Arkadaşlığa, aşka, dostluğa nasıl baktığının hiçbir önemi yok. İlişki içinde olduğun kişinin olaya nasıl baktığı, asıl mesele. Sen, "özgürüm ben, içimden geldiği gibi davranırım" derken; karşındaki tamamıyla sana tabi oluyor ve senden de bunu bekliyorsa; afedersin, sıçtığının resmidir.
O ilişki, sevginin ayakları üzerinde durur ama hep tökezler, arada topallar ve belki de gün gelir, düşer yere ve bir daha ayağa kalkamaz. Biri, diğerinden daha az değer veriyor ya da seviyor değildir sadece sevme şekilleri, sevgiyi yaşama halleri farklıdır onların.
Hep karşındakinden beklersin, seni anlamasını ve o seni anlamaz, sen onu anlamazsın, karşılıklı suçlamalarla bir ilişkinin daha köküne kibrit suyu sıkarsın. Böyle zamanlarda, insan kendisi gibi birilerini arkadaş edinmeli ki; sorun çıkmasın diyorum. Sonra da "hani farklılıklar bizi beslerdi Aslı Hanım?" diye elimi belime koyup, kendime kafa tutuyorum.
Farklılıklar sanırım çok yakınına aldığın kişiyle ilişkini beslemiyor. Birinin feragat etmesi gerekiyor ama o zaman da; aynılaşmış oluyorsun, karşındaki değişmiş oluyor yani.
Çok kafa patlatıyorum ama içinden çıkamıyorum ben. Çok yakın dostluklarda, arkadaşlıklarda, aşkta, arkadaşlığa, dosta, aşka bakış açın aynı olmalı ya da farklılıklar pürüz yaratmamak üzere, kabullenilmeli.
Farklılıklar sanırım çok yakınına aldığın kişiyle ilişkini beslemiyor. Birinin feragat etmesi gerekiyor ama o zaman da; aynılaşmış oluyorsun, karşındaki değişmiş oluyor yani.
Çok kafa patlatıyorum ama içinden çıkamıyorum ben. Çok yakın dostluklarda, arkadaşlıklarda, aşkta, arkadaşlığa, dosta, aşka bakış açın aynı olmalı ya da farklılıklar pürüz yaratmamak üzere, kabullenilmeli.
Bencilim ben, diyerek işin içinden çıkıyordum, son zamanlarda. Bu sefer böyle çıkıp gitmek de içime sinmiyor. Değer veriyorum arkadaşıma, silip atmak istemiyorum ama onun beklentileri omzuma ağır geliyor, taşıyamıyorum. İstediğimi yapabilmek, hesap vermeden canımın istediği gibi davranmak çok önemli benim için.
Seninle dün görüşmedim çünkü başka birisiyle bir iş halletmem ve orada olmam gerekiyordu, dediğimde arızalanan bir arkadaş, en zayıf yerime yumruk atmış gibi oluyor. İki büklüm oluyorum, kusmak istiyorum. Belki de çok bencilim ben, siz benim gibi değilsiniz ama ne yapayım böyleyim işte.
Zamanla öğreniyorum fedakarlık etmeyi ve kendimce attığım çok fazla adım oldu ama kendime benzer insanlarla daha huzurlu olduğum kesin. Hiç "hayır" diyemeyen ve aşırı fedakarlıklar boğazını fazlasıyla sıkmış, kendini yeni yeni bulan bir insan, otuz beşinden sonra değişmeye kalkınca; işte böyle oluyor.
Ayarı tutturmakta zorlanıyorum.
Ayarı tutturmakta zorlanıyorum.
Öğreniyorum ama çok yoruluyorum.
12 yorum:
Geçtim bunları ben üff yaa hep fedakarlık hep fedakarlık neden hep yapan ben oluyorum diyorum soruyorum ertsi günü yine aynı döngü içindeyim
ancak geziye gideceğim ve istediğim gibi içimden geldiği gibi 20 gün geçirecem istersem akşamlara kadar uyurum istersem sabahın köründe kalkarım ahh haaa yaşasın gezi :))
İstersem tek yumurta kırıp yerim istersem ziyafet sofraları kurarım ama ben ne istersem ben istediğim için bir başkaları için değil :)
Hic değilse tanımlama doğru bence şimdi birde ayar çekelim.
