26 Tem 2010

Kendini Övenler ve Dövenler


Ben hep kendini dövenlerden oldum. En yakın arkadaşlarım da öyle.
Ya da dövmeseler bile övmediler de.

Tatilde karşıma çıkan güzel insan da sürekli kendini dövme halinde. Lütfen yanlış anlamayın, burada söz konusu olan şey asla eziklik tabir ettiğimiz kendine güvensizlikten, beğenmemekten gelen, rahatsız edici hal değil. Kendini esprili bir dille eleştirmekten, o eleştiriyi yapacak kadar cesur olmaktan bahsediyorum.

Mesela "ben kesinlikle salağım, bütün gün her yokuş iniş ve çıkışımda düşmekle kalmadım; bindiğim bisikletle, merhaba dediğim insanların üzerine kırıverdim direksiyonu" gibi komik hallerin anlatılışı.

Bu anlattığım olayın başrol oyuncusu benim. Üzerine direksiyon kırdığım kadının kaçışı, görülmeye değerdi. Zaten mimlemişlerdi beni, karı koca; önceki gezilerdeki sakarlıklarımdan; kadın resmen ürktü, üzerine düşüvereceğim diye.

Şimdi ben burada kendimi dövdüm: Sakarım, şapşalım falan dedim. Bunları dediğim için benim salak olduğumu düşündüğünüzü sanmıyorum. Hepinizi cebimizden çıkarırım, diye devam edersem kendini dövenlerden, övenlere geçmiş yani terfi etmiş olurum değil mi?

Ben sadece bir anımı anlattım ama bu arada ortada yerilecek bir durum olduysa da "ama o benim" diye kendime kıyamamazlık etmedim. Bir yerimden bir şey eksilmedi, bildirmek isterim.
Mükemmel insan diye bir şey yoksa; hata da yapabilirim, diğerlerinden daha salak ve sakar da olabilirim bence.

Buradan yola çıkarak asıl gelmek istediğim nokta ise; durmaksızın kendisini övenler. Ne kadar iyi, ne kadar tatlı, sevgi yüklü, akıllı, vesaire vesaire olduklarını durmadan anlatıp; anlattıkça daha da tatlılaştıklarını, akıllandıklarını sananlar.

Birisi bu şekilde kendini övünce; aklım ister istemez övdüğü konuda onun ne kadar kötü olduğunu bulmaya gidiyor. Tahrik ediyor beni, "hadi len külahıma anlat" dedirtiyor.

Hangi kafa kendini övebilir, gerçekten anlamıyorum. Bırak başkaları söyler zaten sana; iyi misin kötü müsün, ne kadar akıllı ve kıvrak zekalısın.
Sen böyle konuştukça "olmamış insan" izlenimi yaratıyorsun.

İyi olduğun bir konuda iyiyim diyebilmek cesaret ister ve güvenli bir davranıştır.
Ancak durmadan bütün huylarını kapsayacak bir mükemmel insan tanımını kendin için yapmaya başladıysan; bir an duraksa ve n'apıyorumm lan ben? diye sor kendine.
İnan ki; susmak zor değil. Bir dene!

Görsel: Irisz Agocs - Rabbit is on bike

11 yorum:

Adsız dedi ki...

merhaba efendim,bu yazınızı genel yaklaşım düzeyinizden biraz aşağıda buldum.
beğendiğimi söylediğim kadar aksi durumda da görüşümü söylemeliyim?sizce.

Aslısın dedi ki...

