16 Mar 2011

Sana diyorum!


Konuşulanlarla, davranışlarla bir takım algılar oluşur insanın kafasında. Bu algılar doğrultusunda, anladığı şekilde tepki verir insan. Kimi insan bu algılarına tamamen bırakır direksiyonu ve geçmiş tecrübeler, travmalar, sevinçler ona ne söylüyorlarsa; gelen etkiye de onlardan öğrendikleriyle cevap verir. Her şeye karşı merak, eksiliverir, algılar ipleri ele aldığında. Ehliyet geçersizleşir, bir nevi. İletişim ehliyeti.

Algılardan tamamen sıyrılmak, ekonomik değildir, böyle bir şeyi kimse kimseye önermez. Amaa her yeni deneyimi, eski deneyimlerle değerlendirmek de bir süre sonra cepten yemeye götürür adamı. Farklı bakış açısının, gözlükleri değiştirmenin faydası burada devreye girer. Göz numarası büyüdüyse; inatla aynı gözlüğü kullanmak; renkleri, insanların yüzlerini, arabaları flu görmeye neden olur. Görüşü bozulur insanın, hata yapma olasılığı büyür ve hatta bazen hayati tehlikeler doğurur, bu durum. Böyle durumlarda, aklı başında her zat, gider doktora gözüne baktırır ve yeni numaralı camı taktırır.

Gel gör ki; iş duygusal konulara, hayatı algılayış biçimine geldiğinde, çoğu kez adam sen de der, bizde bir sorun olduğunu kabul etmeyiz. Kırmızı eskisi gibi görünmüyorsa gözümüze biliriz ki; dünyadaki bütün kırmızılar pembeleşmedi, bizde bir sorun var. 

Ama çevremizdeki herkes bize "öyle demek istemedim, benim söylemek istediğim şu" dese bile, hadi canım ben biliyorum senin ne demek istediğini, der yola devam ederiz. Yalan yanlış bir yolda, insanlarda sorun var, bende ne sorun olabilir, mantığıyla eksik, kırık yaşamaya devam etmekte sorun görmeyiz. Birbirini anlamayan insanlar topluluğunun temelinde bu yatar. Küskünlükler, kırgınlıklar, kavgalar, savaşlar hep bundan çıkar. Bu kadar mı zordur, içine bakmak? Azıcık deşmek kendini?

Radyo değil ki bu, içini açınca parçaları yerine geri yerleştiremeyesin. Azıcık soru sor kendine, azıcık başkasının tarafından durumu değerlendir. Sonra hak vermezsen verme ama azıcık dene be!

Görsel: Ahmet Coka

11 yorum:

Musa A. dedi ki...

Görseller de çok güzel. Hatta çok çok güzel yani =)

Aslısın dedi ki...

Musa, çok teşekkürler, Coka sağolsun:)

HayatVEtavla dedi ki...

Haklısın kadın, haklısın.
Koşulların değiştiğini görmemek ve zamana ayak uyduramamak da aynı baptan ele alınacak mevzular zannımca.

Betül dedi ki...

İnsan nasıl farketmez mutluluğun içinde olduğunu:)

Emine dedi ki...

Aslı bir de şöyle bir çıkmaz var; düşünüyorsun, hakveriyorsun ama birşeyleri düzeltemiyor, değiştiremiyorsun.. bu durumda önerin nedir?

not:burdan cevap vermek istemezsen terapiye de gelebilirim :)

Aslısın dedi ki...

Hayatvetavla, icine bamaktan korkmamali iste

Betul, bulmak icin aramak lazim herhalde;)

Emine'm, sorularim var
Degistirmek senin icin ne kadar onemli
Degistirirsen neleri farklilastirmis olacaksin
Eger onemli ise gercekten
Degistirme cabamda kendine koydugun engeller neler bir ona bak. O engelleri anlamaya calis sonra yine konusalim;)Kendimize koydugumuz engeller hep degisime karsi korunma amaclidir, onlari fark etmek ve anlamak iyi bir adim inan bana

Emine dedi ki...

anladığın,hakverdiğin zaman sorunu ortadan kaldıramıyorsan(değiştirme), hakvermenin bir anlamı kalmıyor ki arkadaşım..
engeller yine çok yerinde bir tespit :)
engellerin farkına vardım da arkadaşım,işte onları kaldırmak zor gelince,kabullenme sürecine girmeyi seçiyorum..
Aslıcım iş arasında bir de burda mesai yapıyorsun :)
ilgilerine, bilgilerine şimdiden teşekkür ederim..
sevgileeer..

Adsız dedi ki...

Senin bloğu okuyunca psikanaliz okumuş gibi oluyorum usta :)

Aydedeye havlayan dedi ki...

her şey yanımızda; mutluluk, hüzün,o ya da bu.. "ararsan bulamazsın," demiş eski bi zen üstadı. o yüzden aramadan akışına bırakmak lazım hayatı.
not:herkes görsellerin pek güzel olduğundan bahsediyor, bence de haklılar :) pek bi yumuşak dokulu hepsi, sıcak bi teman var aslısın :)bu arada bahar sarhoşluğunu bana da bulaştırdın o_0

balböcükleri dedi ki...

blogumuza kavuştuk yeni postlar bekliyorum

Aslısın dedi ki...

Emine, mesai değil rica ederim:) O engeller var ya eğer iyi tespitse, bahanesiz bak derim onlara. İlla bir şey yapman gerekmiyor ama elle dokunulur hale getir, bakalım neler olacak.

Syrakusa, sen bir de içimdekileri görsen, tiksinirsin analizlerimden:)

Aydedeye havlayan, bulaşsın ya, bahar bulaştıkça güzeldir. Güzel yoruma teşekkür ederim, kırmızı surat:)
Akışın arkasındayım, yine de aradığın şeyi dışarıda değil, içinde aramak, akışta olmanın bir parçası gibime gelmekte:)

Serpil, ben blog açıldı demeden önce daha kolay ulaşıyordum ya, şimdi sürekli bir sorun çıkıyor. Delirmek üzereyim.