6 Haz 2009
Gaziantep Notları
Bu hafta içinde, iş seyahati için Gaziantep'e gittik. Ben kuzu etini hiç sevmediğimden yemekler benim için keyif olmaktan biraz uzaktaydı.
Ama çoğunluğa uyma zorunluluğundan ve alternatif öneri getirememekten ötürü orada çok meşhur bir et lokantasına gittik. Resimde gördüğünüz Halil Usta'nın Lokantası.
Halil Usta'nın yeri çok sıradan bir lokanta gibi görünüyor. Ama orayı farklılaştıran en başta Halil Usta, senelerdir orada çalışan, cana yakın garsonları ve lezzetli etleri (sevenleri öyle diyor).
Halil Usta, senelerdir işi büyütmeyi düşünmeden, mahallesindeki çocuklara, fakirlere günlük lahmacun haklarını veren, bütün taksicilerin sevgiyle andıkları birisi.
Resimde de görüyorsunuz, yüzünden belli değil mi nasıl birisi olduğu?
Biz de öğlen saatlerinde taksiden inip, içeri girer girmez Halil Usta ile arkadaşımın arasında şöyle bir konuşma geçti.
H.U: Hoşgeldiniz, kaç para verdin taksiye?
A: Eee, Oo ??? (içses: taksici bizi kazıkladı mı acaba?)
H.U:Söylesene kaç para verdin?
A: Altı lira
Halil Usta kasadan altı lira çıkarır, arkadaşımın eline tutuşturur ve der ki; "buraya geliş ücretsiz ama gidiş sizden"
Biz şoku atlattıktan sonra masaya oturduk. Ne hoş bir jest değil mi? Daha kapıdan girer girmez seni böyle karşılıyorlar.
Masaya oturur oturmaz, herkese kocaman bir tasta dünya harikası bir salata geliyor. O salata ile kaç pide götürdüm, hatırlamıyorum.
Halil Usta, büyük firmaların büyük patronları geleceği zaman yer ayırmak isteyenlere, "burada masa falan ayrılmaz, kimse kimseden daha önemli değil" diyormuş.
Bunu duyduğum an Halil Usta, kalbimde ayrı bir yer kazandı. İnsanları, paraları, işlerinin getirdiği ünvanlarla değil, ağırladığı misafirleri olarak görüyor ve kimseyi kimseden üstün tutmuyor.
"Kaz gelecek yerden tavuk esirgeme" demiyor ve aslında bize de bir mesaj veriyor.
Tabii anlayana...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
Türkiyede böyle insanlarda varmış vaybe :)
Hoşgeldin tekrar aramıza. Özlemiştik. :) Bende sevdim Halil Usta' yı. Türk filmi sahnesi gibi geldi gözümün önüne birden. Gerçek hayatta olması ne kadar güzel ve sevindirici. Sevgiler...
Erdemir: Gerçekten varmış, kanlı canlı :))
NesTaL: Sağol arkadaşım, valla öyle bizim usta, çok tatlıydı :)
başkası anlatsa hadi oradan derdim üzülerek çünkü varlıklarına pek inanmıyordum böyle insanların ama senden okuduğumda sevindim hala umut var :)
bir de aklım yine istanbuldan ziyade küçük yerlerde mi yaşasam fikrine gitti...
napsam ki :)
Fery, işte o yaşama fikri ciddi karar. Benim de hep bir yanım, o soruyu sorar durur bana yıllardır.
Ne tatli bi karaktermis Halil Usta oyle :)
Afiyet olsunnn, Imam Cagdas'ta baklava da yedin mi ondan haber verr?! ;)
Antepe gidersem Halil ustaya uğrayacağım. çok tatlıymış. Bu arada salata ile giden löp löp pidelerde dikkatimi çekti Aslıcığım:))
İst
Eliza: Ben baklava da sevmem :) Amaa fıstıklı dolama var yaaa ondan kaç tane yedim hatırlamıyorum, off süperdii yaa.
İst: Ya dokunma, yedim ama kilo almadım. hehehehe :)
asli'cigim ne guzel gulumsemissin :)
güzel yüzlüm, ustanın yüzünün nuru gelmiş bize de:))
Yorum Gönder