7 Kas 2011

Alıp başını gitmek

Bakıyorum öyle. Bazı şeyleri anlıyorum, bazılarını anlayamıyorum.
Anlamam da gerekmiyor her şeyi diyerek, teselli buluyorum. Yoruluyorum bazen, bazen çok mutlu oluyorum.

Dün, bize el sallayan, penceredeki tombul çocuk olmak istiyorum. Üç yaşında olmak, öyle bakmak istiyorum herkese. Şu anda da, bazı bazı, o çocuktan farklı baktığım söylenemez ama hayal kırıklıkları daha kırıcı oluyor, bu yaşta öyle bakınca.

Neyse çok da hayal kırıklığım yok aslında, ben izin verdiğim kadar. Söylenmek ya da şikayet etmek için de gelmedim, öylesine konuşuyorum.

Hayat, keyif almaya çalışmaktan ibaret olmalı. Kendini iyi hissettiğin insanlarla, huzurlu olduğun ya da neşelendiğin yerlerde bulunmaya çalışmalısın. Bu size tavsiye değil, kendimle konuşuyorum.

Bugün, evden çıkmadım ve keyfim kaçtı. Sadece evde kalmak değil elbette keyfimi kaçıran, oraya da girmiyorum şimdi. Her ne kadar yalnızlığı, evde oturmayı sevdiğimi söylesem de; son bir kaç yıldır aslında gezdiğim, sosyalleştiğim zamanlarda daha mutlu oluyorum. Sosyalleşirken arada kazalar oluyor ama onları da bir sonraki sosyalleşmeye eleyip, devam edersen, o da artık sorun olmaktan çıkıyor.
İnsanlar, içlerindeki sorunların hırsını başkalarından çıkarmaya başladığı anda, çok tehlikeli oluyorlar. Onlarla çok fazla zaman geçirdiğinde, zehirleniyorsun, dengeni kaybedip, yapmayacaklarını yapıyorsun.

Dikkatli olmak lazım. Yuları başkalarının eline teslim etmemek lazım.
Farkında olmak lazım, kendinin de, diğerlerinin de.
Her olanı üstlenmemek, herkesin davranışının sebebini, kendinde aramamak lazım.
Benimle değil, onunla ilgili, diyebilmek lazım.
Endişelerden ve endişelendirenlerden uzak durup, ruhu dingin tutmak lazım.
Bazen de, ben bu kurallarla oynamıyorum, diyebilmek lazım.

Oynamak güzeldir ama gerektiğinde; oyunu bırakabilmek de güzeldir.


7 yorum:

Onur Diribaş dedi ki...

Su olsam, ateş olsam
Göklerdeki güneş olsam
Konuşmasam taş olsam
Yine de oynar mısın benimle?

Adsız dedi ki...

farklı farklı insanlarla görüşerek, aynı insanlarla hergün dibdibe yaşamayarak daha mutlu oluyor sanki insan....özelini, sırrını kimselere söylememek gerekiyor hatta, ne dostuna ne arkadaşına....maalesef azıcık yalıtılmış azıcık sosyal yuvarlanıp gitmeyi gerektiriyor gibi hayat....
İyi bayramlar Aslıııııı

didem dedi ki...

Benimle degil onunla ilgili lafini sevdim. Keske hep oyle bakabilsek. Surekli suclaniyoruz halbuki.

Aslısın dedi ki...

onur, oynarım, o şarkıyı da şarkı yaparım:)

marla, taşlara takılmadan yuvarlanmak öyle zor ki. sana da iyi bayramlar kadın.

didem, evet ya da üzerimize alınıyoruz, oysa belki sebep biz değiliz.

Adsız dedi ki...

Yazının her bir cümlesini beynime kazımak istedim ama şu cümleler:

"İnsanlar, içlerindeki sorunların hırsını başkalarından çıkarmaya başladığı anda, çok tehlikeli oluyorlar. Onlarla çok fazla zaman geçirdiğinde, zehirleniyorsun, dengeni kaybedip, yapmayacaklarını yapıyorsun."

yazının ufak bir parçası da olsa son zamanlarda sıkça hissedip nasıl ifade edeceğimi bilemediğim şeylerin tanımı resmen...

Teşekkürler...

Muzeyyen dedi ki...

Son 2 cümlen.. Vardı aklımın bir köşesinde, saklandıkları yerlerden çıkıp yine aklıma takıldılar..

Onlyvili dedi ki...

Oyunda mızıkcılık yapanlarin başı kel olsun ! :)) Haklisin :)