27 Mar 2013

''Hata vermek'' kolay




Her şeyi bildiğimizi, anladığımızı sanıyoruz. Oysa olan bitenin pek azını anlıyoruz ya da biliyoruz. Kendimizi bile tanımaktan korkarken, dünyada olup bitenleri kavramış gibi yapmak, nasıl bir ahmaklıktır?

Daha kendi duygularına dokunmaktan ölesiye kaçınan insan evlatları, nasıl oturup da diğerlerinin davranışlarını yorumlar hatta yargılarlar? Tembellik midir, korkaklık mıdır, tez canlılık mıdır, nedir bu?

Hadi bunu bir yana bırakalım, duygularımızdan korkmayı, uzak durmayı kim öğretiyor bize, onu söyleyin siz. Anamız, babamız diyeceksiniz ama onlara kim öğretti peki? Kendine yaklaşma bile konuyu hep diğerlerinin üzerinden götür ki dedikodu olsun, yanlış anlaşmalar olsun ama asla mevzu ''sen'' olmasın. 

Bir yandan da beni yanlış anlıyorlar diye ağlamalarımız var ama. Sebebi bana kalırsa gayet net: Kendimize bakamazsak, dışarıdan nasıl göründüğümüzü dinlemezsek, bizim gibi otomatik yargı makineleri tarafından notumuz veriliverir, işte.

Zihnimiz, kısa yolu sever, çabuk sonuca ulaşmak ister ve biz ona merak ve soru sorma fonksiyonlarını yüklemezsek kısaca ''hata'' verir. Neticesi de ''iletişimde sorunlar yaşıyorum, kimse beni anlamıyor, ben insanları hiç anlayamıyorum'' olur. 

Ne ekersek onu biçeriz ya, yargı ekince kopukluk biçiyoruz. Gittikçe uzaklaşıyor, yalnızlaşıyor ve sevgisizleşiyoruz.

Abartmıyorum, olan bu.

17 yorum:

Unknown dedi ki...

Başkalarına bakmaktan kendimizi göremiyoruz. Başkalarının hatalarını bulmak bize ne katar ki? Kocaman bir hiç.Dediğiniz gibi kendimizle uğraşmak başkalarıyla uğraşmaktan çok daha zor ve zoru sevmiyoruz.
Baştan sona her cümlesine katıldığım güzel bir yazı:) Yine tebrikler.

Aslısın dedi ki...

Teşekkür ederim Asya. Haklısın zor, çok zor bize:)

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

abartmamışsın...gerçekten olan bu...

Sokak Kedisi dedi ki...

Aslııım, ilişkiler de ayna gibi aslında. Ne gösterirsen onun geri yansımasını görüyorsun :)

Bazıları çatlamış ama, onlar gösterdiğinle değil, çatlamış yerleriyle meşguller :))

Öperim

ÖZGÜR dedi ki...

yorum yapasım var ama yazılanlardan sonra korkasım daha çok geldi... o sebepten selam sana Aslı Kadın, umurunda olsalar da, olmasalar da insanlardan uzaklaşıp az biraz yalnızlaşan ve çok daha mutlu olan Özgür Kadın'dan.

esrarengiz şeyler dedi ki...

yazılarını ard arda okuyunca bişey farkettim. Pamuk şekeri gibi yazıların var! pembe, tatlı, yumuşak ve hafif ama gerçek. Bunu söylemek istedim sadece. ha bi de sanırım hayranınım ^^

Aslısın dedi ki...

Sokaamin kedisi, catlak ayna ugursuzluk getirir wuuu:)

Ozgur kadin, ben de aynen oyleyim iste. Mutlulugumuzu seveyim:)

Esrarengiz seyler, sabah sabah ne guzel seyler duydum ben boyle. Cok tesekkur ederim, cokk

vişnap dedi ki...

Bazen bal kaymak ekiyoruz acı isot oluyor hasatımız be Aslısınım.

Şevval dedi ki...

Doğrular bunlar gerçekleri yansıtmışsın. Çok bi şey bildiğimizi sanıp hiçbir şey bilmiyor olduğumuzu birilerinin yüzümüze çarpması mı lazımdı öğrenmemiz için? Herhalde öyleydi ki öyle oldu. Çok etkilendim gerçekten içten bir yazı olmuş. Sevgiler..

morfea dedi ki...

Her zamanki gibi harika yazmışsın Aslısın :)

eskilerden bir takipçinim, sonra kapattım blogumu ama farklı bir hesapla açtığım sayfamda adını arayıp ilk takibe aldıklarımdansın... o kadar içimizden, o kadar gerçek ki yazdıkların...

Aslısın dedi ki...

Sevval cok tesekkur ederim

Morfea ne guzel laflar bunlar:) cok sagol. Bloguna dun de girdimbir izleyiciler gadget'i eklesen ve seni takip edebilsem pek guzel olmaz mi:)

morfea dedi ki...

aslında eklediğimi sanıyordum izleyenler'i, ama şimdi ekledim :)

kaçırdığım yazılarını da bir bir okuyacağım aslısın :)

Aslısın dedi ki...

Eski dostlar bambaska iste, hemen uye oldum, ilk uye oldum hatta. Karsilikli iyi okumalar, yazmalar bize:)

morfea dedi ki...

Evett ilk izleyicim :)

sayfa yeni olsa da eski dostlar vazgeçilmez oluyor :) hoşgeldim ve sen de sayfama hoşgeldin :)

Adsız dedi ki...

Söyleyediklerimi, söyleyeceklerimi, aklımın dilimin ucundan almışsın Aslımsın :)

abuk dedi ki...

okuduğum bir kitapta diyordu ki; "insanlar sürekli sevilmediklerinden şikayet eder. bu şikayetlerin asıl nedeni ise sevmeyi bilmedikleridir". aşağı yukarı böyleydi. bu cümleye benzettim okuyunca

Ademdensonra dedi ki...

başkalarının sorunlarını dertlerini ahlar vahlar eşliğinde başka başka insanlarada çekinmeden anlatır bazı insanlar.sanki birde kendi başlarına gelmiş gibi prim kazanmaya çalışırlar bunların üstesinden.farkında olup olmadıklarını bilemem ama keyif aldıkları kesin dedikodu yaparken.aktarılan olay iyi olsun kötü olsun bir tatminkarlık yaşadıklarına eminim.
bu yazıda güzel ,ellerin dert görmesin.