Dün akşam eve yürürken bir teyze gördüm yolda. Başını örtmüş, başörtüsünün altından görünen alnı kırışıklarla dolu. Kaşları simsiyah, düz ve kalın. Hiç cımbız görmemiş belli.
Burnu, ağzı, gözleri o kadar sert ki; birden bir insan nasıl bu kadar sertleşir, diye gözlerim ona takılı kaldı, iki adım arasında.
Hayat mı insanlara çok acımasız davranıyor ve hatlar, bakışlar böyle sertleşiyor yoksa insanlar hayata sert bakınca, hep sert ve acımasız yüzünü mü görüyorlar acaba, diye sordum kendi kendime.
Hayatın herkese eşit davranmadığını baştan kabul edelim. Kimi çocuk, aylar önceden pembeler, mavilerle, yatak odası takımı, doğum fotoğrafçısı planlanarak doğarken; kimisi anne karnında olduğu sürece istenmeyip, doğduğunda da boş bir araziye bırakılıveriyor. Ya da daha küçücükken sokaklarda, kimsesiz kalıyor.
Peki hayat bize ne yaparsa yapsın, yaşarken ne kadar çok şey öğreneceğimiz, nelerden tat alacağımız, ne kadar çok sevgi ile dolacağımız da hep bize bağlı değil mi?
Elleri olmayan bir adamın çizdiği resimlerle büyüleniyorsak, görmeyen bir adamın bestelediği müzikle kendimizden geçiyorsak; bu hayata da dört elle asılmamız gerekir gibi geliyor.
Bu arada, nereden bu kanıya vardım ben? O teyzenin çok sert olduğuna, yüzündeki sertliğin kalbini yansıttığına?
Teyzenin yüzü çok sertti ama belki pamuk gibi bir kalbi var ve sokakta yürümediği zamanlarda da hep gülümsüyor olabilir mi? Ben sadece iki adımlık mesafede onun yüzünün aldığı en sert çizgileri görmüş olabilir miyim?
Ahkam kesmesi kolay. Son anda kesmekten alıkoydum kendimi.
Darısı başınıza.
Görsel
13 yorum:
bazen insanlarin icindeki yuzune yansiyor bazende tam tersi olabiliyor.
bende kiziyorum kendime cunku bazen bir bakiyorum catmisim kaslarimi oyle yuruyorum yolda, kendimi gorsem ben korkarim ama farkinda degilim neden oyleyim farkinda bile degilim...
A&H:Evet ya bana küçükken hep çatık kaşlı derlerdi, delirirdim ama ne yapayım, kaşımı çattıranlar utansın :)) Hala bazen kendimi alamam hatta kaşımın ortasında çattığım yerin izi bile oluşmuş. Yolda da bir şey düşünürken falan kesin çatıyorumdur, iyi söyledin.
Yazına yorum yapmayacağım. Hayat adil değil evet. Ama aklıma gelmişken yazayım dedim; yazılarına eklediğin resimlere hayran kalıyorum bilesin.
Bazı bebeklerin dünyaya gelirken mavi-pembe odalariçinde, doğum fotoğrafçılarıyla beklendiklerini, diğerlerinin ise doğar doğmaz tarla boş arazilere bırakıldığını anlatışın beni çok etkiledi. Ne kadar doğru bir noktada olduğunu anladım.
Evet haklısın dışardan ahkam kesmesi kolay. Yüreğine sağlık
Birde üstüne hep daha daha iyisini istemez mi biz insanlar.
Öyküye sıkça söylediklerimin arasındadır "biliyormusun aç olan insanlar var,biliyormusun bırak oyuncağı ayakkabıları yok ayaklarında." Çok isteme lütfen isteklerin olmadığı zamanda o dudağını büzme...
Bunca sıkıntının altında ezilip büzülüp ama yine de hayata tutunan insanlar varya bence asıl onlar hak ediyor bu dünya'nın nimetlerinden faydalanmayı.
Bırak yüzleri sert olsun ufacık sıkıntıda dünyam yıkılıyormuş gibi hissediyorsam ben onların kaşları çatık ifadeleri küskün kızgın olsun.
ahkam kesmeyelim evet. ben de o teyze gibiyim ama dünyanın en iyi kalpli insanıyım.... (yalan!)
dedigin gibi kimileri hayatin sillesini yedigi icin sertlesiyor, duygulari törpuleniyor ama kimileri de gördundugunden cok daha farkli bir karaktere sahip olabiliyor.
yine harika bir yazi olmus. mevzu derin yazacak cok sey var ama ahkam kesmeye kadar gider bu is diye susuyorum.
Hey yavrum be bitirişteki twiste bak :) Anlatmış anlatmış sonra no ahkam diye çakmış mesajı...
Yazı mükemmel...Roman yazılır di mi, sokak teyzelerinin çeşitli bakışlarından...
Dediğin senaryoların tümü, birçok farklı teyzede ve hatta tekbir teyzenin bütünlüğünde çeşitli zamanlarda, hasıl olabilir, o kesin.
Ben kendi adıma anlık can yanmalarında buruşan acınası yüzlerle, her hattı birden sert olan insanları ayarabildiğime inanırım. Kaşları çatıklık çok insani, çok anlık bir duruştur, empati duyarım. Ama gözleri çatıklık farklıdır, ürkerim.
Aha da ahkam, zaman zaman keserim :)
Özlemek karşılıklı bilmez miyim bu arada, yeni yassaklardan zarar gördüm, sayfama girilmiyo çokluk. Konuyla ilgili ayynen kaşlar çatık ghaldeyim. Yarın T24de konum bu, sizi de beklerim :)
Hayat çok enteresan şeyler çıkartabiliyor insanın karşısına.. Kimbilir ne yaşanmışlıklar, ne travmalar vardı o asık suratın ardında..
Ama haklısın.. ahkam kesmenin çok da anlamı yok 2 adım mesafesinde incelenen bir dünya için..
Hem.... belki de Öküz gibi, sırf "dışarıya karşı aldığı guard yüzünden", yahut güneş gözlerini kamaştırdığı içindir bu surat ifadesi.. olamaz mı:P ?
Hayat herkese eşit davranmıyor ve zaman zaman ipleri çekip alıyor elinden, keşke dinleyebilsek teyzenin öyküsünü, eğer anlıksa o hali, ne geçiyordu acaba aklından?
İyi haftasonarı...
Syrakusa: Çok teşekkür ederim, bugün bir öneri aldım görselle ilgili deneyeceğim bakalım o zaman da beğenirsen tamamdır :)
Beyaz: Çok teşekkür ederim.
ŞuŞu: Olsun, dediğin gibi olsun varsın.
aslı hayvanı: sen başlı başına bir yazı konususun zaten, temiz kalbinle adaşım :))
ella: sağol, evet ister istemez ahkam kesilecek uzarsa.
Eliza'm: Evet ya kafayı yedim bloguna ulaşacağım diye kaç gündür, t24'e bakacağım.
Öküzüm:Güneş gözlüğü takmadığından bence seninki, açıklaması temiz :)
Sazan: Evet kimbilir belki anlıktı belki kalıcıydı. Sana da iyi tatiller
Yorum Gönder