1 May 2010
Kaç Aslı Var Benden İçeri?
Sabah gözümü açtığım an bu soru geldi aklıma. Rüyamda ne gördüm bilmiyorum, onun etkisi olsa gerek. Temelde değişmeyen yönlerim elbette var ama bazı bazı görünüveren değişik huylarım, davranışlarım bana içimde bir sürü Aslı olduğunu hissettiriyor.
Geçenlerde Aynacı, anneme yazdığım bir yazıyı inanılmaz bir şekilde analiz edip, buna benzer bir şeyler yazmış bana. Çok etkilendim; hem beni bu detayda çözmüş olmasından hem de o yazıdan buralara varmış olmasından.
Aynacının gördükleri; akıllı, ağırbaşlı Aslı ile yanlışı bilerek tercih eden huysuz kız çocuğu Aslı idi.
O kız çocuğu, genelde hep aynı kişilere karşı ortaya çıkıveriyor. O kişiler de sanırım o kıza benzeyen kız veya oğlan çocukları oluyor. Yani çocukla çocuk olası geliyor, akıllı Aslı'ya "sen bi sus be, hep sen konuşuyorsun!" diyerek, kumandayı eline alıyor.
Bununla kalsa iyi de daha öyle çok ben var ki benden içeri...
Herkese acıyıveren, şefkat manyağı Aslı,
Uyumlu olası gelmiş tatlı Aslı,
İçindeki insan sevgisi göklere yükselen affedici ve sevgi dolu Aslı,
Herkesten kaçan, kapalı Aslı,
Deli Aslı
Neşeli Aslı
Çatık kaşlı, mutsuz Aslı
Annesinin küçük kızı uslu Aslı
Babasının mutsuz kızı, memnuniyetsiz Aslı
Can'ın annesi Aslı: Buraya ne yazacağımı bilemedim; Can'a okuttum yazdıklarımı ve sordum, bunlardan en çok hangisiyim sana karşı, diye?
Hepsisin dedi, sonra da çatık kaşlı Aslı ve aşırı enerjik, tatlı Aslı dedi. Ona karşı çatık kaşlı olmadığımı sanıyordum, oluyormuşum meğer, geribildirim almış olduk bu arada.
İçimdekiler arasında, şu aralar beni en çok uğraştıran; yazılarımda da en çok yansıttığım, küçük, hırçın kız çocuğu. Hemen tırnaklarını çıkarıveriyor, ilgi bekliyor sanırım.
Onu sevip, geliyorum.
Görsel için tık.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
30 yorum:
biliyormusun hepimiz içimizde böyle farklı karakterler barındırıyoruz da geçen ay bende bir yazımda "tamamımı görebilen, sevebilen çıkmadı henüz" demiştim. Galiba mesele insani bu meseleye daha çok kafa yorarız gibi geliyor.
Tamamını da görürüz, görürsek severiz de, onlar da biz aslında.
Ben benim kıza şeker verdim, yiyip duruyor kenarda :)
Ruhumun pusulasının dediği gibi meseleyi kişilleştirme bence aslıcım. mesele gayet evrensel hatta bir o kadar da tarihsel. Yunus Emre'ye atıf yapıyorum:):
"bir ben vardır benden içeru"
Aralarında kavga etmesinler yeter.
zaman zaman çoğumuz yaşıyoruz aslında bu farklı kişileri.bazen hanın hanımcık bazen de zırdeli... tanımayan ise şaşkınlığını gizleyemiyor "aaa biz seni çok sakin bilirdik,çok deli bilirdik,çok hanımcık bilirdik... gibi bizi sıkıştırdıkları karakteri söylerken.Bence güzel hem de çok.Bazen hanınmhanımcık olmak,bazen zır deli...Ama hepsinden önce kendini iyi tanımış olmak...Ellerinize sağlık,çok hoşuma gitti.
yazdıklarını okuyunca bende kı bır kıtap geldı aklıma. kıtabın adı psikosentez. ınternette hakkında bunu buldum. belkı ılgını cekebılır:=)
Psikosentez, kendi yaşamlarının sahibi olmak isteyen ve kendi içlerinde süregelen psikolojik güçlere pasif olarak boyun eğmeyi ve kendi iç hulyalarının ya da dış etkilerin esiri olmayı reddedenler için bir psikolojik gelişim ve kendini fark etme yöntemidir.
devamı:
http://www.gnoxis.com/showthread.php/36245-Ki%C5%9Fisel-Geli%C5%9Fimimiz-%C4%B0%C3%A7in-Bir-Yol-Psikosentez?p=457408&viewfull=1
bence bütün aslılarda da bi çekilebilirlik var. :)
bende bir tanecik var sadece. o da senin kelimelerinle "Babasının mutsuz kızı, memnuniyetsiz Aslı"
bad-ı saba: evet ben de ondan esinlendim :)
seyyarat: aralarında kavga etmiyorlar, biri öne çıkıyor sonradan ben fark ediyorum hangisi öne çıkmış :)
Esra: teşekkür ederim, gerçekten de insanların bizi içine soktukları kalıpları şaşırtıyor, bu içimizdeki bizler.
my choice: çok sağol, bu kitabı da okuyaacağım. Şu ara bu konuyla ilgilenmem gerektiğini hissediyorum yaşadıklarımdan.
