"As long as I am this or that, I am not all things." - Kendime "şöyleyim" veya "böyleyim" dediğim sürece "her şey" olamam.
Bu cümleyi ilk okuduğumda, kendimi tanımaya çalışıyorum ama tanımlayınca her şey olamıyormuşum dedim ve takıldım.
Sonra fark ettim ki burada bahsedilen; "etiketleme durumu", "olma durumu" değil.
İnsanlara ve kendimize yapıştırdığımız etiketler bizim hayatımızı kolaylaştırır. Sınıflarız ve rafa kaldırırız. Bu arada farkında olmadan kendimizi de sınırlamış oluruz; hem dış dünyayı ve insanları algılarken hem de yapabileceklerimize karar verirken.
Önyargılar da aslında böyle doğar ve açık görüşlü olma, öğrenmeye açık olma gibi anlamlı şeyleri imkansız kılar. Çünkü etiket kısa yoldur. Kestirmeden sonuca ulaşmayı sağlar. Ancak ulaştığın sonuç her zaman doğru sonuç olmayabilir.
Uygulaması kolay olmayan bir şeyden bahsediyorum. Genelde sonucu bildiğimiz veya bildiğimizi sandığımız durumlarda kendimizi güvende hissederiz. O konforlu alandan çıkmak ve belki kendimizi çıplak hissetmek hiç tercih etmeyeceğimiz birşey olabilir.
Ancak hayata geliş sebebimiz sadece doğup, bize gösterilen her şeyi doğru kabul edip, ona göre yaşamak ve ölmek olmasa gerek. Eğer böyleyse çok sıkıcı. Bu kadar eziyete değmez.
Risk alıp, yeni deneyimlere açık olursak; geriye dönüp baktığımızda hatırlayacak bir sürü hikayemiz olmasını garantileriz.
Yaşamanın amacı da bence bu hikayeler ve onlardan çıkaracağımız derslerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder