Bunun, içses dediğimiz gıcık ve bana karşı savaşan şeyden farklı olduğunu hissediyordum ama şimdi hangisinin sezgi olduğunu anladım.
Egzersiz şöyleydi. Aşağıdaki cümleyi tahtaya yazdılar ve bunu düşünün ve 15 dakika boyunca elinizi kağıttan kaldırmadan aklınıza gelen herşeyi yazın, dediler.
"Amaç, en içimde hissettiğim tatmin ile dünyanın açlığının birleştiği yerdir. Benim için o yer neresi?"
İşte benim yazdıklarım...
"Dünyanın belli bir amacı ya da açlığı var mı bilmiyorum. Sanki yokmuş gibi geldi şu anda. Ama bu yazıyı bitirebilmek için acaba varmış gibi mi davranmalıyım? Bu, beni "Nezaket-Dürüstlük" değerlerimin çatışmasına geri getiriyor.
Ben niye varım bu dünyada? Amacım ne? Amacım sıradan her insan gibi doğmak, büyümek ve ölmek sanki. Ama hedefim benim belirleyebileceğim bir şey ve ben bunu belirleyerek, kendimi anlamlandırıyorum. Hepimiz anlamlı olmak istiyoruz. Öylesine var olup, yaşayan ve ölen yaratıklar olduğumuzu görmek istemeyiz. Anlamlı olmak için önceden kendime şu hedefi koymuştum: Ölmeden önce ailem, arkadaş ve yakınlarımdan en az üç kişinin hayatında önemli ve olumlu bir değişikliğe araç olmak istiyorum. Bunu neden istiyorum? Bir şekilde insanlara yardım etmek benim değerlerimden biri gibi geliyor. Ben değerlerime bir bakayım, dürüstlük-nezaket-yardım etmek-eğlenmek-rahat olmak-huzurlu olmak-beğenilmek.
Beğenilmek değerim sanki benim içsesimi besleyen ve beni bu hale getiren şey gibi. Ben kendimi beğenmeme odaklansam ya! Başkalarının bir sürü fikri var ve hepsi de farklı fikirler. Herkese kendimi beğendirmeye uğraşmak yerine benim kendimi sevmem yeterli olsa?
Sanırım ben buna odaklanacağım. Bu arada xxx'e şu dünkü koçluk seansımda söylemeye karar verdiklerimi söyleyeceğim. Sürekli insanlarla olmamalısın. İnsanlar sürekli yönetildiğini hissedebilir. Bu da seni sevimsizleştirir.
Elim koptu artık dayanamıyorum. Beynim uyuştu. O gerizekalı SSS'in yüzünden zaten sabah erken geldik. Bütün düzenim şaştı. Öküz bir de gelmiş bana "sen gelmişsin başlayabiliriz" diyor. Ayının evladı. Şu anda gülüyorum halime çünkü sınıfta deli gibi hem yazıp hem sırıtan bir tek ben varım. Ahaaaa! İşta eğlence değeri devreye girdi. Elim ağrıdı, sıkıldım ve bir şekilde beni yeniden işe yönlendirecek birşey yaptı. Bu arada bendeki arızaya ne demeli? Sezgiden bahsederken SSS'e etmediğim küfür kalmadı. Ama bu da bir sezgidir belki. Adam belki gerçekten pisliktir."
Egzersiz şöyleydi. Aşağıdaki cümleyi tahtaya yazdılar ve bunu düşünün ve 15 dakika boyunca elinizi kağıttan kaldırmadan aklınıza gelen herşeyi yazın, dediler.
"Amaç, en içimde hissettiğim tatmin ile dünyanın açlığının birleştiği yerdir. Benim için o yer neresi?"
İşte benim yazdıklarım...
"Dünyanın belli bir amacı ya da açlığı var mı bilmiyorum. Sanki yokmuş gibi geldi şu anda. Ama bu yazıyı bitirebilmek için acaba varmış gibi mi davranmalıyım? Bu, beni "Nezaket-Dürüstlük" değerlerimin çatışmasına geri getiriyor.
Ben niye varım bu dünyada? Amacım ne? Amacım sıradan her insan gibi doğmak, büyümek ve ölmek sanki. Ama hedefim benim belirleyebileceğim bir şey ve ben bunu belirleyerek, kendimi anlamlandırıyorum. Hepimiz anlamlı olmak istiyoruz. Öylesine var olup, yaşayan ve ölen yaratıklar olduğumuzu görmek istemeyiz. Anlamlı olmak için önceden kendime şu hedefi koymuştum: Ölmeden önce ailem, arkadaş ve yakınlarımdan en az üç kişinin hayatında önemli ve olumlu bir değişikliğe araç olmak istiyorum. Bunu neden istiyorum? Bir şekilde insanlara yardım etmek benim değerlerimden biri gibi geliyor. Ben değerlerime bir bakayım, dürüstlük-nezaket-yardım etmek-eğlenmek-rahat olmak-huzurlu olmak-beğenilmek.