Hayal Meyal: Valla bazıları hiç çekilmez oluyor ama o senin güzel görüşün diyeyim ben :)
Aslı hayvanı: Ben küçükken bu memnuniyetsiz aslı tamamen kontrolü ele almış durumdaydı. Sonradan rolü azaldı veya azalmış gibi yapıyorum, bilemiyorum.
küçükken deyince düşündüm de, resmen başladığım yerin tam tersindeyim şu an. kendine güvensiz bir kızdım ama bir sürü arkadaşım vardı. pek mutlu ve zayıftım, şimdi ise kendine aşırı güvenen, asosyal-mağara insanıyım ve kutup ayısı gibiyim :D
hayat işte...
aslı ne alem kadınsın sen ya. kutup ayısıymış, asosyal mağara insanıymış :)
kısa zaman oldu henüz seni tanıyalı ama kafanın işleyişine öldüm, aşırı güven bence de kendine.
peki seçme şansın olsaydı hangilerini tutup hangilerini göndermek isterdin aslı, bunu hiç düşündün mü?
Özünde:
- Naif
- İçine Kapanık
- Sessiz
- Çekingen
- Huzurlu
Dışında(hayatın/şartların ekledikleri, sonradan öğrenilenler diyelim):
- Çocuk kıskançlığına sahip
- Tahammülsüz
- 3-5 Arkadaşını görünce kontrolden çıkıp neşeli-hareketli moda bürünen..(onlar gider gitmez sönen)
- Huysuz
Gibi gibi..
Ne kadar tanıdık:)
Ben de yazmalıyım bu öz/dış karakter ayrımımı:)
o aslilarin hepsi kubuledibelibir hic farketmez :) nasılsa iç ayni iç, biri digerine gebelik etmistir :)
kucuk kiz cocugu asli'nin yanaklarini operim :)
den: Bak işte bu soru damar oldu. göndermek istemiyorum aslında onlar da orada takılıyorlar, arada öyle gerektiği için onlar su yüzüne çıkıyor. Bazen beni zor durumda bıraksalar da kalmamayı öğretmeye çalışıyorlar belki de. Öğrenince zaten beni üzmeyecekler belki.
Öküz: O anlattığın sen misin ben miyim? eğer bensem, tespitler için saygıyla eğiliyorum önünde. Sen isen de daha çok seviyorum seni bana benzediğin için :)) Yaz bekliyorum, unutma. Tahammülsüz aslı'yı görmek istemezsin bak :))
Meral: :))) ya evet ya sevmek lazım onu da, arada ilgi istiyor demek ki çocuk. Sağol Meral ablası :))
Benimkiler farklı sanırım..
Özünde:
- Sıcakkanlı
- Kolay iletişim kurabilen
- Uslu
- Meraklı
- Çok konuşan
- Kıyımsız
- Sabırsız
- Uyumlu
- Gevrek(sırf lafta ama)
bembeyaz bir şey..
Dışında(sonradan eklenenler):
- Sessiz
- Çekingen, kendi halinde yaşayan
- Çatık kaşlı
- Alıngan
- Az konuşan
- Tahammülsüz
- Sosyal arızaları olan
- Ultra sabırlı
gri bir şey..
mutant gibin.. ucube gibin birşey işte:P
Öküzüm, ucube :)) diilsin be ucube falan, gül gibin çocuksun ben biliyorum :)
Ahahaa:)) dur not alayım bu "gül gibi çocuksun" olayını..
çok doluyum; paylaşmalıyım!!
gül "gibin", doğru not al :))
paylaş be öküz, doluysan boşalt içindekileri, tekrarlıyorum nasılsa gül gibin çocuksun :)
gece uykum kaçtı, itiraf etmem lazım. mağara insanı lafı bana değil, nazif bey'e ait. nazif bey de ne diyenler için; http://haraptarpostasi.blogspot.com/
dünyanın en şahane kişisi ancak tembel olduğundan yazmıyor hiç. kınıyorum!
Aslı, sen sık sık böyle itiraflarda bulunsana. Koptum yahu, senin anan egzotik :)))
Ne guzel cozumleme Aslican...Elif Safak'in siyah sut'deki Icinden Sesler Korosu adeta...Ben de mi yapsam yauuu
Elizam yapsana yapsana :) Evet Siyah Süt çağrışımı gerçekten de. İçime Elif Şafak kaçmış :)
aslı, ben blogumu kapattım. kısada olsa arkadaslıgın ıcın tesekkür ederım:=)
my choice
Üzüldüm ama hala arkadaş kalabiliriz bence. Eğer başka bir blogun olursa bir gün bana söylersin değil mi?
ziyaretin ve yorumun beni mutlu etti teşekkür ederim
Sağol Nurdan'dan, ben hep oralardayım aslında :)
tabii kalabiliriz. yenısı olunca söylerim:=)
my choice
Aslında öküzün listesi daha bi anlamlı :) edinilen duygular bi şekilde bazı şeyler yaşayıp ortaya çıkıyor nihayetinde
ama sanırım herkeste var böyle ayrımlar
yazını okuyunca demek sadece ben değilim bu ne ya diye düşünen dedim bi gülümsedim "yalnız değilim" mantığıyla :)
My choice: bekliyorum o zaman :)
Pixie: Yok yok valla yalnız değilsin, durum bu işte, ne yapalım yaşıyoruz :)
Yorum Gönder