9 Mar 2013

Zamana rağmen aynı

Karanlık bastırmış, sokak tenhalaşmış. Manavın pırıl pırıl yanan ışıkları, tezgahtaki meyvelerle sebzeleri, gündüz olmadığı kadar renkli ve çekici gösteriyor. O görüntüye bir anda kilitleniyorum ve otuz sene öncesinde buluyorum kendimi.

Ankara'nın kupkuru soğuğunda, bir Cumartesi akşamı. İnsanlar, alışverişlerini tamamlayıp evlerine koşma derdinde. Havada kömür kokusu. Annemin elinden tutmuşum ve Sakarya Caddesi'nde, kasaptan manava ve oradan peynirciye gidiyoruz. En çok kasabı seviyorum. Kıpkırmızı, lokum gibi etleri alıp kıyma makinasından geçirişi, kocaman bıçağıyla kesip temizleyişi, iştahımı kabartıyor. Yamyam olabilirim diye düşünüyorum zira o etleri verse çiğ çiğ yiyebilirim gibi geliyor.

Soğuk, ellerimi ve yanaklarımı ısırıyor. Eve gidip ısınmak istiyorum ama bir yandan da eve hiç gitmek istemiyorum. 
Tıpkı şimdi olduğu gibi.


12 yorum:

vişnap dedi ki...

Aslısınım büyümekte istemedik ama gelgelelim büyüdük büyüttü hayat bizi.Neden dinlenmez neden önem verilmez isteklerimize.Çocuk kalaydık bizler dizlerimiz kanaydı büyüdükte n'oldu yüreğimiz kanıyor hep.Canımm sustum susayım daha konuşacak bir sürü kelimelerim var da.Başka zamana kalsın onlarda öptüm..

Aslısın dedi ki...

Aslında ben kendi çocukluğuma da dönmek istemem be krakerim:)

Avram dedi ki...

sen acil çalışmaya başla. aklı fikri, temizlik, tv dizileri ve yemekle bozdun.:))

Aslısın dedi ki...

Avram yani şu yazıdan bunu mu çıkardın yaa:)

Leylak Dalı dedi ki...

Bir an Ankara'yı özledim ama kışın çekilmiyor, ben yaza gidereyim hasretimi.
Blogun yeni hali çok güzel olmuş...

ah bi deli olsam dedi ki...

insan bu bee Aslı hep bi çelişki hep bi aksiyon nereye kadar :P

Aslısın dedi ki...

Leylakciim sagol, zorunlu bir degisiklik oldu, ugrasamadan bunu sectim. Yazin da yakar ama Ankaraa:)

Kaytanbiyikliii, bilmem sen soyle nereye kadar? :)

Adsız dedi ki...

Gel bana gitmek istemezsen. Çay demlerim hem :)

HerbiRenk dedi ki...

zaman zaman bir şeyleri yapmak istemeyiz, sanırım o durumdasın:(, biliyorsun geçer;)

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

Ehehe :) Yemedi değil mi ayrı kalmak/yazmamak? :P

Yeni blog teman daha bi ferah ferah ama; öküz pek sevdi..

Onur Diribaş dedi ki...

O zamanlar hayat şimdiki gibi market reyonlarında üzerinde barkodu olan paketler içinde satılmıyordu. Daha gerçekti, daha samimiydi... Kömürün de kokusunu alıyor, soğuğun da ısırığını hissediyordun... Sorun büyümekte değil... Sorun hayatın sanal bir dokunmaya dönüşmesi bence...

Blogun yeni tasarımındaki sadelik, ruhen bir değişimin, arınmışlığın, ermişliğin bir dışa vurumu mu acaba? :) Çok beğendim yazını da, yeni tasarımını da... Ve eski tanıdık bir kokuyu yeniden koklamak gibi bir his verdi bana yazın... Özlemişim :)

Aslısın dedi ki...

Kcs guzel kcs'msin.

Herbirenk, evet biliyorum:)

Okuzum, birden oldu bakalim surecek mi:) sagolasin isteyerek olmamisti ama sevindim siz sevince ben de.

Onur, evet samimiyetti aslolan. Cok sagol, hissettiklerine mutlandim ben de simdi:)