Bence de Nesimi, bunu kesinlikle tercih ederim, obur turlusu durustlukten uzak ve sahte olur. Ben yine her zamanki gibi icimden geleni yazdim, tesekkur ederim.

aslı hayvanı dedi ki...

pekiğğğğ, kendini döverken aslında içten içten kendini övüyor olmayasın? mesela bisiklet hikayesi komik ve sevimli bir hikaye. öne çıkan özellikler de sakarlıktan, şapşallıktan ziyade bunu anlattığın için harbi, kendine güvenen ve insanları güldürme yeteneği olan bir kişi olman değil mi sence? :)

bu hikayeyi anlattığında karşılarında salak bir insan olduğunu sanacak insanlar olduğunu düşünemiyorsun bile. hitap etmek, çevrende olmasını istediğin kişiler onlar değil çünkü.

ben aslı hayvanı ismiyle günde on altı kere bu tür bir durumla karşılaşıyorum mesela. 'aa, kadına bak, kendine hayvan demiş'çiler ve 'oha ne komik bi insan bu'cuların durmak bilmeyen çatışması :D

Aslısın dedi ki...

Bak bu da hep dusundugum baska bir ayrintidir aslim hayvanim, olaya aslinda kendinle dalga gecmek ve eglenmek diye bakmayi seviyorum. beni en cok gulduren seyler genelde bu tip salaklar oldugundan sanirim. Dusunsene ben bir bisiklete binerim var ya hayran kalirsin desem ne esprisi olur? O kadinin ani bir manevrayla benden kacisi da hala dusyndukce gulduruyor beni. Senin de yazilarini aslinda bu yuzden cok seviyorum kendisiyle dalga gecen ama guclu bir karakter diye dusunduruyor bana seni:)

Sibel dedi ki...

Senin dediğin kendini dözmek değil be a canım! Demek ki sen kendinle dalga geçebilecek kadar içtensin. "Ben buyum işte, böyle de sevin severseniz" diyorsun o kadar.
Ama asıl kızdığın kendini övenler var ya, bak onlara ben de kızıyorum. onlara verdiğin son mesaj çok yerinde: Sus bi sus!!!Iyyy, sussunlar hakketen ama ego böyle bişimiş, Sertap da ööle diyo:
"Doğrusunu bir tek o bilir
Gerisini takmaz ego"

Adsız dedi ki...

Kendini dövmek ağır kaçmış da kendin ile dalga geçebilmek çok güzel, ama kendini döverken, kime göre neye göre dövüyorsun,aman övmeyeyim çok doğru ,ama övmek yerine döveyim gibi bir noktaya artık karşı çıkıyorum, sanırım uygulamaya da geçirebileceğim. Ben seni fazlasıyla özledim yeter tatiline başlatma artık dön bebeğim.

İstanbul

NiLaY dedi ki...

ben de genelde dövenlerdenim ama aslı hayvanının dediği gibi acaba gerçekten dövüyormuyuz yoksa övüyormuyuz işte orada bir düşünmek gerekir bence de :)

Adsız dedi ki...

seviye cok onemli değil bazen.
imla bilgisi benim için onemli. benim dusuncem boyle ne yapsam ?

oncesi için; iki soru tek cevap. tam da diyecektim

The King dedi ki...

Beni öyle bir yakaladın ki şu yazınla. Kendilerini öven insanlara nasıl dayanamıyorsam, senin tabirinle 'dövenlere de' özel bir zaafım var. Dozunda verdiğin zaman o ayarı tadından yenmez o muhabbet. Açıkçası dostluklarımda bu bahsettiğin kriter, oldum olası önemli bir yer tutuyor. Well done.

Adsız dedi ki...

döverim de söverim de..Dozunda,uygun ve hatırı sayılır yumruklarla vurmak lazım kendine ki sen moraran kimliğine buz basarken birileri de sana yardım edip yüzüne gülümsesin..

Aslısın dedi ki...

Sibel'cik, iyi demiş sertab kardeş, ağzına sağlık.

İstanbul, sen ne yaparsan arkandayım :) O dediğin başka bir şey, ben onu seviyorum :)

Nilay: Övmüyoruz be cağnım :) zayıf bir yanınla dalga geçebilmek övünmek değildir bence.

The King: Beni anlamışsın, bunu hissettim yazdıklarından, teşekkür ederim.

Adsız: O konuda elimden geleni yapmaya hazırın, sen de bir şey yapma, aynen devam :)
İki soru tek cevap, bak sen.

Syrakusa: İtinayla buz basılır :)