17 Ağu 2010

"O" Yazı


Bugün bir yazı siparişi aldım. Normalde siparişle çalışmıyorum ama istek sahibi kimsenin bu blogda katkısı büyüktür ve kalbimde yeri ayrıdır. Ben de emre amade rolüme büründüm ki; emir demiri kesmez benim kitabımda ve hatta demirden korkmam, emirden korktuğum kadar.


Şimdi bu sevdiğimiz ağabeyimiz, bana bir yazı gönderip "Aslı tarzını bu kadına benzetiyorum, senden de bu tarz yazılar bekliyorum" diyor.
Ben susmuyor "onun tarzını ben de beğeniyorum ama öyle yazabilsem zaten şu anda bankada çalışıyor ve seninle yazışıyor olmazdım" diye haddimi aşarak cevap veriyorum.
O da sanırım bana hak veriyor ki konuyu değiştiriyor.

İşte o anda bende bir hareketlenme oluyor ama güzel bir hareketlenme değil.
Yani şimdi ben sırf bankada oturuyorum diye öyle yazı yazamaz mıyım hırsı basıveriyor. İçim ürperiyor, kanım kaynıyor, kaynayan kan beynime sıçrıyor. Elimi kana bulamayayım diye bankacı dünyama ve işimin başına dönüp bütün gün "yazarsın Aslı, yap bunu Aslı, aslansın, kaplasın, Aslısın" diye kendime gaz veriyorum.

Eve geliyorum ve oturuyorum şu anda bulunduğum yere.
Başlıyorum yazmaya ama daha başlangıcında meymenet yok.
Alakasız bir yerden başlasın ama hikayeye dönüşsün, sonunda da esprili bir şekilde bağlansın, diyorum. Başlıyorum denemeye ama dene dene olmuyor.
Eee n'oluyor?
Hiç!

İlham perim gelmedi desem inanmaz; kafası iyi çalışır, bilir cinle, periyle işim olmaz.

Beceremedim işte, kabul ediyorum. Ama vazgeçmek yok, azimle kafamda kurgulayacağım "o" yazıyı.
Bir gün çıkacak işte, ben sefil bir bankacı olsam da...

Görsel: Irisz Agocs - Singing Angel

22 yorum:

Adsız dedi ki...

sefil bir bankacı mı?çok sevdiğim birisi kendini ilk takdiminde sefil bir muhasebeciyim demişti.içimdeki sızıyı biraz daha derinleştirdi bu ifadeniz.ben galiba melankolinin kollarında geçiricem bir kaç günümü..

Büşra Bayram dedi ki...

:)) ben de heyecanla yazıyı bekliyodum ki; inanıyorum yazıcaksın! :)

Aslısın dedi ki...

Nesimi, ilk yöneticimin çok kullandığı bir tanımlamaydı, sanırım oradan kalmış bende. Melankolinin kollarında uzun süre kalmamanız dileğiyle.

Aslısın dedi ki...

Hayal Meyal: Al işte, stres oldum iyice :) Bana olan inancının motivasyonuyla inşallah bir gün :)

Adsız dedi ki...

yazarsan olmaz ama konuşursan olur
klavyeyle yazma, ekranla konuş Aslı
sen olursan daha iyisi olur

Bilgiç Aynacı

bu arada gerçekten iyi başlamışsın, şımarma diye söylemiyorum

Aslısın dedi ki...

Bilgiçlik boşuna gelmiyor insana bak işte bu iyi geldi. Ekranla konuşmak...
Vay be, hatta ekranda seninle konuşuyor gibi mi yapsam acaba?

Şımarmam haşa ancak arada motive edilmeye ihtiyacım olabilir, ben karikatürdeki arkadaş gibi kendi kendime hareketlenemeyebilirim :)

Sokak Kedisi dedi ki...

Yazarsın tabii, neden yazamayacakmışsın ki en sevdiğim bankacı blogcu :)))

Ayna doğru diyor; içinden geldiği gibi konuş gitsin...

Bekleşelim biz de bir kenarda ;)

Onur Diribaş dedi ki...

Sefil bir bankacı olmaktansa, sefil bir yazar olmayı içinden geçir. O zaman doğru hamuru tutturacağına eminim. :)

Aslısın dedi ki...

Sokağımın kedisi: Heheh en sevdiğin bankacıyım blogcuyum heheh :)

Onur: İşte buna da bayıldım, sefil bir yazar olmayı hayal etmek :) Çok şahane fikir. Sayenizde olacak bir şeyler :)

Sibel dedi ki...

