31 Ağu 2010

Kavgan Kiminle?


 
Kendisiyle barışık olmayan insanlardır en çok korktuklarım. Çok şükür etrafımda böyle çok az insan var; olanlarla da tamamen iş için mecburen bir aradayım.

Bu insanları, kendilerini sevmeme derecelerine bağlı olarak hemen tespit etmek mümkündür. Eğer gerçekten durumları vahimse; içlerindeki kargaşa, gözlerinden yansır dışarıya.
Siz ne yaparsanız yapın, onlarla düzgün bir iletişim kurma şansınız olmaz, buna izin vermezler. Ya çok seveceksiniz ve hoşgörü seviyenizi kaybetmeyeceksiniz ya da uzak duracaksınız, yapacak fazla bir şey yoktur.

Emek verip, kendileriyle barışmalarına vesile olursanız; bir hayli sevaba girersiniz. Bunun için sağlam bir kafa, bol sevgi, sabır ve inanç gerekir. Size, yolunuzdan döndürecek her türlü muameleyi yapacakları için, iyi niyetle yola devam edebilmeniz elzemdir. Sonunda mutlaka başarılı olacağınıza dair bir teminat da verilemez, maalesef.
Bu işin oluru, eğer o isterse vardır.  Bu zorlu süreçte size düşen, sabretmek ve emek harcamaktır.

Peki bu kendiyle kavgalılarla uğraşmadan, sadece sorunsuz yaşamak istiyorsanız ne olacak?
İşte o zaman, dengesizlikleri, densizlikleri, kabalıkları görmezden gelmeniz daha doğrusu kişiselleştirmeden, üzerinizden akıp gitmesine müsaade etmeniz gerekir. Herhangi bir konuyu kişisel algılamamanız için: Şu anki davranışları bana yönelik değil, onun kavgasıyla ilgili demek gerekiyor.

Tabii bu savunma mekanizması haline gelmemeli. Yani bize her kötü şey söyleyeni, bu onunla ilgili diyerek, red etmek de gözleri kapatıp, kendini kandırmak olur.
Allah muhafaza, sonunda biz de kendi bokumuzda boncuk aramaya başlarız.

Görsel: Ahmet Coka - Untitled

21 yorum:

B. dedi ki...

içi böcüklü :)

sonunu çok sevdim.


Allah muhafaza, sonunda biz de kendi bokumuzda boncuk aramaya başlarız.


:)

Günün de haftan da aydın olsun Aslı.

Aslısın dedi ki...

Canımın içi, hep aydınlıksın ya sen, işte sana gelen günler de öyle olsun.

dunyada bir balık dedi ki...

yok arkadaş kendiyle barışık olmayan insandan uzak duracaksın mesafe koyacaksın kan emici bunlar enerji düşürücü :))

Aslısın dedi ki...

Ruh emici de olabilir, nasıl :))

dunyada bir balık dedi ki...

silici silici arnold swzngr. :))

Kitapkurdu dedi ki...

Heyy Harry Potter'daki ruh emiciler di mı :)

Aslısın dedi ki...

evet kitapkurdu :)))

bad-ı saba dedi ki...

bi an benim de aklıma o ruh emiciler geldi Aslı:))
sonu güzeldi:)hafif bi dedikoducu teyze havası sezdim orda:))sanki cümle şöyle devam etmeliydi:
kulağına gitmesin ama geçen gün şu filanca var ya ömrümü yidi ömrümü!öle dedi de böle dedi...:)))

Sokak Kedisi dedi ki...

Tespit tam onikiden vurmuş gene :))

Bu kendi gölgesiyle bile anlaşamayacak sığlara geçit vermemek lazım. Tamam anladım sen halka hizmet olsun, tedavi edebileceklerimizi edelim diyorsun, mücadelen de kutsal ama işin sonu aynen dediğin gibi olmasın sakın :)

Bu kavga ve huysuz ritüeller bulaşıcılık da gösteriyor çünkü zamanla, aman benden uzak olsunlar da kimle kavga ederlerse etsinler.

Bi huzur ya...

The King dedi ki...

