Yarın sabah bir yıldır çalıştığım projenin tanıtım sunumu için Antalya'ya gidiyorum.
Seyahat etmekten nefret ettiğim için normalde bu akşam uyuz uyuz evde oturur, kaderini bekleyen kurbanlık koyun gibi üzerimde bir ağırlıkla akşamı geçirirdim.
Ama bu sefer öyle olmadı.
Küçüğüm-bücürüm, bir arkadaşının işi çıktığı için elinde kalan fazladan bileti ziyan olmasın diye beni sinemaya davet etti. Normalde ben bu teklifi de yarın yola gideceğim diye red ederdim. Nasıl olduysa etmedim.
İlk başta gaza geldim "aman be, giderim" dedim. Fakat sonra tam fikrimi değiştirdiğimi söyleyecekken; hissetmiş gibi bana bakıp, "Aslı, iyi ki geliyorsun, çok sevindim" deyiverince mıh gibi kaldım. Kıyamadım.
İyi ki kıymamışım. İşten yarım saat erken çıktık. Güneşli, pırıl pırıl bir hava eşliğinde İstiklal'e girdiğimiz anda "Allahım çok mutluyum bee" dedim.
Yemek yedik. Hacı Bekir'den damla sakızlı şeker aldık ve sinemaya yollandık.
Filmin adı Kontes. Nam-ı diğer Kanlı Kontes, 16 yy. Macaristan'ında güçlü bir aileden gelen acımasız, duygusuz büyütülen ve seri katil haline gelen bir kadın.
Film, bana insanların nasıl yetiştirildiklerinin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha düşündürdü.
Sonrasında belki aşkla, sevgiyle yola gelme, insan olma olasılığı varken; başka bir insanın açgözlülüğü yüzünden, daha da acımasız ve korkunç bir hale gelişinin hikayesiydi.
Ne geliyorsa başımıza şu doymazlığımızdan geliyor. Ne kadar hain, ne kadar acımasız oluyoruz.
Üstelik kendi çıkarlarımız, gözümüzü öyle bir boyuyor ki gerçeklerden sıyrılıp, kendi yalanımıza inanıyoruz.
Filmden sonra damla sakızlı şekerimle çay içmek de nasıl güzel geldi!
Sokakta yürürken, bu güzel günün keyfini çıkarabildiğim için şükrettim.
Bir de kendini sıkıntılı, mutsuz hisseden herkesin, hayatlarında benim kadar keyfine varacakları bir şeyi fark etmelerini diledim.
Ne demişler, mutluluk paylaştıkça çoğalırmış!
Foto:lonelyplanetimages.com
9 yorum:
filmi çok bepğendim ben şahsen :)
bende her zaman mutlu olurum taksim sokaklarında :)
hmm bi de benden bi ödül sana :) beklermm
Yaww Kontes'e bayuuluyorummm o ve onun gibi seri katillerin hayatlarını incelemeyi severim (yoksa bende bi nevi ruh hastasımıyım :S ) Neyse :D
Mutlu Olmana Sevindim şeker :)
İYİ ETMİSSİN NE GÜZEL OLMUŞ..DAMLA SAKIZLI ŞEKERLİ ÇAY NASIL OLYOR HİÇ DUYMADIM:((
Hayal Meyal'cim çok teşekkür ederim, pek tatlısın :)
Ben de seri katilleri hep merak etmişimdir. Hatta seri katiller ansiklopedisi adlı kitabı okudum. Cinayet romanlarına da bayılırım. Sapıksak ikimiz de sapığız Lucifer'im.
Paşa: damla sakızlı şeker (taksim'de hacı bekir'den satılıyor) yanında çay içtim. Çok severim çikolata yanı kahve, şeker yanı çay :))
Çok teşekkür ederim, ben de ödül yazıma seni ve link'ini ekledim.
Taksim'i ÖZLEDİMMMM!!!!
Ferah'cığım, ne zaman görme şansın olacak?
Hem üzülme, o kadar da harika değil, ben abartmışımdır:)))
yazın görme şansım olabilir umarım!! Taksim hep güzel beee, gençliğim geçti benim orda :))
Yorum Gönder