Sen mi sefil bankacısın? O zaman o sırf finans kafalı ama boş yüreklilere ne diyeceğiz şekerim?
Sen "o" yazıyı da yazarsın, öbürünü de. Anlatacaklarının dili ve sesi senden olacağı için çok da güzel olacak. Bekliyorum yarın, öbür gün... Okuduğumda "Hah, bu "o" yazı diyeceğim ;)
ayrıca şuna da çok güldüm seni klee seni: "Yani şimdi ben sırf bankada oturuyorum diye"

Azze dedi ki...

seni sefil bankacı, biz 'bu' tarzı seviyoruz :)

The King dedi ki...

Dedim ki bomba bişiy geliyor şimdi.Heyecanlandım. Meğer "pek yakında" imiş. Takipteyim Aslı!

zehir hafiye dedi ki...

aslım,

sefil misin, öyle mi hissedersin bilemem, ama bankacı olmadığın kesin.

teknik olarak bir bankada çalışıyor olman, ruhen "bankacı" olduğunu göstermiyor. sen bankacıysan ben de vergi müfettişiyim. :)

A-H dedi ki...

bankaci kismini anladik ama sefillik pek tutmuyor bence ;) sen sefil gormemissin hic.

a yaziyi merakla bekleyecegiz simdi, ama bak daha beter baski oldu sende bu durumda :)

bu arada o kadini da merak ettim harbiden, kimdir ki acaba...

Aslısın dedi ki...

Canım arkadaşlarım ne iyi insanlarmışsınız siz öyle. Ben kendimi kötü hissettikçe gelirim burada size bir şeyler söylerim bundan sonra. Kurtulamazsınız elimden.
Sibel: ben o tiplere allah cezanızı versin diyorum, nasıl :)

Azze: eyvallah dostum, sefil mefil okuyoruz işte, diyorsun yani :)

The King: Stres olmuş olmam normal şu anda değil mi? İyice elim kolum tutulur, ben endişe topağı bir insanım ama deneyeceğim :)

zehir hafiye: seni tanıyorum ve vergi müfettişliği sana ne kadar yakınsa bankacılık da bana o kadar olsun diyeceğim ama kaç yıldır bankacıyım yaa :))

A-H: Baskı demişken, gerçekten fena baskı oldu ama yönetiriz onu da içimizde bir yerlerde artık :)
Yazar Ayça Şen, bana gönderilen yazı da, radikal'de eczacıda geçen yazısı.

Ancaak o yazı için kendimi kasarsam samimiyetsiz ve saçmasapan bir şey olacağından eminim. Bu nedenle sakin ve efendi gibi bekleyeceğim.

Öperim hepinizi.

AidaSalem dedi ki...

Ben 5 ay dayanabildim bankacılığa... İstifa ettiğim gün ordaki en mutlu günümdü :)
Seni çok iyi anlıyorum.

Bero dedi ki...

Herseyden öte yazının etiketlerine koptum :)
superr oldu.
Hatta son yazılarının etiketleri en az yazı kadar kaliteli :)

Adsız dedi ki...

ben de blog yazılarımı teminat mektuplarının arkalarına karalar, aforizmalarımı bloke çeklerin kenarlarına yazarım :)

Başaracaksın Aslı takipteyiz meslektaşım :)

Aslısın dedi ki...

Aida Salem: İsitfa ettiğin günün en mutlu gün olması bir hayli anlamlı olmuş :)

Bero: Ben de fark ettim etiket odaklıyım son zamanlarda, çok sağol motive oldum, daha da güzel etiketler için uğraşacağım bu gaz ile
:)

Syrakusa: Meslektaşım sağol be, işte bu desteklerle olursa bir şey olacak bakalım :)

A-H dedi ki...

Aslicim maksat yazar veya yazi degil, ben sadece stilini merak ettim desem :)

Aslısın dedi ki...

A-H: arkadaşımın bahsettiği stil, esprili ama arada dokunaklı ve sahici olmasıydı. Ben de öyle buluyorum Ayça Şen'i. Neyse darısı başımıza :)

Hasan Şeker dedi ki...

Hocalarımın bir kaçı da bana foroğraf ve de photoshop konusunda bir kaç kişi önermişlerdi ve de ama yapabilir misin emin değilim demişlerdi. adamların yaptığı işleri yaladım yuttum, ben de yaparım diye. Hırs ettim ve de yaptım. Ama yaptıklarım onlarınkinin birebir çakması gibi görününce rahatsız oldum. Kendi çalışmalarıma onların fikirlerinden biraz soslar ekleyerek yapıyorum. Fotoğrafları photoshoplarken de aynısı geçerli. Çabuk gaza gelmek her zaman o kadar hoş olmuyor olabilir. Ama baya bir şey öğretiyor :)

*Bu arada yazılarını beğeniyorum. :)