İlişkilerden bahsederken, bulaşık yıkayan erkek resmi koymanı manidar buldum. Seksist tavrını kınıyorum.:P
krakerim, sana her şey serbest, benden sana müsaade:)
api, ayar oldum:)
avram, o benim, o adam benim:)
biko, bu dediğini düşündüm hep bugüne kadar ama o da bir kaçış mı diye sorguluyorum şu anda. Belki de zorlamamak lazım, bazısıyla olmuyorsa olmuyordur işte.
o ayarı tutturmak zor alışagelmiş fedakarlık hallerinden sonra, yapabilirsen sırrını ben de istiyorum güzel arkadaşım :)
Aslım şekerim... Mesele derin, kedi de dertlendi şimdi. Bence önce içelim, sonra dibine kadar inelim. Çıkamam başka türlü ben bu konunun içinden sanki :)
Bi de Avram'ın tesbiti pek eğlendirdi beni bu sabah :))
aslında sen istediğini bilmiyorsun..bir kuyuda kalıp, sana uygun bir kervanın geçmesini bekliyorsun..Diğer kervanlar konusunda bencilsin.. Ayarlanacağına bence kuyudan çıkmaya çalış..Sınırların bu kuyudan çıkmana engel..Ya sınırlar yada kuyu..
10 yıldır süren arkadaşlığımda değişimler, kabul ediş, red edişler yaşıyor ve ayrılık rüzgarlarıyla savruluyor olduğum şu dönemde bunları okuyunca merek etmeden edemiyorum; acaba O seninde mi arkadaşın ve haberimiz yok. Şaka bi yana gerçekten herkes deiğişiyor, insan da herşeye alışıyor. Sevgiler...
eminem, tam tersine gittim, tutturabilirsem haber vereceğim.
sokağımın kedisi, avram mahallemin delisi, yazıları da çok güzeldir. dertlenme ya içelim biz kısa yoldan.
adsız, tespitin sert olsa da doğruluk payı var.
özgür, ama biz bunu hep yaşıyoruz:) değişiyoruz ve alışıyoruz, tek değişmeyen bu.
Ben de zıtlıklar çeker diye düşünürüm ama bir süre sonra iki tarafı da yoruyor ben mi uyacam o mu uyacak derken bir bakıyorsun ki o bana uysun diyor iki tarafta..ama alışmalı birbirine tutturmamalı ben onu yaptım sen niye yapmadın diye.....
"Seninle dün görüşmedim çünkü başka birisiyle bir iş halletmem ve orada olmam gerekiyordu.
" deseydi biz anlayışla karşılardık değil mi? sorun çıkarmazdık sanki.. İnsanlar kendilerinin istediği gibi yaşayalım istiyorlar... Fedakar ve çoğu zaman uyumlu olduğum için çok fazla sorun yaşamasam da, bir yerden sonra insan aynı fedakarlık ve uyumu karşısındakinden bekliyor. Baştan tavır koymak lazım, isteklerini ve istemediklerini belli etmek lazım. Arkadaşlık ilerledikçe kopmak da zorlaşıyor, ve seni eski "sen" sanıyorlar. Her zaman o fedakarlık uyumu bekliyorlar belki... Sonra bir bakmışsın sevmediğin o farklılıklara dönüşüyorsun. Aynı olmaktan öte, seni sıkmayan, olur olmaz şey yüzünden boğmayan, azıcık hoşgörülü, dünyanın kendisi etrafında dönmediğini bilen kişiler lazım sanki...
Biraz uzaklaşmak da iyi geliyor...
bahar dalları, tutturabilene evet.
yasin, evet uzaklaşmak sanırım en iyisi.
Yorum Gönder