4 Ara 2012

Adıyla soyadıyla gurur duymak?

Aidiyet hissi, tutunmayı sağlıyor. Tutunmak ise hareket kabiliyetini engelliyor. Adına, soyadına, yaşadığı topraklara, öğütlenenlere, inanç sistemine tutunmak, kendini ait hissetmek, güçlü mü kılıyor insanı?

Ayakları üzerinde durmak için kendi ayaklarının dışında bir şeye ihtiyacın yok aslında. Dışarıdan bir güç, sana dayanman için destek olmuyor, sen bunu düşünerek, kendini kandırıyorsun.

Ne adım, ne soyadım, ne de doğduğum yer nedeniyle, başka isimde, başka yerde doğmuş birisinden farklı olduğumu iddia etmekten kaçınıyorum. Farklılıklarımız ya da aynılıklarımız var. Neye, nereye ait olursak olalım, bu böyle.

Tutunmak, hareket kabiliyetini engelliyor dedim ya; aslında bazen de ters etkisi oluyor. Kendilerini ait hissettikleri mekan, ideoloji, inanç nedeniyle insanlar, tek başlarına yapmayacaklarını gerçekleştirecek özgürlüğü ve gücü buluyorlar, kendilerinde. Savaşlar nasıl çıkıyor? Bir şehir, sil baştan nasıl kuruluyor?

Bağlanmak istiyoruz, bağlantılarla kendimizi daha güvende hissediyoruz. Ama yaşadığımız evrene, bütüne bağlanmak yerine, küçük sınırlar içinde, belki de sadece tesadüfen birarada olduklarımızla bütün olduk sanıyoruz. Kurallar belirleyip korumaya aldığımızı sanıyoruz kendimizi. Oysa; bile isteye kendimizi kısıtlıyoruz, sınırlandırıyoruz.

Bazen yapıyor, bazen de tamamen yıkıyor, yok ediyoruz. İnsan bunun için mi yaşıyor acaba? Varoluşunun temelinde; yıkmak, kurmak, parçalara ayırmak sonra da parçaları büyütmek mi var?

Eğer böyleyse şu anda doğru yoldayız. 
Ama değilse; topluca sınıfta kaldık.




9 yorum:

ah bi deli olsam dedi ki...

aidiyet bir noktaya kadar iyi güzel de biz herşey de olduğu gibi bunda da kantarın topuzunu fazlaca kaçırıyoruz Aslı can :( o zaman da bi ayrışmaya ve bölünmeye neden oluyor bu durum.

Must. dedi ki...

Hepimiz mi sınıfta kalmışız? Kanaat notuyla da geçemeyeceksek kendi duvarımı örüyorum hemen.

-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|

ÖZGÜR dedi ki...

olaaa! nerelerdesin yahu? hani canın dolma çekerdi arar evi sipariş ederdik akşam için, yayardın eve kendini iş yerinde kudururduk, sinirlenirdin ona buna sinirlenirdik onlara... arayı açmadan ufaktan ufaktan yaklaş yamacımıza, en azından benimkine!
şu konuya gelince de ''BİZ TOPLUCA NE HALT EDECEĞİMİZİ BİLEMİYORUZ!'' diyor sonra da ''herkes ne hali varsa görsün'' diye ekliyorum.
sevgiyle...

Avram dedi ki...

Evde oturmak yaramış... Uzun İhsan'ın, rüyalarında dünyayı dolaşıyor oluşu belki buna bir cevap olabilir. Kök saldığı yerde aslında köksüzlüğü içinde yaşıyor oluşu. Halatlarla bağlı sanılırken gündüz düşlerinde uçması.

malumafatrus dedi ki...

Uzun zamandır okuduğum en güzel en aklıbaşında yazılardan biri... Gel gör ki beğenimin boyutunu nasıl ifade edeceğimi bir türlü bilemedim...Daha çok yaz desem, beni anlar mısın?

Pilli Petro dedi ki...

ait olmak işte başaramadığım tek şey bu olsa gerek.ne birine, ne bi şehre ne de herhangi birine ait olamamak. bağlanamama duygusu. isim soyisim mevzusuna gelince kendi adım ve soyadımla varolmayı tercih edecek kadar da ukalayım galiba.

Aslısın dedi ki...

Kaytan, butune ait hissetsek, hepsi gececek oysa.

Must duvarina hayran oldum:))

Ozgur seni okuyorum ben yanindayim aslinda. Sesim cikmiyor ama iki gozum uzerinde ona goree:)

Avram muckkk:)

Malumatfarus, cok tesekkur ederim. Seni anlarim tabii, elimden geleni yaparim soz:))

Pilliciim. Dusunsene o adi bile birileri verdi sana, hak edip de kazanmadin ki:)))

vişnap dedi ki...

Biz mi istiyoruz tutunmayı birileri hep tutturuyorlar bizleri bir yerlerimizden zımbalayıp.Kıpraşırsam zımbalar canımı acıtır diye düşünür durur salınırım ait olduğum yerde:Aslısınım arada bir inzivaya çekilmeli ismi soyismi bağlandıklarımızı bağladıklarımızı bırakıp.Sevgilerimi yolladım tut kuzum..

vişnap dedi ki...

Canım Aslısınım bak ben geldim bir ay olacak hadi ama yeni bir yazıyı okumayı hak etmedik mi ?Krakerin seni öper koklar eli boş gider bil istedim muckkkk.