Aklımda, seneler öncesinden kalan, çok korktuğum ve utandığım bir an var. Bu bir günah çıkarma belki de.
Ankara'da, evimizin arka bahçesindeyiz. Sanırım sekiz veya dokuz yaşındayım. Benimle yaşıt bir arkadaşım ve ondan iki yaş küçük kardeşiyle arka bahçede oynuyorduk. Üflyeyince dağılan tüf tüf çiçeklerini koparıp, ince tüylerine ve desenlerine bakıyor, annemizin söylediği, kulağına kaçarsa o tüyler, sağır olursun efsanesinin gerçek olması korkusunu bir yandan içimizde tutarken, bir yandan da üflemekten kendimizi alamıyorduk.
O sırada, yan bahçeden diğer arkadaşlarımız gelip, birazdan toprakta patates közleyeceklerini, bizim de katılmak istiyorsak; evden patates getirmemizi söylediler. Bayılırdım o toprağın altına gömdüğümüz patateslerin tadına. En çok da yanık kabuklarını yemeyi severdim, patatesin iç kısmını çok sevmezdim ancak bol tuz takviyesiyle o patates biterdi, çünkü içinin sası bir tadı vardı, hala da öyle gelir.
Bahçenin bir ucundan, apartmanımızın arka bahçeye açılan kapısından girmek üzere yola çıktık ve o anda nereden geldiğini anlamadığımız bir köpek canhıraş havlayarak, yan bahçe duvarını aşıp bize doğru koşmaya başladı.
Nasıl koştuk, koşarak apartmanın kapısına çığlıklar atarak ulaştık hatırlamıyorum. Önde ben, arkamda arkadaşım, arkadaşımın kardeşi ise geride kalmıştı ve köpek bize çok yaklaşmıştı.
Apartmanın arka bahçe kapısından hızla daldık ve anlamadığım bir şekilde korkudan tireyerek, kapıyı kilitledim. Sanki köpek kilidi açabilirmiş gibi arkadaşımın kardeşini orada, köpekle bırakıp, kapıyı kilitledim. O anda gerçekten ne yaptığımın farkında değildim. Sonradan, sesler kesilince kapıyı açtığımda, köpek arkadaşa bir şey yapmadan geldiği gibi yok olmuş ama kızcağız altına yapmış, çığlık çığlığa kapının önünde ağlıyordu.
Ömrüm boyunca o kapıyı kilitleme anını hatırlayıp, kendime açıklayamadığım bu durum için utandım. Nasıl o kızı bırakıp, içeriye kendimizi kilitlemek suretiyle bu kadar bencilce ve salakça davranabilmiştim?
Korktuğumu, çok korktuğumu hala o anı yaşar gibi hatırlıyorum ama yine de utanmaktan kendimi alamıyorum.
38 yorum:
sadece çocuktun...
Magda Sabo`nun Kapı isimli romanını hatırladım nedense (:
hem çocuktun hem de çok korkmuştun... hem sonuçta kimse de zarar görmemiş değil mi ;)
Bende koruğun içine toprak koyup, gıcık olduğum bir arkadaşıma ikram etmiştim..Benim için o yaşta en parlak fikir buydu demekki..:):)Tabiki bişey olmadı ..Allah böyle durumlarda insanları koruyor bence..
ya çocukmuşsun zaten utanılacak bir durum değilmiş. ama okurken çok güldüm =)))
bi gün dünyayı zombiler basarsa ben de önüme kim çıkarsa zombilere yem yapıp kedilerimle kaççam.. desem deeee.. muhtemelen zombiler bile benden hızlı koşacağı için ve kedilerim beni (afedersin) siklemeyip fıytırcakları için şahsen ben bizzat kendim zombilere yem olucam..
kara kitap, sağol.
Musa, isimden belki de, sevdin mi kitabı?
sestod görmedi de yine de işte.
mütemadiyen, sen de az hınzır değilmişsin:)
hayat erkeği, gülme be:)
sademm, ben seni koruyacağım söz, diyetimi seninle ödeme kararı aldım, an itibariyle:)
suçluluk duygusu çok garip bir şey insanı yeyip bitiren bir durum. Çocuklukta olabiliyor böyle şeyler hatta panik anlarında büyüdüğünde bile bu tarz hatalar yapılabiliyor, insan doğru düşünemiyor bazen.
hebirenk, çok haklısın, en kötü anda insanın kendisine hakim olmayı becerebilmesi gerekiyor.
