.her zamanki gibi çok güzel yazmışsın.
Pillim:))
Nursel duymadim bunu ben, hayal kurmaya devam
Krakerim sen yine kurabilirsin bir suru guzel hayal canim benim
Aysegul:)) ne guzelmis oylee
Tesekkur ederim kamikaze
Yorum Gönder