Beğenilmek değerim sanki benim içsesimi besleyen ve beni bu hale getiren şey gibi. Ben kendimi beğenmeme odaklansam ya! Başkalarının bir sürü fikri var ve hepsi de farklı fikirler. Herkese kendimi beğendirmeye uğraşmak yerine benim kendimi sevmem yeterli olsa?
Sanırım ben buna odaklanacağım. Bu arada xxx'e şu dünkü koçluk seansımda söylemeye karar verdiklerimi söyleyeceğim. Sürekli insanlarla olmamalısın. İnsanlar sürekli yönetildiğini hissedebilir. Bu da seni sevimsizleştirir.
Elim koptu artık dayanamıyorum. Beynim uyuştu. O gerizekalı SSS'in yüzünden zaten sabah erken geldik. Bütün düzenim şaştı. Öküz bir de gelmiş bana "sen gelmişsin başlayabiliriz" diyor. Ayının evladı. Şu anda gülüyorum halime çünkü sınıfta deli gibi hem yazıp hem sırıtan bir tek ben varım. Ahaaaa! İşta eğlence değeri devreye girdi. Elim ağrıdı, sıkıldım ve bir şekilde beni yeniden işe yönlendirecek birşey yaptı. Bu arada bendeki arızaya ne demeli? Sezgiden bahsederken SSS'e etmediğim küfür kalmadı. Ama bu da bir sezgidir belki. Adam belki gerçekten pisliktir."
8 yorum:
hissetiklerimi yazayım kısa kısa sen anlarsın beni,
hastayım senin şu iç aydınlanmalarına..hiç benim başıma gelmiyor bunlardan :(
korkuyorum değişmenden
bu cümleyi bana verseler günlerce dünürdüm ve o 15 dakika boyunca lanet ederdim.
benim amacım yok mu dünyada? bencil miyim ot muyum neyim ben
ama sen aynı sensin özünde :))
ve özledim
uzun yazmaya üşenen Aynacı
bakıyorum blogcu konumu senin de yorumları kısaltmış aynacıııı :)
ya dene bak, cümleye bak, derken yazmaya başla. ben de başta nasıl başlamışım dikkat etmedin mi? Ama sonuca doğru gelişme süper ya, direkt gerçek aslı devreye girmiş orada, elin adamına saydırışıma çok güldüm ama adam sinir etti beni, sabah ayıp olmasın diye onlar için erken geldik ama ben 8 de gelmek istemiyorum, en azından ders 8:30'da başlasın dedim, herif gelmiş sabah bana 8:20'de laf çarpıyor, daha ne yapıyım :))
Ben de özledim.
ben epey bi yazardım herhalde, amaçtan sapardım, dünyanın açlığının birleştiği yer ile en içimde hissettiğim tatmin bir türlü buluşamayabilirdi, ama uzun uzun allah ne verdiyse yazardım o kesin:))
bu arada aynacı günlerce dünürdün demek.., valla insanlar yıllarca dünür..mesela ben bi gelin olabilsem, bizimkiler de dünür olacak:) şaka tabi, biliyorum bu köşede klavyeden çıkan bi hatayı düzeltmek mümkün olmuyor maalesef..:)
dünyanın amacı hayatta kalmak için dönmek bence, çok sevdiği, hayat bulduğu güneşin çevresinde umarsızca dönebildiği kadar dönmek..
üzerinde kim ölmüş, kim kalmış derdi değil. çünkü o zaten sunacağını sunmuş, milyarlarca yıldır insanın yaşamasına elverecek koşullara doğru değişmeye çalışmış ve başarmış da..
su var, yiyecek var, hava mutedil..daha ne yapsın dünya..
kendi amacıma gelince benimki de huzurlu ve rahat yaşama isteği. öyle büyük adam olmaya dair isteklerim yok, elimden geldiğince ve etik ilkelerim dahilinde yaşamak ve yaşarken de hak etmediğini düşündüğüm bir canlıyı üzmemek..
dünya ile bu noktada birleşiyorum, yani yaşamak anlamında, hayatta kalmak anlamında. elimden geldiğince güzel geçsin zaman, hedefim bu şimdilik.