çok kötüsün :)
keşke şimdide o zamanki gibi utansak yaptıklarımızdan dünya tertemiz olurdu :)
funda :)))
Sadece bir cocuk oldugunu dusunmek bir bahaneden otesine gidemiyor bence ki hala ayni seyi yapabilirsin:) Kendini kurtarma icgudusu bu! En temel icgudu:) Kimse seni suclayamaz.
günah çıkarma işlemini yapmak için eskiden blogum yoktu. Ve annemlerin yatağı ile duvar arasında kalan boşluğa geçer, ağlayarak kardeşim Arda'ya yaptığım kötülükler için özür dilerdim. Kime dilediğimi bilmiyorum ama hıçkıra hıçkıra ağlar ve " ühüüü a-aslında arda kafasını k-kendi çarpmadı... ben ittim...a-ama annem lere yalan söylediiiiim-m-m" diye konuşurdum.
ehe :D
evet... o sırada yaptığın şey çok reflekssel bir şeydi :) ayrıca gerçekten küçükmüşsün :)
çocuklukta yaşanılan şeyler.. akılda kalıcı oluyor ve kurtulamıyorsun.
Sessiz kalma hakkına sahips(t)in.Eğer konuşursan ki konuştun :) söyleyeceğin her şey aleyhine kullanılabilir.Avukat tutma hakkına da sahipsin.Eğer avukat tutamayacak durumdaysan blogger senin için bir avukat tutacaktır.:)))
Korku barbarlaştırır bazen insanları fakat sende çok daha ayrı bir durum var çocuktun... Hala hatırlayıp, yer yer içerliyor olmana üzüldüm ama bence bu sana ders olmuş, bu anı bir öğreti sanki... Şimdiki hallerinin temeli.
O güzel yüreğinden öperim seni ben.
amaltheian, yapar mıyım harbiden? ya kapıyı kilitlemem be, öyle deme:)
sweet sunshine, çok güldüm ya senin günah çıkarmaya, zavallı Arda neler çekmiş:) Şimdi yiyorsa yap hadi:)
göktürk, çok kötüsünn:)
k.c.s, çok tatlısın, ben de öpüjem:)
Olabiliyor böyle şeyler :) Her ne kadar bencillik duygumuzu kontrol altına alabilsek de canımız veya çok korktuğumuz bir şey olunca önce kendimizi düşünüyoruz ki bu çok doğal.
Bu arada "En çok da yanık kabuklarını yemeyi severdim..." kısmı çok hoşuma gitti, ben de öyleyim ve hâlâ kumpir yerken en yanık patatesi seçip kabuklarını da yerim! :D
Utanmana 'gerenk' yok; çocuktun, korkmuştun, panik hâlindeydin, kim olsa, herhâlde, aynı şeyi yapardı. İyi veya kötü, çocukluk hâtıralarına bayılırım. Hep yaz. Bu arada şöyle bir şey anımsadım bu yazın üzerine; lisede bir sevgilim vardı, babası avukat, bir gün hatırladığım kadarıyla şöyle bir şey söylemişti: ''eğer, mesela, bir arkadaşınla dağa tırmanmaya gitmişsin, yükseklerde bi yerde veya ölüm tehlikesi bulunan bir kayalıkta; efendim halatlarınızdan biri koptu veya buna benzer bir şey oldu, ikiniz de düşüp ölme tehlikesiyle karşı karşıyasınız, he işte o anda velev ki arkadaşının varlığı/bulunduğu pozisyon senin yaşamını tehlikeye atıyorsa (mesela ikiniz de öleceksiniz veya sen ölüyorsun, o hayatta kalıyor) işte böyle bir durumda, arkadaşından bir şekil 'kurtulup' kendi hayatını güvenceye alabilirsin. Yani hayatta kalmak için, arkadaşının hayatını feda edebilirsin.. Biliyorum erkekliğe sığmayan bir durum ama yasalarca böyle bir hakkın var. Yani arkadaşım öyle söylemişti, babası da avukattı, doğru yanlış günahı boynuna. :)
Senin yaşadığına dönersek, gerçekten bunda utanılacak bir durum yok, çocuktun. O kadar. Bu veya benzer bir durumda yetişkin olsaydın, işte o zaman kınanmaya müstahak olurdun. Arkadaş satmak pis bir şeydir. Lâfım meclisten dışarı. :)
Eklemeyi unuttum; öyle patates közlemesine ben de bayılırdım, gerçi biz kuzine sobada yapıyorduk, toprakta pişirileni hiç tatmadım ama soba fırınında yapılanı da harika olurdu. Yemeyeli çok olmuş. :)
Geçmiş zaman koleksiyoncusu, yasayı geç de çok zor bir karardır o be.
