Aslında yazmaya tutkun değildi, hiç de olmamıştı. Babası, yazmasını çok istediği ve onu yüreklendirdiği için yazar olmuştu. Geçenlerde, bir gazetede, Agatha Christie'nin de yazmayı, tutkudan çok sadece işi olarak gördüğünü okumuş, yalnız olmadığını öğrenmekten ötürü memnun olmuştu.
Her sene bir kitap yazıyor, kitapları da, on beş yıldır hem kendi ülkesinde hem de çevirisi yapılan ülkelerde, çok beğeniliyordu. Onu ilgilendiren, yazdıklarından çok, hep okurları olmuştu. Onlarla sık sık bir araya gelir, sohbet ederdi. Yazmayı ve yazarlığını ciddiye almaz, insanların hikayelerini daha çok önemserdi. Belki de bu kadar güzel yazmasının nedeni buydu.
Son kitabını yazmakta çok zorlanmıştı. Her zamanki gibi kapandığı yazlık evinde, karakterler, olaylar bir çırpıda dökülememişti bu sefer kaleminden. Tükenmez kalemi, tükenmişti sanki. Ara vermek zorunda kalmış ve baharda, bıraktığı yerden devam etmek için tekrar eve kapanmıştı. Sonunda bitmişti ama artık içinde, yazamayacağına dair bir korku peydahlanmıştı.
Belki de bu tutukluk bir uyarıydı, bir daha yazamayacağına dair bir uyarı. Tutkuyla bağlı olmadığını söylediği yazarlığının sonuna gelmiş olması ne demeye onu bu kadar korkutmuştu, anlamıyordu.
Belki de ne yaparsa yapsın, başarısız olma korkusuydu onu böyle hissettiren. Bunun son kitabı olabileceği düşüncesiyle, kitabı basıldıktan sonra evinin yakınlarındaki bir sokakta, sık sık gittiği kitapçıya gidip, hep yapmak istediği şeyi yapmıştı. Okuruna bir not yazmış ve orada eline geçen ilk kitabının sayfalarının arasına koyup, çıkmıştı. Şans eseri, yayınevi ile sorunlar nedeniyle, basılmayan ilk kitaplardan biri geçmişti eline. Notu koyduktan sonra, en yeni kitabı değil de böyle eski bir kitabının arasına giren notun daha anlamlı olduğunu düşündü ve sevindi.
Belki de ne yaparsa yapsın, başarısız olma korkusuydu onu böyle hissettiren. Bunun son kitabı olabileceği düşüncesiyle, kitabı basıldıktan sonra evinin yakınlarındaki bir sokakta, sık sık gittiği kitapçıya gidip, hep yapmak istediği şeyi yapmıştı. Okuruna bir not yazmış ve orada eline geçen ilk kitabının sayfalarının arasına koyup, çıkmıştı. Şans eseri, yayınevi ile sorunlar nedeniyle, basılmayan ilk kitaplardan biri geçmişti eline. Notu koyduktan sonra, en yeni kitabı değil de böyle eski bir kitabının arasına giren notun daha anlamlı olduğunu düşündü ve sevindi.
Şimdi işin en heyecanlı kısmındaydı sıra: Beklemek...
Görsel: Annette Marnat
15 yorum:
Merakla bekliyoruuum :)
girl, hiç uzamayacak olay uzadı, ben de merak ediyorum ne olacak :)
Çok güzel ama gerçekten de ellerine sağlık canım :)
girl, utandım utanacağım, çok ama çok sağol.
!!inanamıyorumm.bekliyorum bende...
bizde merakla bekliyoruz :D
super super super :D
eh bende heyecanla ve sabirsizlikla bekleyenler listesindeyim simdi :)
eh ben de heyecanlandım :))
SÜPEER
İST
devam devamm..
Merak ediyorum devamını ama senden ricam fontları biraz büyütsen :(
İstanbul sağolasın
Syhn, tamam tamam :)
Stil direktörü, peki hemen büyütüyorum.
bu benim incide yazdığım anılarıma benzedi :D ee hadi anlatsana yau :D
telekinesis, ya bu hikaye öylece bitecekti. Uzatayım deyince olmuyor işte :)
anlamayız hocam bekliyoruz:D
Yorum Gönder