17 Kas 2011

Çook derinlerde

Bir sürü abla büyütüyoruz içimizde, biz büyürken. Çocukluk travmalarımızı atlatmak için kendi içimizden yarattığımız ablalar. O an iyi geliyorlar ama izin vermiyorlar ki; yaşayalım o travmayı, en derindeki duyguyu.

Bugün tanıştığım ablam, yollu biri. Feleğin çemberinden geçmiş, şefkati, acımayı bilmeyen ama yeri geldiğinde, o küçük kızı kanının son damlasına kadar savunacak cesarete sahip. İşe yaradı mı? Çok yaradı ama artık ablanın, bir kenara çekilip, o küçük kızın zamanında engel olduğu acıyı yaşamasına izin vermesinin zamanı geldi. Çünkü çözümlenmeyen ve dibe itilen duygular, bugün yapacaklarımı etkiliyorsa; çözülmeleri gerekiyor.

Çözüm dediğim sadece o ana dönüp, kendimi yaşamaktan alıkoyduğum acıyı dibine kadar yaşayıp, anlayıp, kabullenmek. Ayağıma takılan çalı çırpıyı önümden almadığım sürece tökezlemeye devam edeceğim.

Çok soyut konuştuğumun farkındayım ama somutlaşamıyorum. Burada, en azından. Güvendiğim bir kaç dostuma konuyu anlatıp, somutlaştırdığımda da, küçük kızın ağzından değil de; yollu ablanın dilinden konuşuyorum. Acıyı küçümseyen, onunla dalga geçip, yok sayan dilden. Oysa var, orada işte. Etkiliyor beni. Nasıl kilitlediysem kendimi, her zaman kolayca duygularını dile getiren ben, hissettiğim duyguyu isimlendiremiyorum bile. Adını koyamıyorum.

Bir özür borçluyum, bazı insanlara duygularını sorduğumda pat diye söyleyememelerini anlamadığım için. Anlamıyordum, insan nasıl duygusunu ifade edemez, diyordum. İşte böyle edemezmiş. Ablalar, ağabeyler kişiliğinin birer parçası iken, kişiliğin haline gelip, seni uzak tutarmış, anlamaktan, hissetmekten ve hissettiklerini söylemekten.

Ne yapacağım net değil, belki o ana gidip, bariyerleri kaldırmayı becereceğim, belki de bir uzmandan yardım isteyeceğim. Ama bir şekilde yolluya yol vereceğim.
Başka yolu yok.


10 yorum:

Adsız dedi ki...

yollu ne..veren mi:)

kağıt faresi dedi ki...

farkında olmadan bunu öğreniyoruz işte. hissettiklerimize ket vurmayı, kafamıza eseni yapmamayı öğreniyoruz, bunlar öğretiliyor belki de, sanki illa böyle olması gerekiyormuş gibi. duygularımızı belli etmememiz isteniyor, her durumda olgun olup duygularımızı yok saymaya, mantıklı kararlar vermeye zorlanıyoruz. ama hayat bu değil işte. acı çekmek de lazım. acıya acıta öğrenmek lazım bazen. kolay gelsin demekten başka bir çare yok sanırım :) sevgiler...

Onlyvili dedi ki...

Bazı ablalarımızı dövememiz lazım Aslım

Onlyvili dedi ki...

Seni okurken bir seyimin farkina vardim .Ablalarım varmış meğer :)Elini beline koymuş bekciligini yapiyormus o anlarin.

Aslısın dedi ki...

adsız, artık onu seni takdirine bıraktım:)) sadece veren değil ama anlattığım gibi, korkusuz, hayatı önemsemeyen, duygularından korkan bir abla.

soluk, hayatı yaşamıyoruz aksi takdirde, öyle değil mi?

vilim, dövmeden yavaş:) fark ediyor insan işte, fark etmek için yaşıyoruz sanırım ya da fark edebildiğimiz kadar.

Blogger Bolat dedi ki...

Biz büyüdük ve değişti her şey :)

Aslısın dedi ki...

bolat, tam da öyle oldu, ne güzel şarkıdır o.

★nasli_ dedi ki...

Ben de bu şarkıyı arıyordummmmmmm çokkk çok sevindim bulduğuma :) takipçinim canım beklerim ;)
http://www.nzlsyn.blogspot.com
My Giveaway click click

Aslısın dedi ki...

nasli, çok sevindim şarkını bulmana:) hoşgeldin.

didem dedi ki...

Bazen duygular kolay ifade edilemiyor...