O da eğer kendini seçersen ömür boyu yük gibi kalır üzerinde. Sırf yükten kurtulmak için bencilce düşünem fırsatın olursa kendini öldürmeyi seçer mi insan acaba? Valla bilmiyorum, can tatlı:)
Şimdi olsa sırf o olay yüzünden kapıyı da kapatmam, merdivenlerden yukarı topuklarım ama:)
geçmiş zaman koleksiyoncusu, hayat memat meselelerinden boğaz işlerine gelemedik tabii. bu sokakta çocuk tekniği işte:) yap bir gün ama, seveceksin kesin:)
Bence çocukken en doğal haliyle davranıyor insan. O nedenle cocuklar çok zalim oluyor, birbiriyle dalga geçiyor falan.
Sonra zamanla topluma karisip uyum saglamak için torpuleniyor, yani ne yazık ki böyle.
Senin tepkin de şimdi utanman da çok normal aslim :)
gerçi sen daha iyi bilirsin bu analizleri, ben nacizane bir görüş yazdım ;)
ahaha valla şu an yapamam :D
BİR, DİLİ VAR :/
ikinci olaraksa 1.85 boyda ve daha sadece 13 yaşında.
:(
yazık bana.
bero naçizane görüşlerinin hastasıyım, ben ne bilirim analizi be:)
sweet sunshine, sabah sabah öldürdün beni ya, bir dili var diyor ya:))) ben de kardeşimde aynı şeyi yaşadım, oradan biliyorum:)
Aslı merak ettim; yazınca rahatladın mı? Hadi senin ki çocukluğuna ait bende daha kocamanı var da, yıllardır peşimi bırakmayanı, ne yapsam biraz hafifler diye merak ediyorum.Ayyyy neyse ben ürperdim okurken. Sevgiler...
Özgür, rahatlamadım hatta bu yazıyı aylar önce yazmıştım birisine, buraya koymamıştım, o kadar zaman geçti yazdığımdan beri ama rahatlamadım.
Aklımda, hala kendimi suçlamamdan dolayı bu. Yazmak veya yazmamakla ilgili değil. Sen de dene, belki sende işe yarar. Kimseye okutmak zorunda da değilsin hem. Sana da sevgiler:)
Genelde ilk yazdığında rahatlayamazsın, ama aylar sonra artık o konuyla ilgili içinde tuhaf bi boşvermişlik oluşuyor. Artık kendini suçlamayı bırakıyosun. En azından bende öyle oldu ve hatta benim düzenli yazmamı tetikleyen şey bu oldu ;)
Eminim bilmeden yaptin ama o cocugun haline cok uzuldum ve merak ettim simdi. Ben cunku kopeklerden bu yasimda inanilmaz korkuyorum. Inan icim acidi:( Insallah psikolojik birseyi olmadi o kizin ilerde. Hay allah ya...
Bak senin de icinde kalmis sucluluk hissetmissin bunca zaman. Bul konus derim.
hayat erkeği, hadi bakalım o zaman.
didem, yok canım üniversite sona kadar beraberdik, çok şükür fobisi falan yoktu, bu konu konuşulmadı bile ama ben affedemedim işte.
cocuktun aklına baska ne gelebılırdıkı ve korkmustun
bizede bekleriz http://www.anindayorum.com/2011/07/hhwc.html
Cocukluk guzel sey, arkadasini satsan da mazur goruluyor hersey yahu :))) sukret kopek kiza bisey yapmamis :)
en guzeli boyle hatiralari hatirlayip gulebilmek yillar sonra :)
inanmıyorum..................kimsin sen? ben mi........kendime itiraf edemediğim en buyuk günahım bu benım........bu yuzden cehenneme gideceğimi düşünuyrum hatta...
:)) bunlarda olmasaydı hatırlayamaz ki çocukluğumuzu..en güzel günler hep unutulur lakin korkular, utangaçlar ve zor durum hiç unutulmuyor..Güzel günlere getirdiğin için içten tşk..
sevgiler
Penelope, sen degilim bildigim kadariyla;) cehenneme bes var ama;)
Attractive adam, guzel az sey var hatirladigim gercekten, bana has saniyordum bu durumu
Acı ancak çekerek yok edilir. Çek ve kurtul. oh.
OYum ben, cekiyorum ohh:)
Demek O sensin.
Utanmalısın.Utanmalısın:)
Biraz manevi baskı yapmak istedim.
Çocukken olur böyle durumlar.Unut gitsin:)
Yorum Gönder