aslında kimseye muhtaç olmadan yaşamak da amacım diyecektim ama yok ki öyle bir yaşam modeli. dünya bile değişmiş ama kimin sayesinde, güneşin. şimdi güneşsiz olur mu, hayır..benim de ihtiyaç duyduklarım var (bunlar başka bir yazımın konusu olsun)
yaşamak amaç olur mu diyebilirsiniz, ama bu soruya içimden gelen cevap bu.
aslında yaşam modeli çizmek gerekir di mi blog sahibi, çizmek ve yazmak gerekir ki, insan kendi hedefine gayretlensin, arada alt amaçlar ortaya çıkar, değerlerim, doğrularım ve iç sesim konuşur..
ama çok yorgunum yaşam modelini bu akşam yazıya dökemicem:)
yorgun ve argın yorumcu
dünürdüm tabiii...itiraf edeyim hahaha dünürdüm yazmış dedim kendi kendime, hatta espiriler bile hazırladım anında, taaaaaki ikinci dünürü görene kadar. Dedimki yine kendime, bu teftiş eskisi hata yapmaz, yapsa da bu kadar yapmaz. (Eminim yazıp sonrda yeşil kalemle düzeltiyordur.) kesin bende bi b.kluk var. Dönüp bakmamla beraber hayatın sillesini yüzümün tam orta yerine yedim. Al sana hayatın amacı, al sana dünyanın amacı. Yukarıda bir canlıyı üzmemekten bahseden yorumcumuz bir başkasının sırtına basarak yükselme ihtiyacı içinde, amaç blog sahibinin gözüne girmek. Hayatın, dünyanın amacı bu işte, başkalarının zayıflıklarından yararlanarak türünü idame ettirmek. Bu mağara devrinde güçlü olanın yaşaması şeklinde ise günümüzde de törpülenmiş ve daha sosyal gibi gözüken alanlarda devam ediyor. Bu nedenle yorumcunun yaşamak amaç olur mu sorusuna elbette ana amaç budur zaten diyerek cevap verebiliriz. Diğer tğm amaçlar alt başlık, beğenilme arzusu, onay görme, bunun yansıması. Hayatını devam ettireceksin, karşı cinse kendini beğendirip türünü devam ettireceksin ve bunları yaparken zayıf olanı ezeceksin. Psikolojide yüceltme savunma mekanizmasına göre insanları kesip doğramak isteyen manyak bunun kabul görmesi için gider kasap olurdu bizim okuduğumuz zamanlarda. Şimdi ise beğenilerek hayatını idame ettirme çabasında olan yorumcular sosyal anlamda kabul görmek için diğer yorumcuyla dalga geçerek dünyanın amacı ile kendi amaçlarını birleştirme çabasındalar.
Teessüf Eden Aynacı
alıngan gördüm seni komşu yorumcum:)
sırf böyle bir yannış anlamaya mahal vermemek için de çaba sarfettim oysa ki
espirimi yaptım, ama sonra
"şaka tabi, biliyorum bu köşede klavyeden çıkan bi hatayı düzeltmek mümkün olmuyor maalesef..:)" dedim.
yani açıklamalı yaptım espiriyi, tapaj hatası komik olmuş, ama seni anlıyorum, her yorumcunun başına gelebilir, bugün sana yarın bana manasındaydı açıklama..
ne sana basıp yükselicem, bu blogta kendimi 5 aydır kanıtladığımı, belli bir okur kitlesine (blogcunun kimyasının tuttuğu arkadaş da ekibe katılmış olabilir, kimlere kadar ulaştığımız hala meçhul, allah vere de SKS ve BTD uzak kalsa) sahip olduğumu düşünüyorum:) nacizane (!)..
Blog sahibi sen de düzgün konular bul bacım, ne bizi kendi köşemizde birbirimize düşürüyorsun, sen gelişicen diye biz burada dar alanda kısa paslaşmalar yaşıyoruz:)
diyerekten bir de blog sahibine de saldırdım yaa, ohhh koy g.. rahvan gitsin..misali bir adam sendecilik, bir bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasıncılık:)
saldırgan yorumcu
Ses çıkaracak hali kalmamıştır belki. Gizli yorumcuuu ordaysan tık tık et.
oldu canım..ben yıllardır yorum yazatım yorumcu olayım, adam da daha tık yok o da yorumcu olsun. Bi de yetmesin havalı bir sıfatla gizli yorumcu olsun, böyle olacaksa bırakırım bu işi
Aynacı
Kıdemli Yorumcu
Yok o korktu benden zaten. Yorumcu olmayan yorumcu diyelim ona.
Yorum Gönder