12 Haz 2010
Kendimle Kavga
Görünenden çok gölgeleri görebildiğini söyleyen bir arkadaşım, az önce bana "sende daha çok şey var da, bırakmak lazım kavgayı kendimizle, ne kadar zor olsa da!" dediği anda durakaldım.
Kendimle kavga ediyorum, kızıyorum sonra arada seviyorum, barışıyorum. Bu çocuk nereden gördü beni bu kadar açık, derken; bütün yazdıklarımı okuduğu aklıma geldi, güldüm kendime. Ne yaşarsam burada, buradan sakladığım çok az şey var.
Blogdan sakladıklarımı da çok yakın zamanda alıp, dün en sonunda kullanmaya kıydığım, yeni defterime yazmaya başladım.
Güzel kafalı Meral, şu yazısında "sevdiğim insanlar harika defterlere sahip olup içlerine bir şeyler yazıp-çizmeye kıyamayan insanlardan oluşuyor" yazdığında; kendimi bulmuştum o cümlede.
O günden biraz daha önce, ben de kullanmaya kıyamadığım her defterime yazıp, çizmeye başlamıştım.
İçi boş, dışı güzel kime ne faydaları vardı ki? Güzel sayfalarında yaşanmışlıktan eser olmadıkça ne önemi vardı o sayfaların yumuşaklığının, renginin güzelliğinin, üzerindeki desenlerin?
Bir gün belki, portakal rengi, üzerinde kuzucuk resimleri olan defterime ve diğerlerine yazdıklarımı da çizdiklerimi de burada paylaşırım.
Paylaşabilirim. Yazdıklarımla ve dolayısıyla kendimle kavga etmeyi bırakır, barışırsam; paylaşırım. Bundan eminim.
Bir de bitirmeden şunu söylemezsem ölürüm:
Niyetinin iyi olduğundan emin olduğum insanlar, lütfen beni eleştirsin. Onlardan duyduklarım, ilk başta canımı acıtsa da beni büyütüyor, değiştiriyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
16 yorum:
Uzun yıllardır ben de kendimle ve hayatla kavga halindeydim. Ta ki "Galiptir bu yolda malup" sözünü işitene kadar. O günden sonra daha yaşanılır olmaya başladı hayatım. Defterleri, sanal sayfaları, duvarları, yerleri, havayı karalamaya başladım. Başta anlamsız gibi görünse de kendi post-modern tablomuzu çiziyoruz aslında.
Onur, karalamak da sonunda oluşan tabloyu görmek de ne güzel. "Galiptir bu yolda mağlup olan" sözü için de diyecek hiç bir şey yok, gerçekten.
38 yılın en az yirmi yılını kendime kılıç çekmekle geçirdim. Bir faydasını görmnedim geçici rahatlamalardan başka... Bıraktım.. Yeni defterini güle güle kullan..
Sağol Syrakusa, kılıcı elimden bırakırsam hallolacak benim mevzum da.
dogal durusu bulmak lazım kavga biter o zaman
Evet tüm olay doğal duruşu bulmaya çalışmakta. Çalışırken de bir uçtan bir uca gidip geliyor insan işte.
Ama duruşu buldum diye bir şey asla olamayacağı için de kavga hiç bitmeyecek mi diye sorasım geliyor kendime.
Cevabı bence: kavga etmeden aramak.
acaba ben de o defterleri karalayabilecek miyim diye düşündüm..
Her şeyi, kendini değiştirdiğini yazmışsın ya, neden olmasın, defterleri de karalayabilirsin, istersen gerçekten.
Teşekkürler, selamlar; olumsuz eleştirilerin pek yararı olmuyor kimseye.
aslı hanım'cığım,
başım sıkıştığında soluğu yanında aldığım, gerçekten kalpten bakan ve seven inanılmaz kadın!
kendimle kavga etmeği bıraktım, hayatımı değiştirmeye ve iyileştirmeye olanak verdi bu kavgalarım..
bunu görmemde, fark etmemde sizin etkiniz çok büyük, kalbimden gelen sonsuz sevgilerimle
miray:)
alizafersapçı: teşekkürler, iyi niyet bence vazgeçilmez.
miraycan: Yerim seni ben, senin gözlerinin güzelliği her ne görüyorsan.
Nasıl başardığını ben gördüm ve hiç bir şey yapmadım. Kendinle gurur duy.
ben hayatımda aynı yıla ait bir ajanda bile kullanmadım bu seneye kadar ve evet benim de kuzulu bir defterim var ki, gün gelince onun üzerine yazmaya değer ik kuple fikriyatım olacak:)
Ben de baktım temizlik yaparken onlarca çok güzel defterim var kıyamamışım hiç. Hep kenarda köşede ne varsa kıyrıtık onlara yazmışım. Hep temize çekmek istemişim de çekememişim.
malumatfarus: kuzulu defterlerde keramet var, bak bugün bile yazdım sabahın köründe. yaz yaz :))
seyyarat: hep öyle kalıyorlar işte bir şeyler yaz, çiz sonra onlara bakmak o kadar güzel geliyor ki.
aslı hanım,kanaatimce bir yanlış adlandırma yaşıyoruz.olan şey kendiyle kavga değil;muhasebe=hesaplaşma
engin deniz: yok yok arada kavga da ediyorum gizli gizli :)) ama muhasebe ve hesaplaşma daha sık var.
Yorum Gönder