Ama bazen o insanın kendi seçimi olmuyor be Aslıcan. Bitiriyor insan kendini. Bunun bir seçim olduğunu düşünmüyorum hatta. Biraz genlerden gelen bişiy, biraz da sosyal şartlar sanırım .

Aslısın dedi ki...

bad-ı saba: allaha şükür ömrümü yiyeni olmadı ama madem sen istedin yapayım sana biraz dedikodu :))

Sokak kedisi: huzura evet ancak bazen gönüllü olursa insan, o zaman değer be her emeğe, sevgi varsa işin ucunda öyle zor gelmez hem insana.

The king: Genelde kendi seçimleri olmadığını biliyorum ama sonrasında onu devam ettirmek gerçekten insanın kendi seçimi. Sevdiğim birisi ise sonuna kadar yanındayım ama seçimi kavgaya devam olmamalı. Seçerse kendisini sevmeyi öğrenebileceğine inanıyorum.

Sokak Kedisi dedi ki...

Canım benim sevgi varsa karşındakinin hatasını ve olmadık yanlarını hasır altı etmek kolay zaten, emek vermeye de değer elbet. Ancak iyi tartmak lazım, Schopenhauer şöyle diyor ki bence en haklı tespitlerinden biridir bu :

"Küçük nesneler göze yakın tutulduğunda nasıl görüş alanımızı sınırlayarak dünyayı bizden saklıyorsa, en yakın çevremizin insanları ve nesneleri de, bumlar son derece önemsiz ve ilgimiz dışında olsa bile, çoğu kez dikkatimizi ve düşüncelerimizi gereğinden fazla, üstelik hiç de hoş olmayan bir tarzda meşgul edip önemli düşüncelerin, sorunların yerini alacaktır. İnsan buna karşı savaşmalı "

Sevgin ve emeğin, samimiyetle saygı ve karşılık görmüyorsa eğer hiç kimsenin kavgasına müdahil olmamak lazım, kavgası kendiyle bile olsa. Çünkü bir an gelip taraf oluyorsun ister istemez. Kalbin de kırılıyor, ruhun da acıyor.

Uzattım mı yoksa gene :)))

Aslısın dedi ki...

Yok yok valla pek güzel anlatmışsın, son paragrafta zaten kalbimi çaldın :)

Sokak Kedisi dedi ki...

Ben de seni seviyorum AslıCan'ım :))))

Aslısın dedi ki...

ehehe :)))

A-H dedi ki...

Aslicim sen sansliymissin cevrende onlardan az varsa, ay benim cevremde de o kadar cok var ki bayginlik geliyor boylelerinden.

Aslısın dedi ki...

A-H: Kolay gelsin gerçekten zor, hele de yorumlarda bol bol bahsettiğimiz sevgi yoksa işin içinde çekilmez.

Eliza Doolittle dedi ki...

Affınıza mağruren terbiyesileşicem ama, "bokuyla kavga etmek" vardır hani ya, o hesap...
Kendiyle barışık olmayan, bırak seni beni, hayatla küstür zaten çokluk...Ürkerim, mesafe koyarım. İş ortamı gibi zorunlu bir araya gelişlerde de, olabildiğince makaraya alma, içimden içimden dalga moduna geçerim, ruhumu olumsuz enerjilerinden sıyrıltmaya çalışırım.

Aslısın dedi ki...

Eliza'm, rica ederim müsaade sizin :) Ben de ürküyorum itiraf edeyim, tehlikeli oldukları kesin.

malumafatrus dedi ki...

o kadar yoruluyorum ki bu tür insanlardan, ufak ufak uzaklaşmaya çalışıyorum yanlarından ama işte onu da beceremiyorum, çünkü onlarla aynı dili konuşmayı pek beceremiyorum.

insan türünün dünyadaki en gelişmiş tür olduğundan hala eminiz değil mi:)

Aslısın dedi ki...

Kesinlikle emin değilim :)
Gelişmiş adı altında her türlü sorunu çıkarıp, hiçbir hayvanın yapmayacağı kötülükleri "yapabilen" tek tür diyebiliriz.