24 Tem 2008

Umudunu Kaybetme

Bugün izlediğim eski bir filmin adı bu. Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilmiş. Çok acıklı, iç paralayıcı ama hayata; karşısına çıkan her türlü felakete rağmen sımsıkı sarılan bir adamın hikayesi.

Filmi size de vereceğim onun için detaylara girmeye niyetim yok ama beni salladı. Şu aralar sağlam bir sarsıntıya ihtiyacım vardı kabul ediyorum.
Her sabah üzerimde tuhaf etkiler yaratan işe gitme konusunun bir işin yokken, bakman gereken dünya tatlısı bir oğlun ve yatacak yerin bile yokken koşarak gitmek isteyeceğin bir yer olduğunu fark ettim.

Elimizdekilere hep garantili gözüyle bakarız ama aslında sahip olduğumuz her şey çok kıymetli ve elimizde de garanti belgesi yok!

Bu demek değil ki sadece elimizdekiyle yetinelim ve devam edelim. Ancak sahip olduğumuz bir şeyi kendimize işkence aracı haline getirmek de pek mantıklı olmasa gerek.

Bilmem anlatabildim mi?



4 yorum:

Adsız dedi ki...

bişey dicem ama kızmayın!
bu yazıya nedense yorum yapamadım o yüzden "yorumunuzu bırakın" köşesinin adına yorum yapmak istiyorum. bu yazı "b..nuzu bırakın" gibi bir çağrışım yaptı bende:) benim gibi bir kıza yakışmıyor, çok ayıp biliyorum ama komik geldi:)
umut konusuna gelince, bu aralar hakkaten çaba sarfediyorum o yüzden yazına yazı yazıp ağzımın tadını bozmak istemedim, çünkü yazarsam umutsuzluğa kapılmaktan korktum:)

Aslısın dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Öküzün Önde Gideni dedi ki...

bi 40 defa da bu filmi seyrettim sanırım.. haklısın, harikadır...